Başında f olan 7 harfli 168 kelime var. F harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde f harfi olan kelimeler listesine ya da sonu f harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında f bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FERİŞTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Melek
-
[isim]
Melek
- FAĞFURİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Fağfurdan yapılmış
- "Fağfuri fincan."
-
[sıfat]
Fağfurdan yapılmış
- FITRİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğuştancılık
-
[isim]
Doğuştancılık
- FİYASKO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir girişimde gülünç ve başarısız sonuç
-
[isim]
Bir girişimde gülünç ve başarısız sonuç
- FASULYE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Fasulyegillerden, barbunya, çalı, ayşekadın, horoz vb. türleri bulunan bitki (Phaseolus vulgaris)
- "Fasulye sırığı gibi üç buçuk akasya ile park mı olurmuş?" (Tarık Buğra)
-
Bu bitkinin sebze olarak yararlanılan yeşil ürünü ve kuru tohumları
-
[isim]
Fasulyegillerden, barbunya, çalı, ayşekadın, horoz vb. türleri bulunan bitki (Phaseolus vulgaris)
- FİDEİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnancılık
-
[isim]
İnancılık
- FIKRAMA
-
-
[isim]
Fıkramak işi veya durumu
-
[isim]
Fıkramak işi veya durumu
- FANATİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Bağnaz
- "Kendine fanatik tutkunluk duyan insana göre, dünyanın ekseni kendisidir." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Bağnaz
- FESATÇI
-
-
[isim]
Arabozan
- "Fesatçı ve fırsatçı olduğu kadar korkak bir adamdı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Arabozan
- FRANSIZ
- ...
- FOTOTEK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fotoğraf belgeliği
-
[isim]
Fotoğraf belgeliği
- FİLVAKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Gerçekte, gerçekten, her ne kadar, vakıa
- "Filvaki bu genç kız, fikirlerini biraz daha çocuksu anlatıyor." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Gerçekte, gerçekten, her ne kadar, vakıa
- FAZİLET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Erdem
- "Onun iyiliğini, faziletini, şan ve şerefini görmek benim saadetimdir." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Erdem
- FİZİKÇE
-
-
[zarf]
Fizik bakımından
-
[zarf]
Fizik bakımından
- FİKİRLİ
-
-
[sıfat]
Herhangi bir konu üzerinde düşüncesi olan, akıllı, düşünceli
- "Sen aşiretin en fikirlisi olasın da bu düğümü çözmeyesin?" (Kemal Bilbaşar)
-
[sıfat]
Herhangi bir konu üzerinde düşüncesi olan, akıllı, düşünceli
- FAALLİK
- ...
- FARBALA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fırfır
- "Tam o sırada çıt etti, merdivenin üstüne asılı farbalaların bir köşesi koptu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Fırfır
- FİDANCA
- ...
- FACİALI
-
-
[sıfat]
Faciası olan, facia gibi karşılanan
- "Şimdi karşısında bulunduğu vaziyet o kadar facialıydı ki böyle hafif teessürlerle geçiştirilmesine imkân bulamıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Faciası olan, facia gibi karşılanan
- FEYEZAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Taşma, taşkın, seylap
- "Kıranları ve zelzeleleri, feyezanları ve harpleri görmüşlerdir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bereket
-
[isim]
Taşma, taşkın, seylap