Başında ş olan 5 harfli 106 kelime var. Ş harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ş harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ş harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ş bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞAYAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Uygun, yaraşır, değer, layık
- "Alacağımız cevaplar içinde dikkate şayan görülenleri gazetemizde neşredeceğiz." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Uygun, yaraşır, değer, layık
- ŞAFİİ
- ...
- ŞAPEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kilisecik
-
Büyük kiliselerin içinde bir azizin adına ayrılmış küçük ibadet yeri
-
[isim]
Kilisecik
- ŞÜKÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı'ya duyulan minneti dile getirme
-
Mutlu bir olay veya durumdan, yapılan bir iyilikten duyulan hoşnutluğu bildirme
- "Hava kapanık geçti ama yağış olmadı şükür Allaha!" (Reşat Enis)
-
[isim]
Tanrı'ya duyulan minneti dile getirme
- ŞEKER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Şeker kamışı, şeker pancarı, patates, havuç, mısır, buğday vb. bitkilerin sap ve köklerinin öz suyundan veya nişastasından çıkarılan, birleşiminde karbon, oksijen ve hidrojen bulunan, beyaz, suda eriyen, mayalanabilen ve çoğu tatlı olan maddelerin genel adı
- "O bacakları biraz kalınca ama yüzü şeker gibi tatlı, kolejli kızı gözetlemeye başlar." (Haldun Taner)
-
Bu madde katılarak yapılmış lokum, akide, çikolata vb. tatlı yiyeceklerin genel adı
-
Şeker hastalığı
- "Yirmi gün evvel ameliyat edildiği hâlde biraz şekeri görüldüğü için henüz taburcu edilememişti." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Sevimli, cana yakın ve güzel
- "Hele bak, ne şeker şey!"
-
[isim]
Şeker kamışı, şeker pancarı, patates, havuç, mısır, buğday vb. bitkilerin sap ve köklerinin öz suyundan veya nişastasından çıkarılan, birleşiminde karbon, oksijen ve hidrojen bulunan, beyaz, suda eriyen, mayalanabilen ve çoğu tatlı olan maddelerin genel adı
- ŞİLEP
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Yük gemisi
- "İngiliz bandıralı bir şileple Amazon kıyılarına gideceğiz." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Yük gemisi
- ŞİNİK
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Tahıl için kullanılan, sekiz kiloluk ölçek
-
[sıfat]
Bu miktarda olan
- "İki şinik arpa almış."
-
[isim]
Tahıl için kullanılan, sekiz kiloluk ölçek
- ŞAKÜL
- ...
- ŞİRAN
- ...
- ŞAHIS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kimse, kişi, zat
- "Yazılarınız da şahıslarınız da birbirine benzemez." (Peyami Safa)
-
Kişi
-
[isim]
Kimse, kişi, zat
- ŞEBEK
-
-
[isim]
Genellikle Afrika'nın dağlık bölgelerinde yaşayan, uzun veya kısa kuyruklu türleri olan maymun
-
[sıfat]
Çirkin ve arsız (kimse)
-
[isim]
Genellikle Afrika'nın dağlık bölgelerinde yaşayan, uzun veya kısa kuyruklu türleri olan maymun
- ŞABAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ay takviminin sekizinci ayı, üç ayların ikincisi
-
[isim]
Ay takviminin sekizinci ayı, üç ayların ikincisi
- ŞIPKA
-
-
[isim]
Torpidolara karşı ve daha başka işler için gemilerde kullanılan halattan örülmüş ağ
-
[isim]
Torpidolara karşı ve daha başka işler için gemilerde kullanılan halattan örülmüş ağ
- ŞAHİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kartalgillerden, 50-55 cm uzunluğunda, Avrupa ve Asya'nın dağ, orman ve çalılıklarda yaşayan yırtıcı bir kuş (Buteo buteo)
-
[isim]
Kartalgillerden, 50-55 cm uzunluğunda, Avrupa ve Asya'nın dağ, orman ve çalılıklarda yaşayan yırtıcı bir kuş (Buteo buteo)
- ŞAYAK
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kaba dokunmuş, dayanıklı bir çeşit yün kumaş
-
Bu kumaştan yapılmış elbise
- "Beyaz şayaklar giymiş, kuvvetli, güzel, genç bir âşık." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Kaba dokunmuş, dayanıklı bir çeşit yün kumaş
- ŞEHİR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Nüfusunun çoğu ticaret, sanayi, hizmet veya yönetimle ilgili işlerle uğraşan, genellikle tarımsal etkinliklerin olmadığı yerleşim alanı, kent, site
- "İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur diyorlar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Nüfusunun çoğu ticaret, sanayi, hizmet veya yönetimle ilgili işlerle uğraşan, genellikle tarımsal etkinliklerin olmadığı yerleşim alanı, kent, site
- ŞEKLİ
- ...
- ŞEREF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, onur
- "İnsanın şerefi. Yurdun şerefi."
- "Bugünün şerefine giydiği yabanlık lacivert entarisiyle annesi kapıda bekliyordu." (Halide Edip Adıvar)
- "Dükkânın açılışı şerefine içildi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Erdem, gözü peklik ve yetenekle kazanılmış iyi şöhret
- "Kolay şöhret, güç sanatın şerefini daima kıskanmıştır." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, onur
- ŞERİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kötü, kötülükçü, fesat kimse
- "Ben de bu şerirleri aynı cezaya çarptıracağım." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Kötü, kötülükçü, fesat kimse
- ŞEHLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kusurlu sayılmayacak kadar hafif şaşı (göz)
- "Çakır Emine'nin şehla olan gözünün tarafındaki yanağına elimin tersiyle tokadı yapıştırdım." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Kusurlu sayılmayacak kadar hafif şaşı (göz)