Başında ş olan 3 harfli 33 kelime var. Ş harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ş harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ş harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ş bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞAD
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sevimli, neşeli
-
[sıfat]
Sevimli, neşeli
- ŞAP
-
-
[isim]
İstekle öperken çıkan ses
- "Şap diye elinden öptü."
-
Birden yere düşme veya çarpma sırasında çıkan ses
-
[isim]
İstekle öperken çıkan ses
- ŞUH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Neşeli ve serbest (kadın)
- "O kadar oynak, o kadar şuh, o kadar cana yakın kadındı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Neşeli ve serbest (kadın)
- ŞUA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Işın
-
[isim]
Işın
- ŞOM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Uğursuz
-
[sıfat]
Uğursuz
- ŞEV
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İnişli yer, bayır
-
[sıfat]
Eğik, meyilli
-
[isim]
İnişli yer, bayır
- ŞİF
-
-
[isim]
Pamuk kozası
-
Şırası alınmış üzüm posası
-
[isim]
Pamuk kozası
- ŞAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ayrık, kural dışı, müstesna
-
[sıfat]
Ayrık, kural dışı, müstesna
- ŞAL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle Hindistan'da dokunan, özel motifleri olan değerli bir yün kumaş
- "Genç kadın, yün şalını başına almışken çıkardı." (Reşat Enis)
-
Kadınların omuzlarını örtmek için kullandıkları geniş atkı
- "Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı... / Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı..." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Genellikle Hindistan'da dokunan, özel motifleri olan değerli bir yün kumaş
- ŞEF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yetki ve sorumluluğu olan, yöneten kimse
- "İstasyon şefi. Büro şefi."
-
Önder, lider
-
[sıfat]
Baş, yönetici durumda bulunan
- "Şef garson şarabı övünce heveslendim." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Yetki ve sorumluluğu olan, yöneten kimse
- ŞEB
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gece
-
[isim]
Gece
- ŞIP
-
-
[isim]
Düşen su damlasının çıkardığı ses
-
[isim]
Düşen su damlasının çıkardığı ses
- ŞİP
-
-
[isim]
Biz (III) (Acipenser nudiventris)
-
[isim]
Biz (III) (Acipenser nudiventris)
- ŞEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mum, balmumu
- "Beni candan usandırdı cefadan yâr usanmaz mı / Felekler yandı ahımdan muradım şemi yanmaz mı?" (Fuzulî)
-
[isim]
Mum, balmumu
- ŞAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sığ sularda ağır yükleri taşımak için kullanılan, altı düz bir çeşit tekne
- "Bordadan aşağı şatlara inip torbaları şata bırakarak eli boş geri dönüyor." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
Sığ sularda ağır yükleri taşımak için kullanılan, altı düz bir çeşit tekne
- Şİİ
- ...
- ŞAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ün, san, şöhret
- "Onların karşısında ilk elde çekilmeyi şanına yediremedi." (Ömer Seyfettin)
-
Gösteriş, gösterişlilik
-
[isim]
Ün, san, şöhret
- ŞAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İran veya Afgan hükümdarı
-
Satranç oyununda her yönde tek hane gidebilen en önemli taş
- "Sonra şahını bir hane geri aldı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Alevilik, Bektaşilikte pir
-
[sıfat]
Benzerlerine oranla en üstün, en güzel, en iyi
-
[isim]
İran veya Afgan hükümdarı
- ŞEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şüphe
-
[isim]
Şüphe
- ŞAK
-
-
[isim]
Eni geniş bir şeyle vurulduğunda çıkan ses
- "Şak diye yüzüne vurdu."
-
[isim]
Eni geniş bir şeyle vurulduğunda çıkan ses