Başında a olan 5 harfli 359 kelime var. A harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde a harfi olan kelimeler listesine ya da sonu a harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında a bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ANYON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Negatif elektrikle yüklü iyon, eksin

ARACI

  1. [isim] Ara bulucu
  2. Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt
  3. İki şey arasında, bağlantı kuran kimse, vasıta
  4. İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği

ASİST

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Sayı veya gol pası

ATMAK

  1. [-i] Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak
    • "Taşı suya atmak."
    • "Hatta aleyhimde atıp tuttuğunu bile duysam kendimi tanıtmamalıydım." (Orhan Veli Kanık)
  2. Bir şeyi yere doğru bırakmak
    • "Dünyanın siyasetiyle meşgul oluyorlar, büyük olaylar hakkında atıp tutuyorlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  3. Bir kimsenin ilişiğini kesmek
    • "Adamcağızı berbat bir yere attılar."
  4. [-e] Koymak
    • "Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz." (Burhan Felek)
  5. Rastgele bir kenara koymak
  6. [-den] Uzatmak
    • "Vapurdan iskele attılar."
  7. Bir yerden başka bir yere taşımak
    • "Hazır araba varken eşyayı eve atalım."
  8. [nsz] Sille, tokat vurmak
  9. [nsz] Top, tüfek vb. silahları patlatmak
  10. [nsz] Kurşun, gülle, ok vb. şeyleri hedefe fırlatmak
    • "Ona üç kurşun attı, vuramadı."
  11. [-e] Geri bırakmak, ertelemek
    • "Bu konunun tartışılmasını gelecek haftaya attılar."
  12. Örtmek
    • "Sırtına bir şal attı."
  13. Yapılmış kötü bir işi birine yüklemek
    • "Suçu onun üzerine attılar."
  14. Sözle sataşmak
    • "Kadınlara laf attılar."
  15. [-i] Kovmak, dışarıya çıkarmak, ilgisini kesip uzaklaştırmak
  16. [-i] İstenilmeyen bir şeyi kendi malı olmaktan çıkarmak
    • "Bu lüzumsuz eşyayı atmalı."
  17. [-i] Kullanılması gelenek hâline gelmiş bir şeyi kullanmaktan vazgeçmek
    • "Şapka inkılabıyla fesi attık."
  18. [-i] Çıkarmak, dışarıya vermek
    • "Yabancı cisimleri vücut atar."
  19. [-i] Patlayıcı maddelerle havaya uçurup yıkmak
    • "Köprüyü dinamitle attılar."
  20. [-i] Yay ve tokmakla ditmek, kabartmak
    • "Pamuğu atmak."
  21. [nsz] Çatlamak
  22. [nsz] Yırtılmak
  23. [-den] Yapışık olduğu yerden ayrılmak
  24. [nsz] Kalp, nabız vurmak, çarpmak
    • "Kalbi hızlı hızlı atıyor."
  25. [-i] Sıkıntı dolayısıyla giyilen bir şeyi çıkarmak
    • "Sıcak basınca sırtındaki ceketi attı."
  26. [-den] Yazılı veya banda alınmış bir metinden bazı bölümleri çıkarmak
  27. [-i] Değerini eksiltmek
  28. [-den] Bir şeyin rengi solmak
    • "Güneşten perdelerin rengi attı."
  29. [nsz] Göndermek, yollamak
    • "Mektup atmak."
  30. [nsz] Haykırmak, bağırmak
    • "Nara atmak."
  31. [-i] Etkisi kaybolmak, alışmak, bırakmak
    • "Hele trenin yorgunluğunu at bir üzerinden." (Tarık Dursun K)
  32. [-den] Terk etmek
  33. Götürmek, sahiplenmek
    • "Gözüne kestirdiği erkeği tavlayıp resmen oraya atarmış." (Atilla İlhan)
  34. [nsz] Söylemek
    • "Gazel attı."
  35. [nsz] Yalan veya abartmalı söz söylemek
    • "Gene atmaya başladı."
  36. [nsz] Bilmeden, kestirerek söylemek
    • "Bilgi yarışmasında attı ama tutturamadı."
  37. [nsz] İçki içmek
    • "... bir kadeh attığımı biliyorum. Sonra artık sarhoş olmuşum." (Sait Faik Abasıyanık)

