Başında ş olan 3 harfli 33 kelime var. Ş harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ş harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ş harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ş bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sığ sularda ağır yükleri taşımak için kullanılan, altı düz bir çeşit tekne
- "Bordadan aşağı şatlara inip torbaları şata bırakarak eli boş geri dönüyor." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
Sığ sularda ağır yükleri taşımak için kullanılan, altı düz bir çeşit tekne
- ŞEŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Altı
- "Asıl âşığın gözü şeşi beş görür, kulağı Mısır'daki sağır sultanın duyduğunu bile duymaz." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Altı
- ŞOK
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ani bir değişiklik sonucunda ortaya çıkan şaşkınlık
-
[sıfat]
Şaşırtıcı, alışılmamış, beklenmedik
-
Kaza, beklenmeyen bir olay, bazı ilaç ve uyuşturucuların yarattığı, fiziksel veya ruhsal olarak birdenbire gelişen karmaşık belirtilerin tümü
- "Dehasını, geçirdiği sara nöbetlerinin şokuna borçlu bulunuyordu." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ani bir değişiklik sonucunda ortaya çıkan şaşkınlık
- ŞUH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Neşeli ve serbest (kadın)
- "O kadar oynak, o kadar şuh, o kadar cana yakın kadındı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Neşeli ve serbest (kadın)
- ŞIK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Güzel, zarif, modaya uygun
- "Şık bir elbise."
-
Güzel, modaya uygun giyinmiş olan
- "Daima müzik vardı, şık kadınlar vardı." (Halide Edip Adıvar)
-
Yerinde, gereği gibi
- "Şık bir cevap."
-
[sıfat]
Güzel, zarif, modaya uygun
- ŞEF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yetki ve sorumluluğu olan, yöneten kimse
- "İstasyon şefi. Büro şefi."
-
Önder, lider
-
[sıfat]
Baş, yönetici durumda bulunan
- "Şef garson şarabı övünce heveslendim." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Yetki ve sorumluluğu olan, yöneten kimse
- ŞEN
-
-
[sıfat]
Yaşamaktan mutlu olduğunu davranışlarıyla belli eden, sevinçli, neşeli
- "Hayatta daima şen insanlarla beraber olun, gamlı insanların gamı size de bulaşır." (Reşat Enis)
- "Sizler gidin, genç kızların türküsüyle şen olun." (Mehmet Emin Yurdakul)
-
Neşe veren, neşelendiren, eğlenceli
- "Şen kahkahalar yükseliyorken evinizden / Bendim geçen ey sevgili sandalla denizden." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Neşe belirtisi olan
-
[sıfat]
Yaşamaktan mutlu olduğunu davranışlarıyla belli eden, sevinçli, neşeli
- ŞAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İran veya Afgan hükümdarı
-
Satranç oyununda her yönde tek hane gidebilen en önemli taş
- "Sonra şahını bir hane geri aldı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Alevilik, Bektaşilikte pir
-
[sıfat]
Benzerlerine oranla en üstün, en güzel, en iyi
-
[isim]
İran veya Afgan hükümdarı
- ŞAP
-
-
[isim]
İstekle öperken çıkan ses
- "Şap diye elinden öptü."
-
Birden yere düşme veya çarpma sırasında çıkan ses
-
[isim]
İstekle öperken çıkan ses
- ŞAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ün, san, şöhret
- "Onların karşısında ilk elde çekilmeyi şanına yediremedi." (Ömer Seyfettin)
-
Gösteriş, gösterişlilik
-
[isim]
Ün, san, şöhret
- ŞER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kötülük, fenalık
- "Senin başına bir şeyler gelecek ama hayır mı desem, şer mi desem..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Kötü, fena
-
[isim]
Kötülük, fenalık
- ŞEB
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gece
-
[isim]
Gece
- ŞİP
-
-
[isim]
Biz (III) (Acipenser nudiventris)
-
[isim]
Biz (III) (Acipenser nudiventris)
- ŞET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sıkarak bağlama, sıkma
-
Klasik Türk müziğinde bir makamı kendi perdelerinden daha tiz veya pes perdelerde çalma işi
-
[isim]
Sıkarak bağlama, sıkma
- ŞOR
- ...
- ŞIP
-
-
[isim]
Düşen su damlasının çıkardığı ses
-
[isim]
Düşen su damlasının çıkardığı ses
- ŞOV
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Genellikle şarkı, dans vb. eğlence türlerinin yer aldığı gösteri
-
[isim]
Genellikle şarkı, dans vb. eğlence türlerinin yer aldığı gösteri
- ŞAL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle Hindistan'da dokunan, özel motifleri olan değerli bir yün kumaş
- "Genç kadın, yün şalını başına almışken çıkardı." (Reşat Enis)
-
Kadınların omuzlarını örtmek için kullandıkları geniş atkı
- "Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı... / Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı..." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Genellikle Hindistan'da dokunan, özel motifleri olan değerli bir yün kumaş
- ŞAM
- ...
- ŞUA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Işın
-
[isim]
Işın