Başında t olan 9 harfli 426 kelime var. T harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde t harfi olan kelimeler listesine ya da sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında t bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TELEMETRİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Uzaklık ölçer
-
[isim]
Uzaklık ölçer
- TERSLEYİŞ
- ...
- TESTERELİ
-
-
[sıfat]
Testere biçiminde dişleri olan
- "Testereli bıçak."
-
[sıfat]
Testere biçiminde dişleri olan
- TÜKÜRÜLME
- ...
- TAŞLATMAK
-
-
[-i]
Taş attırmak, taşa tutturmak
-
[-i]
Taş attırmak, taşa tutturmak
- TIPIŞLAMA
-
-
[isim]
Tıpışlamak işi
-
[isim]
Tıpışlamak işi
- TERSİNMEK
-
-
[nsz]
Geri dönmek, rücu etmek
-
Hiddetlenmek, aksilik etmek
-
[nsz]
Geri dönmek, rücu etmek
- TALAŞLAMA
-
-
[isim]
Talaşlamak işi
-
[isim]
Talaşlamak işi
- TERKİPSİZ
- ...
- TURFALAMA
-
-
[isim]
Turfalamak işi
-
[isim]
Turfalamak işi
- TEZAHÜRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bağırıp çağırarak, alkışlayıp tempo tutarak yapılan gösteri
- "Bazı davetliler giderken gençler tempo tutup tezahürat yapıyorlardı." (Haldun Taner)
-
Hastalıklarda belirtiler
-
[isim]
Bağırıp çağırarak, alkışlayıp tempo tutarak yapılan gösteri
- TADABİLME
- ...
- TUFALAMAK
- ...
- TORBALAMA
-
-
[isim]
Torbalamak işi
-
[isim]
Torbalamak işi
- TADIVERME
- ...
- TAZELETME
-
-
[isim]
Tazeletmek işi
-
[isim]
Tazeletmek işi
- TOSTÇULUK
-
-
[isim]
Tostçunun işi
-
[isim]
Tostçunun işi
- TROMPETÇİ
-
-
[isim]
Trompet çalan kimse
-
[isim]
Trompet çalan kimse
- TUTTURMAK
-
-
[-i]
Tutmasını sağlamak
-
[nsz]
Bir işe başlayıp sürdürmek, bir şeyi yapmakta olmak
- "Urumeli Hisarı'na oturmuşum / Oturmuş da bir türkü tutturmuşum." (Orhan Veli Kanık)
-
[nsz]
Aklına koyup direnmek, ısrar etmek
- "Sakal diye tutturmuş, başka laf dinlemiyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Çivi, toplu iğne, çengelli iğne vb. ile iliştirmek, bağlamak
-
[nsz]
Hedefe vardırmak, değdirmek, isabet ettirmek
- "Taşı fırlattı ama tutturamadı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[-i]
Takip etmek
- "Geldiği yolu tutturup gene tek başına mahalle kahvesinin kapısı önüne kadar geldi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Tutmasını sağlamak
- TUTSAKLIK
-
-
[isim]
Tutsak olma durumu, esirlik, esaret
-
[isim]
Tutsak olma durumu, esirlik, esaret