Başında i olan 5 harfli 212 kelime var. İ harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde i harfi olan kelimeler listesine ya da sonu i harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında i bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İRİCE
-
-
[sıfat]
İriye yakın, biraz iri (kimse veya şey)
- "İrice vücudunu meydanın ortasında görerek beraberce yürüdük." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
İriye yakın, biraz iri (kimse veya şey)
- İHLAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temiz sevgi ve yürekten bağlılık
-
İbadetlerdeki içtenlik
-
[isim]
Temiz sevgi ve yürekten bağlılık
- İLAVE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Katma, ekleme, ulama
- "Bu istilanın nasıl bir facia olduğunu Avrupa tarihçileri iyi yazdıkları için bir kelime ilave etmeye lüzum yoktur." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Eklenmiş, katılmış parça
-
Arttırma, büyütme, abartma
-
Ek
-
[isim]
Katma, ekleme, ulama
- İZMİT
- ...
- İLZAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cevap veremez duruma getirme, susturma
-
Herhangi bir iş yerinin gelirlerini toplama işini üzerine alma
-
[isim]
Cevap veremez duruma getirme, susturma
- İTİLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yücelme
- "Beşer denen kuş doymaz itilalara." (Tevfik Fikret)
-
[isim]
Yücelme
- İBARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz
- "Şu ibarelerin neresinde dilimizin şivesine uygunluk var?" (Ahmet Rasim)
-
[isim]
Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz
- İSALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akıtma
-
[isim]
Akıtma
- İŞRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçki içme
- "İşret meclisi."
-
[isim]
İçki içme
- İDARİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yönetimsel
-
[sıfat]
Yönetimsel
- İHBAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bildirme, bildirim, haber verme
-
Suçlu saydığı birini veya suç saydığı bir olayı yetkili makama gizlice bildirme, ele verme
- "Karakollara da ihbarlar artmaya başlamıştı." (Çetin Altan)
-
[isim]
Bildirme, bildirim, haber verme
- İNTAÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işi sonuçlandırma, sona erdirme, bitirme
-
[isim]
Bir işi sonuçlandırma, sona erdirme, bitirme
- İÇREK
-
-
[sıfat]
Belirli bir insan topluluğunun dışında kimseye bildirilmeyen, yalnızca sınırlı, dar bir çevreye aktarılan (her türlü bilgi, öğreti), bâtıni, ezoterik, dışrak karşıtı
-
[sıfat]
Belirli bir insan topluluğunun dışında kimseye bildirilmeyen, yalnızca sınırlı, dar bir çevreye aktarılan (her türlü bilgi, öğreti), bâtıni, ezoterik, dışrak karşıtı
- İFFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cinsel konularda ahlak kurallarına bağlılık, sililik
-
Namus
-
[isim]
Cinsel konularda ahlak kurallarına bağlılık, sililik
- İĞDİŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Erkeklik bezleri çıkarılarak veya burularak erkeklik görevi yapamayacak duruma getirilmiş (hayvan ve özellikle at)
-
[sıfat]
Erkeklik bezleri çıkarılarak veya burularak erkeklik görevi yapamayacak duruma getirilmiş (hayvan ve özellikle at)
- İHRAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kazanma, elde etme, erişme
- "Ölenler şehitlik mertebesini ihraz eyler." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Kazanma, elde etme, erişme
- İKDAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gayretle çalışma, sürekli uğraşma
-
[isim]
Gayretle çalışma, sürekli uğraşma
- İSTİF
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Eşya veya başka nesnelerin düzgün bir biçimde üst üste konulmasıyla oluşan yığın
- "Manav Rahmi marullarını ta tavana kadar istif etmiş, aralarına yer yer domatesler sıkıştırmış." (Oktay Rifat)
- "Adamcağız o akşam, arkasından bir bisiklet çıngırağı duymuş fakat istifini bozmamıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
Kereste, tahta vb. ağaç ürünlerini kurutmak veya bekletmek amacı ile belirli düzenlerde üst üste dizerek yapılan yığın
-
Stok
-
[isim]
Eşya veya başka nesnelerin düzgün bir biçimde üst üste konulmasıyla oluşan yığın
- İDMAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vücudun gücünü artırmak için yapılan alıştırma
- "Evinden yalnız idman yapmak için çıktığına eminim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir spor dalında yapılan alıştırma, hazırlık çalışması, alıştırma, çalışım, egzersiz, antrenman
-
Herhangi bir duruma veya şeye alışkanlık kazanma
- "İçkide Tosun Ağa kadar değilse de hemen ona yakın idmanı vardı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Vücudun gücünü artırmak için yapılan alıştırma
- İHRAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hacıların örtündükleri dikişsiz bürgü
-
Yün yaygı
-
Yunanların, Romalıların, günümüzde de Berberilerin büründükleri geniş, beyaz, yünlü çarşaftan giysi
-
[isim]
Hacıların örtündükleri dikişsiz bürgü