Sonunda ak olan 8 harfli 667 kelime var. AK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ak olan kelimeler listesine ya da başında ak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AĞARTMAK

  1. [-i] Ak duruma getirmek, beyazlatmak
  2. Kuyumculukta gümüşü temizlemek

BULATMAK

  1. [-i] Bulaştırmak
    • "Onların canı ciğeri taze fidanları kana bulatmak, yaşlı başlı insanlara yakışmaz." (Haldun Taner)

FIRLAMAK

  1. [nsz] Hızla, birdenbire bulunduğu yerden çıkmak, ayrılmak
    • "Çöpçü beygiri, deli gibi rayın üzerine fırlamıştı." (Haldun Taner)
  2. Yerinden oynayıp ileriye doğru çıkıntı yapmak
    • "Gözleri yerinden fırlamış. Omuz kemiği fırlamış."
  3. Fiyatı birdenbire yükselmek
    • "Borsada altın fiyatları fırladı."

ŞAŞILMAK

  1. [nsz] Şaşkınlığa uğranılmak
    • "Cidden şaşılacak şeyler yapıyor." (Abdülhak Şinasi Hisar)

ŞAŞIRMAK

  1. [-i] Bir işe nasıl başlayıp o işi nasıl sürdüreceğini ve nasıl sonuçlandıracağını bilemeyecek duruma gelmek, içinden çıkamamak
    • "Söyleyeceğini şaşırmak."
    • "Hasta adamı da evden çıkarıp atmak olmaz, ne yapacağını şaşırmış kalmış." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [nsz] Doğru, gerçek ve gerekli olanı ayırt edemeyecek duruma gelmek
    • "Hastasını muayene ederken başında bulundular mı hele söz söylediler mi eli ayağı dolaşır, ya kalbi bulamaz ya nabzı şaşırır." (Atilla İlhan)
  3. [nsz] Ne yapmak gerektiğini bilememek, nasıl davranacağını kestirememek, hayret etmek
    • "... o kadar bağırırdı ki nihayet herif sersem olur, şaşırır, istediğini verirdi." (Memduh Şevket Esendal)

SIVINMAK

  1. [nsz] Gaz veya buhar durumundan sıvı durumuna geçmek

ŞAKRAMAK

  1. [nsz] Şakımak

YALATMAK

  1. [-i] Yalama işini yaptırmak

BOZARMAK

  1. [nsz] Boz renge girmek
    • "Eski bozarmış çarşaf yatağın ortasında toplanmıştı." (Ayla Kutlu)
  2. Renk değiştirmek, rengi atmak

DARALMAK

  1. [nsz] Dar duruma gelmek, küçülmek
  2. Azalmak
    • "Yıllar geçer, bir gün bakarsınız vakitler daralmış." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Zayıflamak
    • "Hafızası o kadar daralmış, bir sene evvelini hatırlamıyor gibi." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Güçleşmek, zorlaşmak
    • "Geçimi daraldı."
  5. Sıkışmak, başı dara gelmek, bunalmak
    • "Daralan soluğu ile çıkamayacağı merdivenleri oğlunun da çıkmasını yasaklıyordu." (Necati Cumalı)

YAMULMAK

  1. [nsz] Yamuk duruma gelmek, eğilmek

DOMALMAK

  1. [nsz] Dizler bükük, baş ileride, çömelmiş bir durum almak

KAYIRMAK

  1. [-i] Koruyarak başarısını sağlamak, elinden tutmak, himmet etmek
    • "Bizi kayıran, arayan yok." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Birini, başkalarının veya işin zararı pahasına tutmak, birine haksız yere kolaylıklar sağlamak, iltimas etmek
    • "Güzelle yüceltirim insanlığı, işim bu / Çirkini, kabayı ve hamı kayıramam ki." (Ahmet Muhip Dranas)

LOĞLAMAK

  1. [-i] Üzerinde loğ gezdirip toprağı bastırmak, sıkıştırmak

SIRLAMAK

  1. [-i] Bazı nesnelere, toprak kaplara sır (I) sürmek

SIVAŞMAK

  1. [-e] Bulaşmak, üstüne sürülmek
  2. [nsz] Sıvık veya sıvışık bir duruma gelmek

YAKINSAK

  1. [sıfat] Tek bir noktaya yöneltme niteliği taşıyan (mercek)

YAZIŞMAK

  1. [nsz] Karşılıklı yazılı olarak haberleşmek

ATLATMAK

  1. [-i] Atlama işini yaptırmak
  2. Basında başka ilgililerden önce bir haberin yayımlanmasını sağlamak
  3. Kötü bir durumu geçiştirmek, savmak
    • "Bana sorarsanız işin en güç tarafını atlattık." (Tarık Buğra)
  4. Başından savmak
    • "Bu Kurul'u atlatıncaya kadar sesimi çıkarmayacağım." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Savsaklamak
  6. Aldatmak
    • "Onları da ara sıra atlatanlar bulunur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

AZDIRMAK

  1. [-i] Azmasına sebep olmak
    • "Merhem yarayı azdırdı."
  2. Azgın duruma getirmek
    • "Taş atarak köpeği azdırdı."
  3. Şımartmak
    • "Yüz verip çocukları azdırdı."
  4. Kötü davranış veya alışkanlıklara sürüklemek, yoldan çıkarmak
    • "Arkadaşları çocuğu azdırdılar."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü