Sonunda n olan 3 harfli 58 kelime var. N harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde n harfi olan kelimeler listesine ya da başında n harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DÜN

  1. [isim] Bugünden bir önceki gün
    • "Dün gece uyuyamadım da biraz başım ağrıyor." (Peyami Safa)
  2. Geçmiş
    • "Bugünü anlamak için dünü bilmek gerek."
  3. [zarf] Bugünden bir önceki günde
    • "Dün söyledi."
  4. [zarf] Kısa bir süre önce

HİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kurnaz, cin fikirli kimse
  2. Zaman, zamane

ÇIN

  1. [sıfat] Doğru, gerçek

YÖN

  1. [isim] Belli bir noktaya göre olan yer, taraf
  2. Bir şeyin belli bir noktaya baktığı yan, veçhe
    • "Binanın batı yönü."
  3. Bir yere gitmek için izlenen yol, cihet, istikamet
    • "Bolu yönüne."
  4. Tutulacak, izlenecek yol
    • "İşin ekonomik yönü."

FAN

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Havalandırma aracı, pervane, pervane kanadı, vantilatör
  2. Sıcak veya soğuk havayı dengeli olarak savuran araç

ŞAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ün, san, şöhret
    • "Onların karşısında ilk elde çekilmeyi şanına yediremedi." (Ömer Seyfettin)
  2. Gösteriş, gösterişlilik

KAN

  1. [isim] Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı
    • "Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." (Ömer Seyfettin)
    • "Kan başına çıkarmış zavallının ve hep bağırmak, bağırmak istermiş." (Peyami Safa)
    • "O görüntü gözlerimin önünde canlanınca kan beynime sıçrıyor, kendimi kaybediyorum." (Ahmet Ümit)
    • "Şimdiyse durum değişmiş, şu sazevinde oturanlar toprak için kan bile dökebilirlerdi." (Yahya Kemal)
  2. Soy
    • "O da benim kanımdan."
    • "Her şeye karşın iş adamlığı kanına işlemişti." (Tahsin Yücel)

ÇİN
...
BÖN

  1. [sıfat] Budala, saf, avanak, ahmak
    • "Genç adam çirkin hatta biraz bön." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Söyleyecek söz bulamıyor, bön bön ihtiyar Rum'un yüzüne bakıyordum." (Reşat Nuri Güntekin)

ZEN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kadın

FÖN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sıcak, kuru ve sert esen bir tür rüzgâr
  2. Bu rüzgârı veren bir aletle saçı kurutup biçim vererek tarama

FEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Fizik, kimya, matematik ve biyolojiye verilen ortak ad
    • "Fen fakültesi."
  2. Fizik, kimya, matematik ve biyolojiden elde edilen verileri iş ve yapım alanında uygulama, teknik
    • "Edison, bilimden çok fenne hizmet etmiştir."
  3. Bilim, bilgi
    • "Hocalar dinde, hekimler fende ayıp yok, derlerdi." (Falih Rıfkı Atay)
  4. Hile, hilekârlık
    • "Erkeğin en budalası yine karısını aldatmak fennini bulur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

DUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Alçak, aşağı, aşağılık

HAN

  1. [isim] Osmanlı padişahlarının adlarının sonuna getirilen unvan
  2. Doğu ülkelerinde yerli beyler ve Kırım girayları için kullanılan unvan
    • "Kırım hanları. Altın Ordu hanları."

BİN

  1. [isim] Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı
    • "Rıfat Paşa gibi terbiyeli bir zat bile bin dereden su getirir, harp siyasetimizi methederdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Gündüzki o tatlı eğlentiler şimdi fitil fitil burnumdan gelmeye başladığı için bugün buralara geldiğime bin pişman oluyordum." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Nihayet bin zahmetle iki ayağımın üstüne kalkabildim." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bu sayıyı gösteren 1000, M rakamlarının adı
    • "Ali Çavuş'un hiddeti daha ziyadeleşti. Küfrün bini bir paraya." (Nabizade Nazım)
  3. [sıfat] On kere yüz, dokuz yüz doksan dokuzdan bir artık
  4. [sıfat] Pek çok, çok sayıda
    • "Taşlar, topraklar kaydırarak bin zorlukla iniyorlardı." (Refik Halit Karay)

YÜN

  1. [isim] Koyun tüyü
    • "Bu şiltenin yünü az gelmiş."
  2. [sıfat] Bu tüyden yapılmış
    • "Rahat, yünden, yumuşak bir terlik giyin." (Sait Faik Abasıyanık)

TON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir metreküp hacminde ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı
  2. Bin kilogramlık ağırlık birimi

ZON
...
TİN

  1. [isim] Ruh
  2. Birtakım fizik ötesi kurucularının, gerçeği ve evreni açıklamak için her şeyin özü, temeli veya yapıcısı olarak benimsedikleri madde dışı varlık

GÜN

  1. [isim] Güneş
    • "Gün biraz yükselince ıssı bir sıcak kırları kapladı." (Memduh Şevket Esendal)
    • "O geceyi çok rahatsız geçiren Rıza ertesi sabah gün ağarırken kalktı." (Haldun Taner)
    • "Doktordan gün almam gerekir."
    • "Değişiveren şartlar karşısında gün doğmadan neler doğar diye düşündüğü çok olmuştu." (Ayşe Kulin)
  2. Güneş ışığı
    • "Beş yaşından iki gün aldı."
    • "Süleyman kâhya gün atıncaya kadar çadırların arasında dolaştı." (Yahya Kemal)
    • "Benim tavukların günü daha dolmamışsa suçlu olan ben miyim?" (Zeyyat Selimoğlu)
  3. Gündüz
    • "Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş." (Haldun Taner)
  4. Yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre
    • "Kız kardeşi üç yıl, bir gün olsun canı sıkılmadan yaşadı Tatvan'da." (Necati Cumalı)
  5. İçinde bulunulan zaman
    • "Aylıkları, günün ihtiyaçları karşısında devede kulak gibi kalıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  6. Zaman, sıra
    • "Biz bu ihtiyara son günlerinde hiç aklından geçirmediği bir saadet sağladık." (Haldun Taner)
  7. Çağ, devir
  8. İyi yaşanmış zaman
    • "Zavallı, gün görmedi."
  9. Bayram niteliğinde özel gün
    • "Bugün Fransızların günü imiş."
  10. Belirli günlerde ev hanımlarının konuk ağırlamak için yaptıkları toplantı
    • "Yarın Ayşe Hanım'ın günü."
  11. Tarih

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü