Başında f olan 5 harfli 155 kelime var. F harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde f harfi olan kelimeler listesine ya da sonu f harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında f bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FİLOZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Balıkçıların ağları su yüzünde tutmak için kullandıkları kabak veya mantardan yapılmış ağ şamandırası
-
[isim]
Balıkçıların ağları su yüzünde tutmak için kullandıkları kabak veya mantardan yapılmış ağ şamandırası
- FATSA
- ...
- FALAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zamir]
Söylenmesi istenmeyen veya gerekli görülmeyen bir özel adın yerini tutan kelime, filan
- "Bana "falan geldi, falan gitti" diye anlatmaya başladı."
-
[isim]
Cümlede belirtilen nesne veya nesnelerden sonra gelerek "ve benzerleri" anlamında kullanılan bir söz
- "Hiç heyecan falan göstermiyor." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Tarih, yer, kişi vb.nin önüne gelerek tekrarlanmak istenmeyen sözlerin yerine kullanılan kelime
- "Falan tarihte, falan yerde, falan kişi ile gezerken sizi gördüm."
-
[zamir]
Söylenmesi istenmeyen veya gerekli görülmeyen bir özel adın yerini tutan kelime, filan
- FEHVA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlam
-
Kavram, terim, deyim
-
[isim]
Anlam
- FELEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gök, gökyüzü, sema
- "Oyuna bir de kalender, feleğin çemberinden geçmiş ihtiyar komiser koyacaksınız." (Haldun Taner)
- "Bir gün burada koyu ateş renginde bir hotoz görmüştür ki feleğini şaşırmıştır." (Salâh Birsel)
- "Desenize ki işimiz iş; felekten öyle bir gün çalacağız." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Dünya, âlem
-
Talih, baht, şans
- "Felek oyun etmişti onlara, yiğitlerden ikisi uyuya kaldı." (Cemil Meriç)
-
Askerî mızıkada zilli bir müzik aracı
-
[isim]
Gök, gökyüzü, sema
- FUHUŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçinde bulunulan toplumun kurallarına uymayan bir biçimde bir veya birkaç kişiyle para karşılığında cinsel ilişkide bulunma
-
Taşkınlık, aşırı davranış
-
[isim]
İçinde bulunulan toplumun kurallarına uymayan bir biçimde bir veya birkaç kişiyle para karşılığında cinsel ilişkide bulunma
- FANTA
-
-
[isim]
Mavimsi yeşil renkli bir tür baştankara
-
[isim]
Mavimsi yeşil renkli bir tür baştankara
- FLÖRT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Kadınla erkek arasındaki duygusal ilişki
- "Cemal hiç de benimle flört yapmaya kalkmamıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
Birbirine duygusal ilgi duyan kadın ve erkek
- "Gerçi birçok flörtleri olmuş ama karar verip de içlerinden biriyle yuva kurmak cesaretini gösterememişti." (Haldun Taner)
-
Siyasal bir parti, yabancı bir ülke vb.ne tam olarak bağlanmadan yaklaşma
-
[isim]
Kadınla erkek arasındaki duygusal ilişki
- FOSİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Geçmiş yer bilimi zamanlarına ilişkin hayvanların ve bitkilerin, yer kabuğu kayaçları içindeki kalıntıları veya izleri, müstehase, taşıl
-
Düşünce, yaşayış biçimi vb. bakımlardan çağın gerisinde kalmış kimse
-
[isim]
Geçmiş yer bilimi zamanlarına ilişkin hayvanların ve bitkilerin, yer kabuğu kayaçları içindeki kalıntıları veya izleri, müstehase, taşıl
- FASKA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Kundak çocuklarının beline, zıbının üzerinden sarılan geniş sargı
-
[isim]
Kundak çocuklarının beline, zıbının üzerinden sarılan geniş sargı
- FITIK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İç organlardan bir parçanın, genellikle bağırsak bölümünün karın çeperlerini geçip deri altında ur gibi bir şişkinlik yapması, kavlıç, yarımlık
- "Musiki hocamız genç yaşında bir fıtık ameliyatı sonunda ölmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
İç organlardan bir parçanın, genellikle bağırsak bölümünün karın çeperlerini geçip deri altında ur gibi bir şişkinlik yapması, kavlıç, yarımlık
- FRİGO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dondurulmuş krema
-
Sevimsiz, soğuk kimse
-
[isim]
Dondurulmuş krema
- FARBA
-
-
[isim]
Fırfır
-
[isim]
Fırfır
- FİİLİ
- ...
- FIRKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsan topluluğu
-
Siyasal topluluk, parti (I)
- "Mecliste, hâkim olan fırkanın, hükûmet teşkilini, muhalif ve ekalliyette bulunan bir fırkaya terk etmesi ise asla mevzubahis olamaz." (Atatürk)
-
Tümen
- "Benim burada bir fırka kumandanım vardı." (Peyami Safa)
-
[isim]
İnsan topluluğu
- FEMUR
- ...
- FIRIN
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
İçinde genellikle odun yanan, her yanda aynı derecede ısı oluşturarak ekmek, pasta vb. pişirmeye yarayan, tavanı tonoz biçiminde, önünde tek açıklık bulunan ocak
- "Pastacı fırını."
- "Onun usta olması için daha beş fırın ekmek yemesi lazım."
-
[sıfat]
Bu ocakta pişirilmiş
-
Ekmek, pasta vb.nin pişirildiği ve satıldığı dükkân
-
Elektrik, tüp gaz ve doğal gazla çalışan, yiyecekleri pişirmeye veya ısıtmaya yarayan alet
- "Elektrik fırını."
-
Bir maddenin fiziksel veya kimyasal değişime uğratılması amacıyla içinde ısıtıldığı araç
-
[isim]
İçinde genellikle odun yanan, her yanda aynı derecede ısı oluşturarak ekmek, pasta vb. pişirmeye yarayan, tavanı tonoz biçiminde, önünde tek açıklık bulunan ocak
- FALCI
-
-
[isim]
Fala bakmayı kendine geçim yolu yapan kimse
- "Falcılar, gelecekte olacakları bir bir bilir ve söyler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Fala bakmayı kendine geçim yolu yapan kimse
- FİKRİ
- ...
- FRANK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fransa, İsviçre, Belçika vb. ülkelerin para birimi
-
[isim]
Fransa, İsviçre, Belçika vb. ülkelerin para birimi