Başında b olan 5 harfli 391 kelime var. B harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde b harfi olan kelimeler listesine ya da sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında b bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BIKMA

  1. [isim] Bıkmak işi

BEKAS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çulluk

BEYİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anlam bakımından birbirine bağlı iki dizeden oluşmuş şiir parçası
    • "Kendince uğur denediği bazı beyitleri okudu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Ev

BOBİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Makara
  2. Fotoğraf filmi rulosu
    • "Ama bobin bittiği için kamera kendisini bile görüntüleyememiştir." (Salâh Birsel)
  3. Tampon silindiri veya mihver boru etrafına sarılmış kâğıt veya kartonun sürekli uzunluğu
  4. İçinden elektrik akımı geçebilen yalıtılmış tel ile bu telin sarılı bulunduğu silindirden oluşan aygıt

BURMA

  1. [isim] Burmak işi
  2. Sarığıburma tatlısının kısa söylenişi
  3. Burularak yapılmış bilezik
  4. [sıfat] Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış
    • "Yoksa ben hiç de aptal, tutsak ruhlu, herhangi maskara herifin burma bıyıklarına hayran olan dişilerden değilim." (Halide Edip Adıvar)
  5. Hadım etme, iğdiş etme
  6. Musluk
  7. Eğrilmek için bükülmüş yün
  8. Yaşken burularak kurutulan ot
  9. Kuru incir

BEDEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Canlı varlıkların maddi bölümü, vücut
  2. Vücudun, baş, kol ve bacak dışında kalan bölümü, gövde
    • "Yemen halkı yaz günlerinde bedenlerini serinletmek için kabuğu kaynatıp içerler." (Salâh Birsel)
  3. Giysilerde ölçü
  4. Kale duvarı

BENLİ

  1. [sıfat] Ben (I) bulunan
    • "Tılsımı çözmek için kadının sırtı benli olmalı imiş." (Sait Faik Abasıyanık)

BERİL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Doğada altıgen billurlar durumunda bulunan, saydam, çoğu yeşil renkli berilyum ve alüminyum silikat

BRONZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tunç
  2. [sıfat] Bu maddeden yapılmış olan

BİNİT

  1. [isim] Binilecek taşıt veya hayvan, binek atı
    • "Tavla tavla şahbaz atlarım sana binit olsun." (Dede Korkut)

BORUK

  1. [isim] Dağlarda yetişen, kokulu, süpürge ve yakacak olarak kullanılan bir ot türü

BURUN

  1. [isim] Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı
    • "... şöyle demiştim, böyle yapmıştım, diyene burun büker." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Nikâh ettirir ettirmez kadının burnu Kafdağına çıkmış." (Sermet Muhtar Alus)
    • "Çeltikçiler, o burunları Kafdağında çeltikçiler çarşıya düşmüşler, önlerine gelene dert yanıyorlar." (Yahya Kemal)
    • "Orada zaman zaman sebepsiz yere burnu sızlardı insanın." (Murathan Mungan)
  2. Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü
    • "Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum." (Haldun Taner)
    • "Burunları bile kanamadan ganimete kavuşacaklardı." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
  3. Kibir, büyüklenme
    • "Burnundan yanına varılmıyor."
  4. Karanın, özellikle yüksek ve dağlık kıyılarda, türlü biçimlerde denize uzanmış bölümü

BAŞAK

  1. [isim] Arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerin tanelerini taşıyan kılçıklı başı
    • "Toprak üstünde ne tütün fidanı ne buğday başağı bırakmışlar." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Tarlalarda, bağlarda dökülmüş veya tek tük kalmış olan ürün

BEŞLİ

  1. [sıfat] Beş parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden beş tane bulunan
  2. [isim] İskambil, domino vb. oyunlarda üzerinde beş işareti bulunan kâğıt veya pul
  3. [isim] Divan edebiyatında beş dizeli bölümlerden oluşmuş manzume, muhammes
  4. [isim] Halk edebiyatında üçlemeli bir bende, konu ile ilgili aynı ölçüde bir çift dizenin bağlanmasıyla oluşan manzume
  5. [isim] Beş ses veya beş müzik aracı için yazılan müzik eseri, kentet
  6. [isim] Beş müzisyenin çaldığı caz orkestrası

BÜZME

  1. [isim] Büzmek işi
  2. [sıfat] Ağzı büzülerek kapatılan (kese, torba vb.)
    • "Öbürü dolgunca ve büzme çarşaflı." (Refik Halit Karay)

BİLGE

  1. Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek (kimse), hakim
    • "Goethe, insanlarla ilgili her şeyi söyleyip tüketmiş bir bilgedir." (Haldun Taner)

BİLİŞ

  1. [isim] Canlının, bir nesne veya olayın varlığına ilişkin bilgili ve bilinçli duruma gelmesi, vukuf
    • "Eyfel'in büyük bir kule olduğunu bilmek cinsinden bir biliş..." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Hiç kimse bu kara yağız garip yiğide biliş çıkmadı." (Kemal Tahir)
  2. Bildik, tanıdık, dost

BAHÇE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Sebze yetiştirilen yer, bostan
    • "Bahçenin bir köşesinde büyük bir bostan kuyusuyla mıhlanmış bir kapı vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Çiçek ve ağaç yetiştirilen yer
    • "Bir otelin ağaçlıklı, çiçeklerle süslü bahçesi önünde durmuştuk." (Refik Halit Karay)

BÜKEN

  1. [isim] Oynak kemikleri arasındaki açıları daraltan kasların genel adı, açan karşıtı

BARDO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Aygır ile dişi eşek çiftleşmesinden üretilen hayvan

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü