Başında b olan 5 harfli 391 kelime var. B harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde b harfi olan kelimeler listesine ya da sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında b bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BERRİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Karasal
-
[sıfat]
Karasal
- BİLET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Para ile alınan ve konser, sinema, tiyatro vb. eğlence yerlerine girme, ulaşım araçlarına binme veya bir talih oyununa katılma imkânını veren belge
- "Biletini alıncaya kadar vapur da geldi." (Peyami Safa)
- "Benimki paso dedi, hanımefendiye bir bilet kes." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Para ile alınan ve konser, sinema, tiyatro vb. eğlence yerlerine girme, ulaşım araçlarına binme veya bir talih oyununa katılma imkânını veren belge
- BİTİK
-
-
[sıfat]
Yorgunluk veya hastalıktan gücü kalmamış
- "Ne bitik, ne cılız işitilmiyor bile." (Peyami Safa)
-
Durumu kötü, fena
- "Hoşa gitmeyen cilvelere kalkarlarsa hâlimiz bitiktir." (Haldun Taner)
-
Yapışık, dolaşık, ekli
-
[sıfat]
Yorgunluk veya hastalıktan gücü kalmamış
- BİTLİ
-
-
[sıfat]
Üstünde bit bulunan
-
Cimri
-
[sıfat]
Üstünde bit bulunan
- BADIÇ
-
-
[isim]
Bakla, fasulye, bezelye vb. taze sebzelerde, içinde tohumların sıralanmış bulunduğu kabuk, baklamsı meyve
-
[isim]
Bakla, fasulye, bezelye vb. taze sebzelerde, içinde tohumların sıralanmış bulunduğu kabuk, baklamsı meyve
- BENLİ
-
-
[sıfat]
Ben (I) bulunan
- "Tılsımı çözmek için kadının sırtı benli olmalı imiş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Ben (I) bulunan
- BİTEY
-
-
[isim]
Bitki örtüsü
-
[isim]
Bitki örtüsü
- BUTLU
-
-
[sıfat]
Budu olan
-
[sıfat]
Budu olan
- BETİM
-
-
[isim]
Betimleme işi, betimleme
-
Bir şeyi, bir kimseyi, bir olay veya duyguyu betimleyen söz veya yazı, tasvir
-
[isim]
Betimleme işi, betimleme
- BUĞRA
-
-
[isim]
Erkek deve, iki hörgüçlü deve, buğur
-
[isim]
Erkek deve, iki hörgüçlü deve, buğur
- BUĞUR
-
-
[isim]
Buğra
-
[isim]
Buğra
- BASEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Vücudun bel ile kalça arasındaki bölümü
-
Kıtasal uzantıdan okyanus ortası sırtlarına kadar devam eden ve 4000-5000 m derinliği olan deniz dibi
-
[isim]
Vücudun bel ile kalça arasındaki bölümü
- BÜTEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Olefin grubundan C4H8 formülünde iki hidrokarbonun adı
-
[isim]
Olefin grubundan C4H8 formülünde iki hidrokarbonun adı
- BANJO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Amerika zencilerinin çaldığı gitar biçiminde, madenî gövdesi olan beş veya daha çok telli bir müzik aleti
-
[isim]
Amerika zencilerinin çaldığı gitar biçiminde, madenî gövdesi olan beş veya daha çok telli bir müzik aleti
- BEŞİK
-
-
[isim]
Bebekleri yatırmaya ve sallayarak uyutmaya yarayan, tahta veya demirden yapılmış sallanır bir çeşit küçük karyola
- "Ayaklarının ucuna basarak beşiğin yanına geldi." (Halide Edip Adıvar)
-
Ambalajlanacak malın biçimine uygun olarak alta konulan parça veya parçaların tümü
-
Bir şeyin doğup geliştiği yer
- "Sırbistan'ın beşiği ve kaynağı burasıdır." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yüzüstü yatışta, geriye bükülü ayak bileklerini ellerle kavrayarak karın üzerinde baş ve ayak yönünde sallanma
-
[isim]
Bebekleri yatırmaya ve sallayarak uyutmaya yarayan, tahta veya demirden yapılmış sallanır bir çeşit küçük karyola
- BAÇLI
- ...
- BANKO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
İş yerlerinde üzerine eşya koymaya elverişli, iş takibi için gelen kişiyle görevli arasına konulmuş tezgâh
-
Talih oyunlarında, oyunu yönetenin ortaya koyduğu para
-
Talih oyunlarında oyunu yöneten kimse
-
[zarf]
Kesinlikle
- "Bu dönem muhtar banko Ali Bey olacak."
-
[ünlem]
Talih oyunlarında ortada toplanan paranın hepsine oynandığını anlatan bir söz
-
Su altı tepeliği
-
[isim]
İş yerlerinde üzerine eşya koymaya elverişli, iş takibi için gelen kişiyle görevli arasına konulmuş tezgâh
- BLOKE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Kullanılması önlenmiş, el konulmuş
- "Lübnan hükûmeti Türk emlakini usulen bloke ettiğinden satış muamelesi durdurulmuş." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Kullanılması önlenmiş, el konulmuş
- BORAN
-
-
[isim]
Rüzgâr, şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı
- "Yazın sık sık boran olur."
-
[isim]
Rüzgâr, şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı
- BETİK
-
-
[isim]
Yazılı olan şey, kitap, mektup, tezkere, pusula
- "Kanılarımız, rengimiz, görüşümüz betikte belirecek." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yazılı olan şey, kitap, mektup, tezkere, pusula