Başında ş olan 8 harfli 182 kelime var. Ş harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ş harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ş harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ş bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞAKKETME
-
-
[isim]
Şakketmek işi
-
[isim]
Şakketmek işi
- ŞAPLATMA
-
-
[isim]
Şaplatmak işi
-
[isim]
Şaplatmak işi
- ŞEYTANSI
-
-
[sıfat]
Şeytanı andıran, şeytana benzeyen, şeytan gibi, şeytanımsı
-
[sıfat]
Şeytanı andıran, şeytana benzeyen, şeytan gibi, şeytanımsı
- ŞİRAZELİ
- ...
- ŞARKIŞLA
- ...
- ŞÖHRETLİ
-
-
[sıfat]
Ünü olan, ünlü, tanınmış
- "İstanbul'un en güzel, en şöhretli kadınlarından idi." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Ünü olan, ünlü, tanınmış
- ŞAVKIMAK
-
-
[nsz]
Işık saçmak, parlamak
-
[nsz]
Işık saçmak, parlamak
- ŞEBİARUS
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Düğün gecesi
-
[isim]
Düğün gecesi
- ŞİDDETLİ
-
-
[sıfat]
Etkisi çok olan, zorlu
- "Bir aralık rahmetli babam şiddetli bir romatizmaya tutulmuştu." (Falih Rıfkı Atay)
-
Hızlı
- "Şiddetli yağmurun damlaları camı dövüyordu." (Reşat Enis)
-
Aşırı
- "Şiddetli geçimsizlik."
-
[sıfat]
Etkisi çok olan, zorlu
- ŞAKRAMAK
-
-
[nsz]
Şakımak
-
[nsz]
Şakımak
- ŞAPLAMAK
-
-
[nsz]
"Şap" diye ses çıkarmak
- "Tokat şapladı."
-
[nsz]
"Şap" diye ses çıkarmak
- ŞECERECİ
-
-
[isim]
Şecere tutan kimse
-
[isim]
Şecere tutan kimse
- ŞAŞIRMAK
-
-
[-i]
Bir işe nasıl başlayıp o işi nasıl sürdüreceğini ve nasıl sonuçlandıracağını bilemeyecek duruma gelmek, içinden çıkamamak
- "Söyleyeceğini şaşırmak."
- "Hasta adamı da evden çıkarıp atmak olmaz, ne yapacağını şaşırmış kalmış." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Doğru, gerçek ve gerekli olanı ayırt edemeyecek duruma gelmek
- "Hastasını muayene ederken başında bulundular mı hele söz söylediler mi eli ayağı dolaşır, ya kalbi bulamaz ya nabzı şaşırır." (Atilla İlhan)
-
[nsz]
Ne yapmak gerektiğini bilememek, nasıl davranacağını kestirememek, hayret etmek
- "... o kadar bağırırdı ki nihayet herif sersem olur, şaşırır, istediğini verirdi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Bir işe nasıl başlayıp o işi nasıl sürdüreceğini ve nasıl sonuçlandıracağını bilemeyecek duruma gelmek, içinden çıkamamak
- ŞURUPSUZ
- ...
- ŞEVKETLİ
-
-
[sıfat]
"Büyüklük, güç sahibi" anlamında padişahlara verilen bir san
-
[sıfat]
"Büyüklük, güç sahibi" anlamında padişahlara verilen bir san
- ŞIRNAKLI
- ...
- ŞAHSİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zamir]
Kişilik, belirgin özellik
- "Ben birer şahsiyetleri olan bu yalıların çoğunu dostlarım gibi tanırım." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Kişi
- "Artık okuyucular için mühim bir şahsiyet olmaya başlamıştım." (Halide Edip Adıvar)
-
[zamir]
Kişilik, belirgin özellik
- ŞANLILIK
- ...
- ŞANSÖLYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Almanya ve Avusturya'da hükûmet başkanı
-
[isim]
Almanya ve Avusturya'da hükûmet başkanı
- ŞAHİTLİK
-
-
[isim]
Tanıklık, şehadet
-
[isim]
Tanıklık, şehadet