Başında o olan 8 harfli 148 kelime var. O harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde o harfi olan kelimeler listesine ya da sonu o harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında o bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ONDÜLELİ
-
-
[sıfat]
Ondülesi olan
- "İri yarı, saçları ondüleli, mavi gözlü bir kadın." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Ondülesi olan
- ONTOLOJİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Varlık bilimi
-
[isim]
Varlık bilimi
- ORACIKTA
-
-
[zarf]
Hemen o yerde, olduğu yerde
- "Yemeğini son günlerde oracıkta, pasaj içindeki Macar lokantasında yiyordu." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Hemen o yerde, olduğu yerde
- OJELEMEK
- ...
- ORUNLAMA
-
-
[isim]
Bir konunun yerine onunla benzerlikleri olan bir başka konuyu anlatma
-
[isim]
Bir konunun yerine onunla benzerlikleri olan bir başka konuyu anlatma
- OZOKERİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yer mumu
-
[isim]
Yer mumu
- ORTODOKS
- ...
- OYNATMAK
-
-
[-i]
Oynamasını sağlamak
- "Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı." (Peyami Safa)
-
Kımıldamasına yol açmak
- "Elindeki kamçıyı oynatarak güneş altında yanan ovalarda gözlerini gezdirdi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Herhangi bir canlıya istenilen hareketleri yaptırmak
- "Ayı oynatmak."
-
[nsz]
Bir araç, gereç kullanmak
- "Akıllı bir adam mermer üzerinde keser oynatır mı?" (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Aklını yitirmek
- "Sizinle iki gün daha çalışsam aklımı oynatabilirim." (Falih Rıfkı Atay)
-
Korkutmak, heyecanlandırmak
- "Yüreğimi oynattın."
-
Herhangi bir ödevi yerine getirmeyerek karşı tarafı düzenle oyalamak
- "Borçlu alacaklıyı iki aydır oynatıyor."
-
[nsz]
Sahneye koymak
- "Bu ramazan geceleri Karagöz oynatacağız." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Oynamasını sağlamak
- OSMANİYE
- ...
- OLUVERME
- ...
- OLİGARŞİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Siyasal gücün birkaç kişilik bir grubun elinde toplandığı yönetim, aristokrasinin daralmış biçimi, takım erki
- "Bugün Fransa gibi iki yüz yıl önce oligarşiyi yıkmış bir ülkede hâlâ kral diye bağıranlar vardır." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Siyasal gücün birkaç kişilik bir grubun elinde toplandığı yönetim, aristokrasinin daralmış biçimi, takım erki
- OPERETÇİ
-
-
[isim]
Operet metni yazan, besteleyen veya operette rol alan sanatçı
- "Briç masasında operetçi Muhlis Sabahattin başı çeker." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Operet metni yazan, besteleyen veya operette rol alan sanatçı
- ONLARDAN
-
-
karşı taraftan olan (kimse)
- "O kış, önceki kışlardan daha az üşüdüm." (Necati Cumalı)
- "O duvar senin, bu duvar benim, sağdan sola, soldan sağa yalpa vurarak halkın önüne çıkıvermiş." (Halit Fahri Ozansoy)
- "... o gün bugün bir kere bile hastalanıp yatmamıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Oyunları o kadar güzel olurmuş ki bunlar millî bir edebiyat eseri sayılırmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
karşı taraftan olan (kimse)
- OTURAKLI
-
-
[sıfat]
Sağlam, gösterişli
- "Çoğu dört köşe, kalın, oturaklı olan Arap üslubu minareler o ruhaniliği vermez." (Refik Halit Karay)
-
Yerinde sağlam duran
-
Yerinde ve sırasında söylenen, çarpıcı (söz)
-
Saygı uyandıran, ağırbaşlı (kimse)
- "Seçmenleriniz sizin daha bir oturaklı, daha bir ağırbaşlı, daha bir ölçülü olmanızı isterler." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Sağlam, gösterişli
- ORTOPEDİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hekimliğin, çocuklardaki vücut biçimsizliklerini düzelten veya önleyen bir kolu
-
Vücutta kemikler, eklemler, kaslar, kirişler, sinirler gibi hareketi sağlayan organların bozukluklarını düzelten, tedavi eden cerrahi kolu
-
[isim]
Hekimliğin, çocuklardaki vücut biçimsizliklerini düzelten veya önleyen bir kolu
- OYUVERME
- ...
- ONAYLAMA
-
-
[isim]
Onaylamak işi, tasdik, konfirmasyon
-
[isim]
Onaylamak işi, tasdik, konfirmasyon
- ORGANTİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Seyrek dokunmuş, ince, sert bir kumaş
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış
- "Sahnede siyah organtin tuvaletiyle beli incelmiş, göğsü kabarmış." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Seyrek dokunmuş, ince, sert bir kumaş
- OYALANMA
-
-
[isim]
Oyalanmak işi
-
[isim]
Oyalanmak işi
- OTLATMAK
-
-
[-i]
Hayvanı veya sürüyü otlayabileceği bir yere götürmek, otlamaya bırakmak, otlamasını sağlamak
-
[-i]
Hayvanı veya sürüyü otlayabileceği bir yere götürmek, otlamaya bırakmak, otlamasını sağlamak