Sonunda n olan 5 harfli 542 kelime var. N harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde n harfi olan kelimeler listesine ya da başında n harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ROMEN
- ...
- LAGÜN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Deniz kulağı
-
[isim]
Deniz kulağı
- YELİN
-
-
[isim]
İnek, manda, koyun vb. hayvanlarda memenin süt toplanan bölümü
-
[isim]
İnek, manda, koyun vb. hayvanlarda memenin süt toplanan bölümü
- ZIBIN
-
-
[isim]
Bebeklere iç çamaşırı olarak giydirilen, ince pamukludan kısa ve kollu giysi
-
Kolsuz giysi
-
[isim]
Bebeklere iç çamaşırı olarak giydirilen, ince pamukludan kısa ve kollu giysi
- BİZON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Amerika'da yaşayan bir cins hörgüçlü yaban öküzü
-
[isim]
Amerika'da yaşayan bir cins hörgüçlü yaban öküzü
- ÇİTEN
-
-
[isim]
Saman taşımak için arabalara konulan ince dallardan örülmüş büyük sepet veya çit
-
Kuzu ağılı
-
[isim]
Saman taşımak için arabalara konulan ince dallardan örülmüş büyük sepet veya çit
- VATAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yurt
- "Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın / Bir vatan kalbinin attığı yerdir." (Ncmettin Halil Onan)
- "Vatan tutup bu yerlerde kalınmaz / İlleri var bizim ile benzemez." (Karacaoğlan)
-
[isim]
Yurt
- ERKEN
-
-
[zarf]
Vaktinden önce, alışılan zamandan önce, er, geç karşıtı
- "Sakın geç kalma, erken gel." (Ahmet Rasim)
-
Sabahın ilk saatleri
-
[zarf]
Vaktinden önce, alışılan zamandan önce, er, geç karşıtı
- ATFEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Mal ederek, yükleyerek
- "Anasını görünce eski bir mezara atfen döktüğü yaşlar, yeni sevdası içindi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zarf]
Mal ederek, yükleyerek
- REVAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Giden, yürüyen
- "Arabalarımıza binip Tiran yoluna revan, âdeta, kır gezintisine çıkmış bir aile hâlinde idik." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Giden, yürüyen
- ŞERAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Şeriat bakımından
-
[zarf]
Şeriat bakımından
- EVGİN
-
-
[sıfat]
Acil
- "Bu, evgin bir iştir, fazla geciktirmeyiniz."
-
[sıfat]
Acil
- KOLAN
-
-
[isim]
At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer
- "Adam döndü, beygirinin semerini almak için kolanını çözmeye başladı." (Necati Cumalı)
- "Bana bak, Ali Çavuş, biz kimseyi soymuyoruz. Onlar kolan çekiyorlar, kolan çekmek nedir be? Dans etmekten farkı ne ki?" (Sait Faik Abasıyanık)
- "Bu salıncağın dibindeki tahtaya iki kız çıkmışlar, hafif hafif kolan vuruyorlardı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Dokuma, deri, kenevir vb. maddelerden yapılan yassı ve enlice bağ
-
Yünden veya iplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak
-
[isim]
At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer
- NEDEN
-
-
[isim]
Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep
- "İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden, onu ayrıca ilgilendiriyor." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin
- "Biz şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?" (Haldun Taner)
-
Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet
-
[isim]
Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep
- ALGIN
-
-
[sıfat]
Cılız, zayıf, hastalıklı
-
Birine gönül vermiş, tutkun, vurgun
-
[sıfat]
Cılız, zayıf, hastalıklı
- ÇEPİN
-
-
[isim]
Bahçelerde kullanılan küçük çapa
-
[isim]
Bahçelerde kullanılan küçük çapa
- DEKAN
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Üniversitelerde bir fakültenin yönetiminden sorumlu profesör
-
[isim]
Üniversitelerde bir fakültenin yönetiminden sorumlu profesör
- ERGEN
-
-
[sıfat]
Döl verebilecek duruma gelmiş olan, erin, yeni yetme, akil baliğ, baliğ
-
Henüz evlenmemiş, bekâr
-
[sıfat]
Döl verebilecek duruma gelmiş olan, erin, yeni yetme, akil baliğ, baliğ
- EZGİN
-
-
[sıfat]
Paraca durumu bozuk olan (kimse)
-
Çok cefa görmüş (kimse)
- "Emir, hüküm altında yetişmiş bir sığıntı olduğunu çekingen, ezgin tavrıyla daima belli ederdi." (Refik Halit Karay)
-
Çürük, ezik (meyve)
-
Üzüntü veren
- "Bir gece önce çadırın kenarında dinlediğimiz o ezgin, baygın nağmeyi tutturdu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Paraca durumu bozuk olan (kimse)
- IŞKIN
-
-
[isim]
Bir ravent türü
- "Kuşburnunu budarlar / Işkın sürmesin diye." (Halk türküsü)
-
[isim]
Bir ravent türü