Sonunda n olan 5 harfli 542 kelime var. N harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde n harfi olan kelimeler listesine ya da başında n harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAVUN
-
-
[isim]
Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, iri meyveli bir bitki (Cucum)
-
Bu bitkinin genellikle güzel kokulu, sulu ve etli meyvesi
-
[isim]
Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, iri meyveli bir bitki (Cucum)
- PİYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Satrançta oyunun başında ön sıraya dizilen, bulundukları sıra üzerinde ilk hamlede bir veya iki hane gidebilen sekiz küçük taş, piyade
-
Bir çıkar sağlamak için yararlanılan, istenildiği gibi kolayca kullanılabilen kimse
-
[isim]
Satrançta oyunun başında ön sıraya dizilen, bulundukları sıra üzerinde ilk hamlede bir veya iki hane gidebilen sekiz küçük taş, piyade
- KAYAN
-
-
[sıfat]
Kayarak yer değiştiren
-
[isim]
Yassı, düz, kat kat oluşmuş taş
-
[isim]
Dağdan inen sel
-
[sıfat]
Kayarak yer değiştiren
- KÜTİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bitkilerin kütiküllerini oluşturan, geçirgen olmayan, bal mumu yapısında madde
-
[isim]
Bitkilerin kütiküllerini oluşturan, geçirgen olmayan, bal mumu yapısında madde
- SAPAN
-
-
[isim]
İki ucu ip, ortası örme veya meşin olan bir taş atma aracı
- "Gökçe Bacı, bağrına saplanan bir okla, sapan sallayan eli havada, yere düşüyor." (Tarık Buğra)
-
Genellikle çocukların kuş vurmak için kullandıkları, iki ucuna lastik ve lastiklerin arasına da geniş bir meşin parçası bağlı bulunan çataldan oluşan araç
- "Cebine sakız gibi kuru üzümü doldurdun mu elde sapan, incir kuşu avına çıkarsın." (Atilla İlhan)
-
Kaldırılacak bir şeyin üzerine geçirmek için halattan yapılan çember
-
Makarayı bir yere bağlamak için tablaların çevresine geçirilen halat veya demir kuşaklar
-
[isim]
İki ucu ip, ortası örme veya meşin olan bir taş atma aracı
- SÖKÜN
-
-
[isim]
"Birçok kişi veya şey birbiri ardından gelmek, görünmek" anlamlarına gelen sökün etmek birleşik fiilinde geçer
- "Bir geniş bayırdan oynak Çerkez atları sökün etti." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
"Birçok kişi veya şey birbiri ardından gelmek, görünmek" anlamlarına gelen sökün etmek birleşik fiilinde geçer
- ERGİN
-
-
[sıfat]
Olmuş, yetişmiş, kemale ermiş
- "Ergin yemiş. Ergin ekin."
-
Haklarını kendi kullanmak için yasanın gösterdiği yaşa gelmiş olan (kimse), reşit
- "Oğlunun bilgin, ergin, akıllı, uslu olmasını istiyordu." (Nezihe Araz)
-
[sıfat]
Olmuş, yetişmiş, kemale ermiş
- UYGUN
-
-
[sıfat]
Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip
- "Rıza Efendi'de yerine, zamanına ve konusuna uygun hikâyeler vardır." (Tarık Buğra)
- "O zaman da haydutlar rıhtım kapısına daha önce gitmeyi uygun buldular." (Tarık Buğra)
- "Umduk, bekledik, düşündük. Hangi şey umduğumuza uygun düştü?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "İşte Ahmet Kerim, ilk bakışında Ömer Beyefendi'nin bu eserini yırtıp sepete atmak üzereyken bu ihtimale dayanarak onun gazeteye konulmasını uygun görmüştü." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Elverişli, yarar, müsait, muvafık
-
Orantılı, oranlı
- "Bu, bizim kızın yaradılışının, ablamın koyduğu yeni töreye uygun gelmeyişidir." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip
- CEMAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Toplayarak, toplam olarak, hepsini içine alarak
-
[zarf]
Toplayarak, toplam olarak, hepsini içine alarak
- HAZAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Güz, sonbahar
- "Teselliden nasibim yok hazan ağlar baharımda." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[isim]
Güz, sonbahar
- CEREN
-
Kelime Kökeni : Moğolca
-
[isim]
Ceylan
- "Dedim akça ceren çölde ne gezer ." (Karacaoğlan)
-
[isim]
Ceylan
- JETON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Telefon ve türlü oyunlarda para yerine kullanılan küçük, metal veya plastik marka
- "Çok lafazan ve bilgisiz ama jeton sizde biraz geç düşüyor anlaşılan." (Haldun Taner)
-
[isim]
Telefon ve türlü oyunlarda para yerine kullanılan küçük, metal veya plastik marka
- ORMAN
-
-
[isim]
Ağaçlarla örtülü geniş alan
- "Bitmez tükenmez bir orman, bir çalılık içinde gidiyorduk." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bu ağaçların bütünü
-
[isim]
Ağaçlarla örtülü geniş alan
- RACON
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yol, yöntem, usul
- "Hayri bütün kumar raconunu bilirdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Gösteriş, fiyaka
- "Racon meraklısı bir adam."
- "Hayati ortaya atılır, tosunca raconu keser ya da dövülürdü." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Yol, yöntem, usul
- ŞİRAN
- ...
- CİVAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yakışıklı genç erkek veya genç kadın
- "Henüz on yedi yaşında pembe, beyaz, saf, masum bir civandı." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Genç ve yakışıklı
- "Handan gibi civan bir kız verir de içilmez mi?" (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Yakışıklı genç erkek veya genç kadın
- ERDEN
-
-
[sıfat]
Bakire
- "Bu cinayetleri işlemiş olanların iç dünyalarında erden kalmış yığınla insani zenginlik belirir." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Bakire
- GEVEN
-
-
[isim]
Baklagillerden, çok yıllık, bazı türlerinden kitre denilen zamk çıkarılan, dikenli bir çalı, keven (Astragalus)
-
[isim]
Baklagillerden, çok yıllık, bazı türlerinden kitre denilen zamk çıkarılan, dikenli bir çalı, keven (Astragalus)
- ÖZGÜN
-
-
[sıfat]
Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal
- "Eskinin doğa ile uyuşan, özgün yapılarını yıkıp yerine yabancı, öykünme, yaratıcılıktan yoksun yapılar dikerek çirkinleştirdik." (Necati Cumalı)
-
Bir buluş sonucu olan, nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan
- "Özgün biçim."
-
Çeviri olmayan, asıl olan (metin)
-
[sıfat]
Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal
- DERUN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İç, içeri, öz
-
Gönül, yürek, ruh
-
[isim]
İç, içeri, öz