Sonunda at olan 5 harfli 99 kelime var. AT ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde at olan kelimeler listesine ya da başında at olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BADAT
-
-
[isim]
Birleşikgillerden, şekeri çok, bir tür yer elması
-
[isim]
Birleşikgillerden, şekeri çok, bir tür yer elması
- EFRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bireyler, fertler
-
Erler, erat
-
[isim]
Bireyler, fertler
- HİLAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kaftan
-
[isim]
Kaftan
- SUVAT
-
-
[isim]
Hayvan suvaracak yer
-
[isim]
Hayvan suvaracak yer
- POMAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yağlı ve kokulu merhem
-
[isim]
Yağlı ve kokulu merhem
- SONAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir veya iki çalgı için yazılmış, üç veya dört bölümden oluşan müzik eseri
-
[isim]
Bir veya iki çalgı için yazılmış, üç veya dört bölümden oluşan müzik eseri
- MİRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayna
-
[isim]
Ayna
- CİHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Din uğruna yapılan savaş
-
[isim]
Din uğruna yapılan savaş
- EVLAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimsenin oğlu veya kızı, çocuk
- "Zengin adamlarda evlat muhabbeti daha fazla mı oluyor?" (Refik Halit Karay)
- "Çiçekleri suluyor, evlat gibi büyütüyordu." (Peyami Safa)
- "Daha yüzünü görmeden o da seni kendine evlat edindi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Soy, döl
- "Yüksek bir tahsil görmedim ama ben de efendi evladıyım." (Peyami Safa)
-
[ünlem]
Yaşlı kimselerin çocukları yaşındakilere kullandıkları bir seslenme sözü
- "Evladım, sakın kimseciklere borç etme!" (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Bir kimsenin oğlu veya kızı, çocuk
- SEBAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sözünden veya kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin sürdürme, direşme
- "Fakat şu var ki çocuklar arzularında sebat göstermiyorlar." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Sözünden veya kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin sürdürme, direşme
- AİDAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dernek, kuruluş, kulüp üyelerinin belli sürelerde, belli miktarlarda ödedikleri para, ödenti
- "... üye aidatının sendikaya ödenme şekli kanunla düzenlenir." (Anayasa)
-
Bir hizmet karşılığı sürekli ve düzenli ödenen para
-
Kesenek
-
[isim]
Dernek, kuruluş, kulüp üyelerinin belli sürelerde, belli miktarlarda ödedikleri para, ödenti
- RABAT
- ...
- ASTAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 85 olan, bizmutun alfa ışınlarıyla bombardımanı sonucu elde edilen yapay element, astatin (simgesi At)
-
[isim]
Atom numarası 85 olan, bizmutun alfa ışınlarıyla bombardımanı sonucu elde edilen yapay element, astatin (simgesi At)
- MABAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bitmemiş yazı, roman vb.nde arka, devam
-
Kıç
-
[isim]
Bitmemiş yazı, roman vb.nde arka, devam
- MİLAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. İsa'nın doğduğu gün
-
Herhangi bir olayın başlangıcı
- "Bütün uzay araştırmacıları için yepyeni bir milattı bugün." (Murathan Mungan)
-
[isim]
Hz. İsa'nın doğduğu gün
- EVRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Müslümanlarca belirli zamanlarda okunması âdet olan dualar ve Kur'an ayetleri
- "Geceleri Hüsnü'nün evinde toplanır, zikreder, evrat çekerlermiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Müslümanlarca belirli zamanlarda okunması âdet olan dualar ve Kur'an ayetleri
- RİCAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vazgeçme
-
Gerileme, geri çekilme, geri kaçma
- "1683'te Viyana ricati ile imparatorluk, Avrupa fetihlerini kaybetmeye başlayacaktır." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Vazgeçme
- SIFAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimsenin görev, ödev, toplumsal veya hukuki bakımdan yeri ve özelliği
- "Başvezir sıfatıyla hükûmet işlerini idare eder." (Refik Halit Karay)
-
Bir adı, nitelik, nicelik, yer, sıra vb. bakımından niteleyen, belirten kelime, ön ad
- "Beyaz (ev), güzel (çocuk), beş (gün), bu (kitap) gibi."
-
Yüz, kılık ve dış görünüş
- "Takındığı bu sıfatı boynundaki kravattan fazla mühimsediği yoktu." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bir kimsenin görev, ödev, toplumsal veya hukuki bakımdan yeri ve özelliği
- ISKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düşürme, aşağı atma
-
Düşürülme
-
Ölenlerin kılınmamış namazları ve tutulmamış oruçları için verilen sadaka
-
[isim]
Düşürme, aşağı atma
- KANAT
-
-
[isim]
Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ
- "Kuşun kanatlarını kısıp bir taş parçası gibi yere süzüldüğü gözümün önündedir." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bazı işsiz güçsüz takımı, beş para etmez yapılara kanat gererek kendilerini tatmin etme girişimindeler." (Aydın Boysan)
- "Yazarları, ressamları, müzikçileri kanatlarının altına alan krallar, padişahlar elbette hesaba sığmaz." (Salâh Birsel)
-
Balıklarda yüzgeç
-
Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey
-
Kapı, pencere, dolap gibi dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı
- "Bir müddet kapı kanatlarının kenarlarını okşarcasına yokladı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Yan, taraf
- "Perde kanadı."
-
Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri
- "Partinin sol kanadı."
-
Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol
- "Yel değirmeni kanadı."
- "Pervane kanadı."
-
Angıç
-
Savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah
- "Ordunun sağ kanadı."
-
Futbol, hentbol vb. takım oyunlarında hücum hattının sağ ve sol uçlarında yer alan oyuncular
-
[isim]
Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