Başında ü olan 8 harfli 50 kelime var. Ü harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ü harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ü harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ü bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÜSTLENİŞ
- ...
- ÜRKÜTMEK
-
-
[-i]
Ürküntü vermek
-
Korkutup kaçırmak
- "Avcı, elinde ipi silkeleyerek hafif, sanki balıklarını ürkütmek istemiyormuş gibi yavaş yavaş ağını çekiyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Herhangi bir etkiyle bitkinin gelişmesini engellemek
-
Korkutmak
- "Bu kadar büyük bir adamın huzuruna çıkmak ihtimali bile beni ürkütüyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Kuşkulandırmak
- "Ali Rıza Bey hemen kendini topladı. Münasebetsiz bir şey yaparak arkadaşını ürkütmekte mana yoktu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Ürküntü vermek
- ÜNİFORMA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Aynı işi yapanların giydikleri, tüzükle belirtilmiş, bir örnek giysi
-
Silahlı kuvvetlerin resmî giysisi
- "Kusursuz asker üniforması içinde zeki ve duygulu bir yüzü vardı." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Aynı işi yapanların giydikleri, tüzükle belirtilmiş, bir örnek giysi
- ÜSTÇAVUŞ
-
-
[isim]
Orduda astsubaylığın ikinci aşaması olan, çavuşla başçavuş arasındaki görevli
-
[isim]
Orduda astsubaylığın ikinci aşaması olan, çavuşla başçavuş arasındaki görevli
- ÜSTEĞMEN
-
-
[isim]
Orduda rütbesi teğmenle yüzbaşı arasında olan subay
-
[isim]
Orduda rütbesi teğmenle yüzbaşı arasında olan subay
- ÜTÜLENİŞ
- ...
- ÜZÜNTÜLÜ
-
-
[sıfat]
Üzüntüsü olan, acılı, müteessir
- "Ara sıra, saate üzüntülü bir göz atıyordu." (Peyami Safa)
-
Üzüntü veren
- "Onu güldüren ve bizi ağlatan bu uzun ve üzüntülü oyun feleğin sabrını tüketti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[zarf]
Üzüntülü bir biçimde, üzüntülü olarak
-
[sıfat]
Üzüntüsü olan, acılı, müteessir
- ÜÇLEŞMEK
-
-
[nsz]
Üçe çıkmak, bir veya ikiyken üç olmak
-
[nsz]
Üçe çıkmak, bir veya ikiyken üç olmak
- ÜFLETMEK
- ...
- ÜNLETMEK
-
-
[-i]
Bağırtmak, çağırtmak
- "Şehirde olsa ünletirsin: Görene beş kuruş, bulana on kuruş." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[-i]
Bağırtmak, çağırtmak
- ÜSTÜNLÜK
-
-
[isim]
Üstün olma durumu, faikiyet, rüçhan, avantaj
- "Bunlar kendilerini kıskançlık gibi, üstünlük gibi gençlik hislerine kaptıran hanımlardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Üstün olma durumu, faikiyet, rüçhan, avantaj
- ÜNSÜZLÜK
- ...
- ÜRKEKLİK
-
-
[isim]
Ürkek olma durumu veya ürkekçe davranış
- "Kurtlar, kuşlar uğrağı korkunç dağ başlarında tek başına gezen bir seyyah gibi gönlü ürkeklikle doludur." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Ürkek olma durumu veya ürkekçe davranış
- ÜTÜCÜLÜK
-
-
[isim]
Ütücü olma durumu
-
[isim]
Ütücü olma durumu
- ÜSTADANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Üstatça
- "Gayet muntazam ve üstadane bir takip planı yapmıştım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Üstatça
- ÜTOPYACI
-
-
[isim]
Ütopyalara kapılan, inanan kimse, ütopist
-
[isim]
Ütopyalara kapılan, inanan kimse, ütopist
- ÜZERİNDE
-
-
[zarf]
Üstünde
- "Donanan minareler sanki yolun üzerinde yakılan meşalelerdir." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Klasik yazarlarımızın yapıtları üzerinde durmak, hepimiz için bir görev." (Selim İleri)
- "Hasılı ne yaptı yaptı, elektrikli süpürge üzerinde kaldı." (Haldun Taner)
-
... ile ilgili, üzerine
- "Hacı Ömer'in hatırı için gecelerce başımı soğuk su ile ıslatarak kitaplar üzerinde çalıştım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Üstünde
- ÜRKÜTÜCÜ
-
-
[sıfat]
Ürküntüye yol açan (şey)
- "Boğukluğu benim kulağıma da ürkütücü gelen bir sesle sordum." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Ürküntüye yol açan (şey)
- ÜSTSUBAY
-
-
[isim]
Binbaşı, yarbay ve albay rütbesindeki subaylara verilen genel ad
-
[isim]
Binbaşı, yarbay ve albay rütbesindeki subaylara verilen genel ad
- ÜLEŞİLME
-
-
[isim]
Üleşilmek işi
-
[isim]
Üleşilmek işi