Sonunda ak olan 9 harfli 693 kelime var. AK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ak olan kelimeler listesine ya da başında ak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AÇINSAMAK
-
-
[-i]
Bir yerin özelliklerini ortaya çıkarmak için araştırma ve inceleme yapmak, istikşaf etmek
-
[-i]
Bir yerin özelliklerini ortaya çıkarmak için araştırma ve inceleme yapmak, istikşaf etmek
- AVUÇLAMAK
-
-
[-i]
Avuçla kavramak, avuçla almak
- "Kapının sarı tokmağını avuçlayıp çeviriyor, kolaycacık açılıyor kapı." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[-i]
Avuçla kavramak, avuçla almak
- FIÇILAMAK
-
-
[-i]
Fıçıya koymak
-
[-i]
Fıçıya koymak
- GAŞYOLMAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[nsz]
Kendinden geçmek
- "Kıyılmaz lakin Allah'ım bu gaşyolmuş vatan vecde..." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[nsz]
Kendinden geçmek
- KODLANMAK
- ...
- NAZLAŞMAK
-
-
[-i]
Karşılıklı olarak naz yapmak
-
[-i]
Karşılıklı olarak naz yapmak
- ZULALAMAK
- ...
- ÇIRPINMAK
-
-
[nsz]
Acı ile debelenmek
- "Bir oltanın iğnesinde çırpınan bir balık." (Orhan Veli Kanık)
-
Kaslar birdenbire kendiliğinden ve düzensiz bir biçimde kımıldamak, ihtilaç etmek
-
Ses çıkararak hafifçe dalgalanmak
- "Bayrakları arzularımla çırpınan gemiler, bir gün sırtlayıp beni götürdüler." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Ne yapacağını şaşırmış bir durumda üzülmek ve telaşlanmak
- "Beğeniyor musun şu yaptıklarını, ne olacak şimdi, ne yapacağız, diye çırpınıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Çok istenilen bir şeyi gerçekleştirebilmek için aşırı derecede çaba harcamak
- "Bir hizmetinizde bulunabilmek, işinizde size yardım etmek, size yararlı olmak için çırpınacak, elinden geleni yapacaktır." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Acı ile debelenmek
- FIŞKIRDAK
-
-
[isim]
Sıvıları fışkırtmaya yarayan araç
-
Ağzındaki iki cam borudan biri üflendiğinde ötekinden su fışkıran, laboratuvarlarda yıkama işlerinde kullanılan bir deney aracı
-
[isim]
Sıvıları fışkırtmaya yarayan araç
- KORKUTMAK
-
-
[-i]
Korkmasına yol açmak
- "Yılan beni o kadar korkutmuştu ki bakarken kuşun hesabına ondan ben korkuyorum." (Memduh Şevket Esendal)
-
Kaygıya düşürmek
- "Sevdiğimiz bir kadının nazarımızda meziyet teşkil eden birçok hâlleri karımız olacak kadında bizi korkutur." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Gözdağı vermek
-
[-i]
Korkmasına yol açmak
- UĞRALAMAK
-
-
[-i]
Uğra serpmek
-
[-i]
Uğra serpmek
- KANDIRMAK
-
-
[-i]
Kanmasını sağlamak, inandırmak, ikna etmek
- "Bu arkadaşları da ben kandırdım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Aldatmak
- "Kızcağızı yaşadığı muhitteki sabıkalılar kandırarak bir şebekeye sokmuş." (Refik Halit Karay)
-
İçme, yeme isteğini karşılamak
-
[-i]
Kanmasını sağlamak, inandırmak, ikna etmek
- YILLATMAK
-
-
[-i]
Üzerinden çok zaman geçirmek
-
[-i]
Üzerinden çok zaman geçirmek
- AMAÇLAMAK
-
-
[-i]
Bir amaca ulaşmayı istemek, istihdaf etmek
- "Sınıf veya zümre egemenliğini veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayan siyasi partiler kurulamaz." (Anayasa)
-
[-i]
Bir amaca ulaşmayı istemek, istihdaf etmek
- APAZLAMAK
-
-
[-i]
Avuçlamak
-
[nsz]
Gemi apazlama rüzgârla gitmek
-
[nsz]
Yelken rüzgârla dolup şişmek
-
[-i]
Avuçlamak
- AZIMSAMAK
-
-
[-i]
Bir şeyin umulduğundan az olduğu yargısına varmak, az görmek, az bulmak
-
[-i]
Bir şeyin umulduğundan az olduğu yargısına varmak, az görmek, az bulmak
- BOKLAŞMAK
-
-
[nsz]
Kötü bir duruma girmek
-
[nsz]
Kötü bir duruma girmek
- KASTIRMAK
- ...
- FIŞKIRMAK
-
-
[-den]
Gaz veya sıvılar bir yerden basınç etkisiyle yukarıya doğru birdenbire ve hızla çıkmak
- "Suya en başköşeyi ayırmalarının nedeni de iyi suyun, hemen hemen memleketimizin dört bucağından fışkırmasıdır." (Salâh Birsel)
-
Bitkiler toplu hâlde, gür olarak yetişmek
- "Kaldırım taşları arasından fışkırmış otların bütün sokağı bürüyeceği muhakkak!" (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bir şey bir yerde bol bol görülmek
- "Ölümsüzlerden fışkıran ışık, karanlıkları bir anda dağıttı." (Cemil Meriç)
-
[-den]
Gaz veya sıvılar bir yerden basınç etkisiyle yukarıya doğru birdenbire ve hızla çıkmak
- OVALANMAK
-
-
[nsz]
Ovalama işine konu olmak
-
Kendi kendini ovmak
-
[nsz]
Ovalama işine konu olmak