Sonunda alak olan 23 kelime var. ALAK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde alak olan kelimeler listesine ya da başında alak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
CUMBALAK, DANGALAK, ŞAPŞALAK, TOMBALAK
GOMALAK, KABALAK, KAKALAK, KOZALAK, MOZALAK, ŞAVALAK, TOPALAK, YAPALAK, YATALAK
APALAK, ASALAK
ÇALAK, DALAK, KALAK, MALAK, SALAK, ŞALAK, TALAK, YALAK
A A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
KALA, LAKA
3 Harfli Kelimeler
AKA, ALA, KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞAPŞALAK
-
-
[sıfat]
Özensiz, düzensiz (kimse)
-
[sıfat]
Özensiz, düzensiz (kimse)
- CUMBALAK
-
-
[isim]
Takla
-
[isim]
Takla
- TOMBALAK
-
-
[sıfat]
Kısa boylu, şişman, tıknaz ve tombulca
- "O, o zaman vara yoğa gülen tombalak bir çocuktu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Kısa boylu, şişman, tıknaz ve tombulca
- DANGALAK
-
-
Akılsız, düşüncesiz (kimse)
- "Bu dangalağın hiçbir şeyden haberi yoktu." (Ömer Seyfettin)
-
Akılsız, düşüncesiz (kimse)
- KAKALAK
- ...
- YAPALAK
-
-
[isim]
Bir tür baykuş
-
[isim]
Bir tür baykuş
- KOZALAK
-
-
[isim]
Koza
-
Kozalaklıların, genellikle dibi yuvarlak, tepesi koni biçiminde ve odunsu dokulu meyvesi
- "Kozalaklar çıtırdıyor çamlarda..." (Zeyyat Selimoğlu)
-
Olmamış, kuru, ham meyve
-
Bal mumu üzerine basılmış mührün bozulmaması için üzerine yapıştırılan fil dişinden kapakçık
-
[isim]
Koza
- GOMALAK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mobilya cilası ve zamk yapımında kullanılan, alkolde eriyen bir tür hayvansal reçine
-
[isim]
Mobilya cilası ve zamk yapımında kullanılan, alkolde eriyen bir tür hayvansal reçine
- MOZALAK
-
-
[isim]
Olgunlaşmamış, eğri büğrü meyve
-
[isim]
Olgunlaşmamış, eğri büğrü meyve
- TOPALAK
-
-
[isim]
Hünnapgillerden, yapraklarından yeşil boya çıkarılan bir bitki (Rhamnus clorophorus globosus)
-
[isim]
Hünnapgillerden, yapraklarından yeşil boya çıkarılan bir bitki (Rhamnus clorophorus globosus)
- ŞAVALAK
-
-
Aptal, alık, sersem, budala
-
Aptal, alık, sersem, budala
- KABALAK
-
-
[isim]
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda kullanılmış olan, şapkaya benzeyen bir tür başlık
- "Kendisi, ayağında postallar, sırtında kaput, başında kabalak, Çanakkale cehenneminde askerliğini yaparken..." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda kullanılmış olan, şapkaya benzeyen bir tür başlık
- YATALAK
-
-
[sıfat]
Felç, sakatlık vb. bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse)
- "Şu rezalete bakın, yatalak gibi uzanmışlar." (Ömer Seyfettin)
- "Bu kapanık, rutubetli yerde yatalak olup kalmaktan kurtulurum." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Felç, sakatlık vb. bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse)
- APALAK
-
-
[sıfat]
Tombul, gürbüz, iri (bebek ve küçük çocuk)
-
[sıfat]
Tombul, gürbüz, iri (bebek ve küçük çocuk)
- ASALAK
-
-
Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit
-
[sıfat]
Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, tufeyli
-
Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit
- TALAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Evliliğin sona ermesi, erkeğin karısını boşaması
-
[isim]
Evliliğin sona ermesi, erkeğin karısını boşaması
- MALAK
-
-
[isim]
Manda yavrusu
-
[isim]
Manda yavrusu
- DALAK
-
-
[isim]
Midenin arkasında, diyaframın altında, sol böbreğin üstünde, yassı, uzunca, akyuvar üreten ve yıpranmış alyuvarları toplayan, damarlı, gevşek bir dokudan oluşmuş organ
-
Omurgalı hayvanlarda lenf bezine benzeyen ve kan damarları çok olan bir organ
-
Tekerlek biçimindeki kaşar peyniri
-
Bal peteği
-
[isim]
Midenin arkasında, diyaframın altında, sol böbreğin üstünde, yassı, uzunca, akyuvar üreten ve yıpranmış alyuvarları toplayan, damarlı, gevşek bir dokudan oluşmuş organ
- ŞALAK
-
-
[isim]
Büyümemiş karpuz
-
[isim]
Büyümemiş karpuz
- ÇALAK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Eline ayağına çabuk, atik, çevik
- "Norveçli bir seyyah gibi çalak, köprüye indim ve vapura bindim." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Eline ayağına çabuk, atik, çevik