Sonunda s olan 3 harfli 38 kelime var. S harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde s harfi olan kelimeler listesine ya da başında s harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇİS

  1. [isim] Bazı bitkilerden sızan ve katılaşarak sarımtırak bir cisim durumuna gelen bir çeşit şekerli öz su, kudret helvası
    • "Çis, hekimlikte müshil olarak kullanılır."

PAS

  1. [isim] Su içinde ve nemli havada metallerin, özellikle demirin yüzeyinde oksitlenme sonucunda oluşan madde
    • "Kapılardan ve kilitlerden paslar dökülüyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bazı asalak mantarların çeşitli bitkilerde oluşturduğu portakal sarısı veya kahverengi lekeler
    • "Hokkaların içinde mürekkep kurumuş, kalemler pas tutmuştu." (Ercüment Ekrem Talu)
  3. Bu lekelerden ileri gelen bitki hastalığı
  4. Genellikle midenin bozulmasından ötürü dilin üzerinde oluşan beyaz tabaka, bar
    • "Hastanın dilindeki pas."

TOS

  1. [isim] Alın veya boynuzla vuruş
    • "Bir tos vurduğu gibi kapıyı darmadağın ederek fırlıyor."

SİS

  1. [isim] Atmosferin alt tabakalarındaki küçük su taneleri veya buhardan oluşan bulutların çok alçalarak yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman
    • "Kalkuta'yı süt mavisi bir akşam sisi kaplıyor." (Refik Halit Karay)

TÖS

  1. [ünlem] Hayvanı töskürtmek için söylenen bir söz

KÜS

  1. [sıfat] Küsmüş, dargın
    • "Bu sınıfta küs çocuklar var."

FIS
...
PİS

  1. [sıfat] Leke, toz veya kirle kaplı olan, kirli, iğrendirici, murdar, mülevves
  2. Kendinde pislik olan veya pislenmiş olan
    • "Lağım suları pistir."
  3. Beğenilmeyecek durumda olan, kötü, zararlı
    • "Şu pis dünyanın acılarında bile öyle bir tat var ki her şeye razıyım." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Çirkin, sevimsiz olan
    • "Demin o pis, ukala suratıyla sırıta sırıta yanıma yaklaştı." (Reşat Nuri Güntekin)
  5. Dinleyenleri utandıracak durumda olan (söz)
    • "Pis sözler."
  6. İçinden çıkılması çok güç, karışık
    • "Pis bir iş."

KÖS

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Savaşlarda, alaylarda at, deve veya araba üzerinde taşınan ve işaret vermek için kullanılan büyük davul
    • "Politikacılar onun olumlu isteklerini kös dinler mi, dinlemezler mi o zaman görürüz." (Haldun Taner)

TIS

  1. [isim] Kaz, kedi, yılan vb.nin çıkardığı ses

BİS
...
SOS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bazı yemeklerin üzerine dökülen, domates, baharat vb. şeylerle yapılan karışım

TAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle içine sulu şeyler konulan metal vb.nden yapılmış kap
    • "Tası tarağı toplayıp ortalıktan usul usul tüyüyorsunuz." (Tomris Uyar)
  2. [sıfat] Bu kabın alacağı miktarda olan
    • "İki tas pirinç."
  3. Başa giyilen metal koruyucu
    • "Tulumbacılar yangınlarda başlarına kalaylı taslar giyerler." (Salâh Birsel)

LÖS

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] En çok vadilerde, yamaçlarda bulunan, kil ve kum karışımı, sarı renkli verimli balçık

RUS
...
HAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Özgü, öze, mahsus
    • "Anadolu'nun yüksek yaylalarına has, sessiz, pussuz, boz renkli gecelerden biriydi." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Katışıksız, en iyi cinsten, saf
    • "Has gümüş."
  3. Hükümdara özgü olan
    • "Has ahır. Has bahçe."
  4. İyi nitelikleri kendinde toplamış olan (kimse)
  5. [isim] Başmaklık

AKS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Dingil

PES

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [ünlem] Yenilgiyi kabul ettiğini belirtmek için veya birinin şaşkınlık veren davranışlarına karşılık olarak kullanılan bir söz

CIS

  1. [ünlem] Çocukları ateşe ve tehlikeli şeylere karşı uyarırken söylenen bir söz

SES

  1. [isim] Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün
    • "Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Gülsüm bu fena muamelelere ses çıkarmazdı." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Üç defa ses veren bir küçük çanın altından bahçeye girdiler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Çardaktan kocasının sesini yükselterek söylediğini duyan kadın, kahve takımlarını alıp çıktı." (Necati Cumalı)
  2. Ciğerlerden gelen havanın ses yolunda yaptığı titreşim
    • "Boğukluğu benim kulağıma da ürkütücü gelen bir sesle sordum." (Refik Halit Karay)
    • "Her biri bir türlü feryada başlar / Güller seda verir, bağlar ses verir." (Âşık Veysel)
  3. Duygu ve düşünce
    • "Gençliğin sesini duyuran başka bir dergide ..." (Yusuf Ziya Ortaç)
  4. Herhangi bir davranış, tutum karşısında uyanan ruhsal tepki
    • "Vicdanın sesi. Aklın sesi."
  5. Aralarında uyum bulunan titreşimler

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü