Başında ağ olan 7 harfli 39 kelime var. Ağ ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ağ olan kelimeler listesine ya da sonu ağ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ağ bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AĞIZSIL
-
-
[sıfat]
Ağızla ilgili
-
[sıfat]
Ağızla ilgili
- AĞIZSIZ
-
-
[sıfat]
Ağzı olmayan
-
Yumuşak huylu, sessiz
-
[sıfat]
Ağzı olmayan
- AĞILAMA
-
-
[isim]
Zehirleme
-
[isim]
Zehirleme
- AĞDALIK
-
-
[isim]
Pekmez yapmaktan başka işe yaramayan üzüm
-
[isim]
Pekmez yapmaktan başka işe yaramayan üzüm
- AĞITSAL
-
-
[sıfat]
Ağıtla ilgili, ağıt özelliği taşıyan
-
[sıfat]
Ağıtla ilgili, ağıt özelliği taşıyan
- AĞAÇSIZ
-
-
[sıfat]
Ağacı olmayan
-
[sıfat]
Ağacı olmayan
- AĞIZLIK
-
-
[isim]
Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç
- "Kiraz, bilir miydi ki günün birinde tütün diye bir ot çıkacak ve insanlar bunu içmek için dallarını kesip kesip ağızlık yapacak?" (Refik Halit Karay)
-
Nefesli çalgılarda ağza gelen yer
-
Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılan kapak
-
Kuyu bileziği
-
Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç
-
Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes
-
Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer
-
Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm
-
Bir şeyin başladığı yer
-
Huni
-
[isim]
Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç
- AĞNAMCI
-
-
[isim]
Sayım vergisi toplayan kimse
- "Öşürcüler, ağnamcılar, tahsildarlar, zaptiyeler köylerde kuzu gibi namuslu namuslu dolaşırlarmış." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Sayım vergisi toplayan kimse
- AĞARTMA
-
-
[isim]
Ağartmak işi
-
[isim]
Ağartmak işi
- AĞLAYIŞ
-
-
[isim]
Ağlama işi veya biçimi
- "Hatırlattı bana, bir bayram sabahı / Gökyüzüne kaçırdığım balonuma bakıp ağlayışımı" (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Ağlama işi veya biçimi
- AĞLAMAK
-
-
[nsz]
Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek
-
Ağaç budandığında kesilen yerlerden besi suyu veya öz su akmak
-
[-den]
Sızlanmak, yakınmak
- "Utanç ve kahırdan, yumruklarını ısıra ısıra bir zaman ağladı." (Atilla İlhan)
-
[-e]
Bir duruma üzülmek
- "Şu kara bahtıma ağlıyorum."
-
[nsz]
Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek
- AĞAÇSIL
-
-
[sıfat]
Ağaçla ilgili olan
-
Ağaç türünden olan
-
[sıfat]
Ağaçla ilgili olan
- AĞRIMAK
-
-
[nsz]
Vücudun bir yeri ağrılı durumda olmak
- "Başı ağrımak. Dişi ağrımak."
-
[nsz]
Vücudun bir yeri ağrılı durumda olmak
- AĞLAŞMA
-
-
[isim]
Ağlaşmak işi
-
[isim]
Ağlaşmak işi
- AĞDIRMA
-
-
[isim]
Ağdırmak işi
-
[isim]
Ağdırmak işi
- AĞRIYIŞ
-
-
[isim]
Ağrıma işi veya biçimi
-
[isim]
Ağrıma işi veya biçimi
- AĞLANMA
-
-
[isim]
Ağlanmak işi
-
[isim]
Ağlanmak işi
- AĞUSTOS
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Yılın otuz bir gün süren, sekizinci ayı
-
[isim]
Yılın otuz bir gün süren, sekizinci ayı
- AĞAÇÇIK
-
-
[isim]
Taflan gibi dalları dibinden başlayarak çatallanan küçük ağaç
-
[isim]
Taflan gibi dalları dibinden başlayarak çatallanan küçük ağaç
- AĞIRŞAK
-
-
[isim]
Yün, iplik eğrilen iği ağırlaştırmak için alt ucuna geçirilen yarım küre biçiminde, ortası delik ağaç veya kemik parça
-
Teker biçiminde yassı nesne, kurs (I)
- "Kandil ağırşağı. Emzik ağırşağı. Diz ağırşağı."
-
[isim]
Yün, iplik eğrilen iği ağırlaştırmak için alt ucuna geçirilen yarım küre biçiminde, ortası delik ağaç veya kemik parça