ALTES

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Prens ve prenseslere verilen şeref unvanı
  2. Bu unvanı taşıyan kimse

AKÇIL

  1. [sıfat] Rengini atmış, ağarmış, içinde ak renk bulunan
    • "Buruşuk, akçıl donlu bir bedevi." (Refik Halit Karay)

ARKAÇ

  1. [isim] Ağıl
  2. Dağ sırtlarında davarların yatırıldığı düz, rüzgâr almayan kuytu yer

AYSIZ

  1. [sıfat] Ay ışığı olmayan (gökyüzü, gece)
    • "Aysız, bol yıldızlı, çekirge ötüşleriyle dolu bir geceydi." (Necati Cumalı)

ABLAK

  1. [sıfat] Yayvan ve dolgun (yüz)
    • "Şarap kızılı vurmuş ablak yüzüyle öfkeli girdi içeri." (Orhan Kemal)

ALİZE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tropikal bölgelerdeki denizlerde bütün yıl süresince düzenli esen rüzgâr
    • "Alizeler, Ekvator'un kuzeyinde kuzeydoğudan, Ekvator'un güneyinde ise güneydoğudan eserler."

ALKOL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bira, şarap vb. sıvıların veya pancar, patates nişastasının şekere dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan glikoz çözeltilerin mayalaşmış özlerinin damıtılmasıyla elde edilen, kokulu, uçucu, yanıcı, renksiz sıvı, ispirto, etanol, etil alkol
  2. Her türlü alkollü içki
    • "Nefesleri alkol kokan bu kimseler pis paçavralar giyinmişlerdi." (Peyami Safa)

ARSIZ

  1. [sıfat] Utanması, sıkılması olmayan, yılışık, yüzsüz (kimse)
  2. Açgözlü davranan (kimse)
  3. Kolayca üreyebilen (bitki)

AFİFE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İffetli (kadın)

AYLIK

  1. [isim] Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş
    • "Ordu ve hükûmet aylıklarımızın bir kısmıyla altın alırdık." (Falih Rıfkı Atay)
  2. [sıfat] Bir ay içinde olan
    • "Aylık kazanç."
  3. [sıfat] Bir ay süren
    • "Aylık iş."
  4. [sıfat] Ayda bir kez yapılan veya çıkan
    • "Aylık toplantı. Aylık rapor. Aylık dergi."
  5. [sıfat] Belirli aydan beri var olan
    • "Üç aylık çocuk..."
  6. [zarf] Ay olarak, bir ay için
    • "Ben uzunca kalacağım için aylık olarak tutmuştum odamı." (Erhan Bener)

AZERİ
...
ABECİ
...
ANİME

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Japon çizgi filmi

ANMAK

  1. [-i] Birini veya bir şeyi akla getirerek sözünü etmek veya onu düşünmek, zikretmek, hatırlamak
    • "Onun bu fedakârlığını her yerde, her zaman minnetle anacağım." (Peyami Safa)
  2. Bir sözü ağzına almak
    • "Hastalığın adını anmaktan korkuyor."
  3. [-i] Bir armağanla birinin gönlünü almak
  4. Adlandırmak
    • "Onu, başka Tahirlerden ayırt etmek için "Temiz Tahir" diye anarlardı."

AVARA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Üzerinde döndüğü ve kendisini taşıyan milden bağımsız olarak çalışan mekanizma
    • "Güreş boyunca iki yazar kendi savında direnir ve avara kasnak dönüp durur." (Salâh Birsel)
  2. [ünlem] Kıyıya dayanılarak sandalın açılması için kürekçilere verilen komut
  3. Bir geminin başka bir gemiden veya kıyıdan açılması

AVAZE
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü