İçinde es olan 5 harfli 113 kelime var. İçerisinde ES bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında es olan kelimeler listesine ya da Sonu es ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ES, SE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MESEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sanat ve bilim adamlarını koruyan kimse
- "Anacığı Sait Faik'in tek meseni, en anlayışlı dostu, sır yoldaşı oldu dünyada." (Haldun Taner)
-
[isim]
Sanat ve bilim adamlarını koruyan kimse
- BESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir müzik eserini oluşturan ezgilerin bütünü
- "Belki hâlâ o besteler çalınır / Gemiler geçmeyen bir ummanda." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Bir müzik eserini oluşturan ezgilerin bütünü
- ESANS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bitkilerden türlü yollarla çıkarılan veya kimyasal yöntemlerle yapılan, kokulu ve uçucu sıvı
- "İçlerinden biri, galiba esmerleri, bir esans sürmüştü." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bitkilerden türlü yollarla çıkarılan veya kimyasal yöntemlerle yapılan, kokulu ve uçucu sıvı
- KESİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yoğun
-
Saydam olmayan
-
Sık, kalın
-
[sıfat]
Yoğun
- RESEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kendi başına, kendiliğinden
-
Bağımsız olarak, kimseye bağlı olmaksızın
- "Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine ... yargı mercilerine başvurulamaz." (Anayasa)
-
[zarf]
Kendi başına, kendiliğinden
- VİTES
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Otomobillerin çekiş ve hızını ayarlamaya yarayan dişliler düzeni
- "Ankara Caddesi'nde bir ağır kamyon vites değiştiriyor." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Otomobillerin çekiş ve hızını ayarlamaya yarayan dişliler düzeni
- BESİN
-
-
[isim]
Yenilebilir, beslenmeye elverişli her tür madde, azık, gıda
-
Yaşamak, varlığını sürdürmek için gerekli şey
-
[isim]
Yenilebilir, beslenmeye elverişli her tür madde, azık, gıda
- ESAMİ
- ...
- ESPAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Basımcılıkta bir kelimenin harflerini ayırmak için kullanılan harflerden daha kısa ve küçük metal çubuk
-
Aralık
-
[isim]
Basımcılıkta bir kelimenin harflerini ayırmak için kullanılan harflerden daha kısa ve küçük metal çubuk
- KELES
- ...
- NESİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hafif yel, esinti
-
[isim]
Hafif yel, esinti
- DESTE
-
-
[isim]
Cinsleri aynı veya birbirine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, bağlam
- "Destenin en itibarlı kâğıtları, bilindiği gibi beyler yani aslar oluyor." (Haldun Taner)
-
Kılıç, bıçak vb.nin elle tutulacak yeri, kabza
-
Aynı cinsten onluk bir küme
-
Yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları derecelerden biri
-
[isim]
Cinsleri aynı veya birbirine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, bağlam
- PİYES
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Oynanmak için yazılmış eser, tiyatro eseri veya oyunu, oyun
- "Geceleri tiyatroların önünde saatlerce bekleyerek ucuz yerlere yerleşirdik, sevdiğimiz piyesleri seyrederdik." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Oynanmak için yazılmış eser, tiyatro eseri veya oyunu, oyun
- MESUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Mutlu, sevinçli, ongun
- "Bu eseri vücuda getiren bir milletin evladı, bir ordunun başkumandanı olduğumdan, ilelebet mesut ve bahtiyarım." (Atatürk)
- "O olmasa ne kadar rahat edeceğim, ne kadar mesut olacağım!" (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Mutlu, sevinçli, ongun
- TESİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapma, kurma, temelini atma
- "Ayşe derhâl dostluk tesis eden bir İstanbul kızıydı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kuruluş
-
[isim]
Yapma, kurma, temelini atma
- KESER
-
-
[isim]
Tahta, ağaç yontmaya ve çivi çakmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı çelik araç
-
[isim]
Tahta, ağaç yontmaya ve çivi çakmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı çelik araç
- PRESE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Sıkıştırılmış, sıkılmış olan
-
[sıfat]
Sıkıştırılmış, sıkılmış olan
- SESLİ
-
-
[sıfat]
Sesi olan, ses çıkaran
-
[zarf]
Ses çıkararak
-
Ünlü
-
[sıfat]
Sesi olan, ses çıkaran
- ESASİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Asal
-
[sıfat]
Asal
- KESİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir birimin bölündüğü eşit parçalardan birini veya birkaçını anlatan sayı
- "Yarım, üçte bir, yüzde üç birer kesirdir."
-
[isim]
Bir birimin bölündüğü eşit parçalardan birini veya birkaçını anlatan sayı