Sonunda n olan 3 harfli 58 kelime var. N harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde n harfi olan kelimeler listesine ya da başında n harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SİN

  1. [isim] Ölü gömülen yer, gömüt, mezar, kabir, metfen, makber
    • "Sana ibret gerek ise / Gel göresin bu sinleri." (Yunus Emre)

YÖN

  1. [isim] Belli bir noktaya göre olan yer, taraf
  2. Bir şeyin belli bir noktaya baktığı yan, veçhe
    • "Binanın batı yönü."
  3. Bir yere gitmek için izlenen yol, cihet, istikamet
    • "Bolu yönüne."
  4. Tutulacak, izlenecek yol
    • "İşin ekonomik yönü."

DUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Alçak, aşağı, aşağılık

LAN

  1. [ünlem] Ulan
    • "İte bak lan, dedi, nasıl da horozlanıyor?" (Necati Cumalı)

KAN

  1. [isim] Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı
    • "Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." (Ömer Seyfettin)
    • "Kan başına çıkarmış zavallının ve hep bağırmak, bağırmak istermiş." (Peyami Safa)
    • "O görüntü gözlerimin önünde canlanınca kan beynime sıçrıyor, kendimi kaybediyorum." (Ahmet Ümit)
    • "Şimdiyse durum değişmiş, şu sazevinde oturanlar toprak için kan bile dökebilirlerdi." (Yahya Kemal)
  2. Soy
    • "O da benim kanımdan."
    • "Her şeye karşın iş adamlığı kanına işlemişti." (Tahsin Yücel)

YÜN

  1. [isim] Koyun tüyü
    • "Bu şiltenin yünü az gelmiş."
  2. [sıfat] Bu tüyden yapılmış
    • "Rahat, yünden, yumuşak bir terlik giyin." (Sait Faik Abasıyanık)

BAN

  1. [isim] Osmanlı İmparatorluğu döneminde Macaristan ve Hırvatistan'da sancak beylerine ve küçük prenslere verilen unvan

ŞEN

  1. [sıfat] Yaşamaktan mutlu olduğunu davranışlarıyla belli eden, sevinçli, neşeli
    • "Hayatta daima şen insanlarla beraber olun, gamlı insanların gamı size de bulaşır." (Reşat Enis)
    • "Sizler gidin, genç kızların türküsüyle şen olun." (Mehmet Emin Yurdakul)
  2. Neşe veren, neşelendiren, eğlenceli
    • "Şen kahkahalar yükseliyorken evinizden / Bendim geçen ey sevgili sandalla denizden." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. Neşe belirtisi olan

VEN
...
JÖN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Genç
  2. [isim] Önemli rollerde oynayan genç oyuncu, jönprömiye

AYN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Göz

ÇAN

  1. [isim] İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran madenden araç, kampana
    • "Harp gemisinde çan, düdük ve insan sesleri birbirine karıştı." (Falih Rıfkı Atay)
    • "İsterseniz çanıma ot tıkar, beni mahvedersiniz." (Orhan Kemal)

GÜN

  1. [isim] Güneş
    • "Gün biraz yükselince ıssı bir sıcak kırları kapladı." (Memduh Şevket Esendal)
    • "O geceyi çok rahatsız geçiren Rıza ertesi sabah gün ağarırken kalktı." (Haldun Taner)
    • "Doktordan gün almam gerekir."
    • "Değişiveren şartlar karşısında gün doğmadan neler doğar diye düşündüğü çok olmuştu." (Ayşe Kulin)
  2. Güneş ışığı
    • "Beş yaşından iki gün aldı."
    • "Süleyman kâhya gün atıncaya kadar çadırların arasında dolaştı." (Yahya Kemal)
    • "Benim tavukların günü daha dolmamışsa suçlu olan ben miyim?" (Zeyyat Selimoğlu)
  3. Gündüz
    • "Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş." (Haldun Taner)
  4. Yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre
    • "Kız kardeşi üç yıl, bir gün olsun canı sıkılmadan yaşadı Tatvan'da." (Necati Cumalı)
  5. İçinde bulunulan zaman
    • "Aylıkları, günün ihtiyaçları karşısında devede kulak gibi kalıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  6. Zaman, sıra
    • "Biz bu ihtiyara son günlerinde hiç aklından geçirmediği bir saadet sağladık." (Haldun Taner)
  7. Çağ, devir
  8. İyi yaşanmış zaman
    • "Zavallı, gün görmedi."
  9. Bayram niteliğinde özel gün
    • "Bugün Fransızların günü imiş."
  10. Belirli günlerde ev hanımlarının konuk ağırlamak için yaptıkları toplantı
    • "Yarın Ayşe Hanım'ın günü."
  11. Tarih

HAN

  1. [isim] Osmanlı padişahlarının adlarının sonuna getirilen unvan
  2. Doğu ülkelerinde yerli beyler ve Kırım girayları için kullanılan unvan
    • "Kırım hanları. Altın Ordu hanları."

ZAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sanı
    • "Kapıyorum zannıyla kilitlemişim, diyordu." (Mithat Cemal Kuntay)
    • "Âdeta elimi uzatsam dokunabilirim zannına düşmüştüm." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

TAN

  1. [isim] Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, fecir
    • "Artık tan sökünceye kadar gelsin gazeller, şarkılar, feryatlar." (Salâh Birsel)

ŞAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ün, san, şöhret
    • "Onların karşısında ilk elde çekilmeyi şanına yediremedi." (Ömer Seyfettin)
  2. Gösteriş, gösterişlilik

HİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kurnaz, cin fikirli kimse
  2. Zaman, zamane

FÖN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sıcak, kuru ve sert esen bir tür rüzgâr
  2. Bu rüzgârı veren bir aletle saçı kurutup biçim vererek tarama

HUN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kan

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü