Başında o olan 6 harfli 148 kelime var. O harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde o harfi olan kelimeler listesine ya da sonu o harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında o bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ONAŞMA
-
-
[isim]
Onaşmak durumu
-
[isim]
Onaşmak durumu
- OLACAK
-
-
[sıfat]
Olması, yapılması uygun olan
- "Bu olacak iş mi?"
-
[isim]
Olma, gerçekleşme olasılığı bulunan şey
- "Olmuşa değil, olacağa bak!"
-
[isim]
Olmasının önüne geçilemeyen durum
- "İş olacağına varır."
-
[sıfat]
Olması, yapılması uygun olan
- OTOKAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Toplu geziler için yapılmış büyük otobüs
-
[isim]
Toplu geziler için yapılmış büyük otobüs
- OTOMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir tür ipekli kumaş
-
Sedir biçiminde kanepe
-
[isim]
Bir tür ipekli kumaş
- OTUZAR
-
-
[sıfat]
Otuz sayısının üleştirme biçimi, her defasında otuzu bir arada, her birine otuz
-
[sıfat]
Otuz sayısının üleştirme biçimi, her defasında otuzu bir arada, her birine otuz
- OVUNMA
-
-
[isim]
Ovunmak işi
-
[isim]
Ovunmak işi
- OYUKLU
-
-
[sıfat]
Oyuğu olan, oyukları bulunan
-
[sıfat]
Oyuğu olan, oyukları bulunan
- OKUMUŞ
-
-
[sıfat]
Okuyarak bilgisini genişletmiş, öğrenim görmüş (kimse)
- "İki yabancı dil bilen, okumuş, kibar bir tıbbiye talebesi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Okuyarak bilgisini genişletmiş, öğrenim görmüş (kimse)
- ORANLI
-
-
[sıfat]
Kendinde oran bulunan, nispetli, mütenasip, mütevazin
-
[sıfat]
Kendinde oran bulunan, nispetli, mütenasip, mütevazin
- OLEFİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Etilen gibi yapısına başka bir öge veya kök sokulabilen, karbonlu hidrojenlerin genel adı
-
[isim]
Etilen gibi yapısına başka bir öge veya kök sokulabilen, karbonlu hidrojenlerin genel adı
- ORDİNO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir poliçenin arkasına ciro edildiği kişiye ödenmesi için yazılan havale emri
-
Tüccarın malını gümrükten çekebilmesi için vapur kumpanyasından yük konşimentosuna karşılık verilen havale
-
Denizcilik işletmelerinde gemi adamlarını gemilere atama belgesi
-
[isim]
Bir poliçenin arkasına ciro edildiği kişiye ödenmesi için yazılan havale emri
- OJESİZ
- ...
- OVACIK
- ...
- ONCASI
- ...
- OKUMAK
-
-
[-i]
Yazıya geçirilmiş bir metne bakarak bunu sessizce çözümleyip anlamak veya aynı zamanda seslere çevirmek
- "Bana umutsuz bir sesle son raporları okudu." (Falih Rıfkı Atay)
- "Gerçi her gece yatmadan evvel okuyup üflerse de çok geçmeden yine uyanır ve kalkardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[nsz]
Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek
- "Gazete bile okumak istemiyorum." (Burhan Felek)
-
[nsz]
Bir konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmak, öğrenim görmek
- "Çabuk dil öğrenmedi, okumak istemedi." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Şarkı, türkü, şiir vb.ni sesli olarak veya ezgi ile söylemek
- "Salon boşalmaya başladı, biz şiirler okuyup dinliyoruz." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Bir şeyin anlamını çözmek
- "Şifre okumak."
-
Hastalığı iyi edeceğini ileri sürerek okuyup üflemek, üfürükçülük etmek
-
Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak
- "Yüzünü benden saklıyor. Niçin? Çehresinde, melalinde aşkının matemini okumayayım, diye mi?" (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Sövmek, küfretmek
-
Bir yere çağırmak, davet etmek, okuntu göndermek
-
[-i]
Yazıya geçirilmiş bir metne bakarak bunu sessizce çözümleyip anlamak veya aynı zamanda seslere çevirmek
- OTURAK
-
-
[isim]
Oturulacak yer veya şey
-
Alçak iskemle
-
Bir şeyin yere gelen tarafı, taban
-
Ördek
-
İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti
-
Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm
-
[sıfat]
Bacaklarında veya başka bir yerinde, gezmesine engel olacak bir özrü olduğundan hep evde oturan (kimse), kötürüm
-
Kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli tahta
-
[isim]
Oturulacak yer veya şey
- ONUNKİ
-
-
[sıfat]
Onun olan, onunla ilgili olan
-
[zamir]
Üçüncü kişinin karısından veya kocasından söz ederken kullanılan söz
-
[sıfat]
Onun olan, onunla ilgili olan
- OHLAMA
-
-
[isim]
Ohlamak işi veya durumu
-
[isim]
Ohlamak işi veya durumu
- OSURUŞ
- ...
- OTLAMA
-
-
[isim]
Otlamak işi
-
[isim]
Otlamak işi