Sonunda ız olan 8 harfli 231 kelime var. IZ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ız olan kelimeler listesine ya da başında ız olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TATLISIZ
- ...
- KAYITSIZ
-
-
[sıfat]
Kaydı yapılmamış, deftere veya yazıya geçirilmemiş olan
- "Halk, nice silik insanların en yüksek mertebelere çıkmasına kayıtsız kalır." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Aldırmaz, ilgisiz, umursamaz, lakayıt
- "Sert, çabuk unutan kayıtsız bir asker durumu alacaktı." (Halide Edip Adıvar)
- "Ev sahipleri misafirlerini tanıştırmakta pek kayıtsız olduklarından ben kendimi kıza tanıttım." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir şarta bağlı olmayan
-
[sıfat]
Kaydı yapılmamış, deftere veya yazıya geçirilmemiş olan
- NİZAMSIZ
-
-
[sıfat]
Düzensiz, tertipsiz
-
Tüzüğe aykırı
-
[sıfat]
Düzensiz, tertipsiz
- SAYGISIZ
-
-
[sıfat]
Gereken saygıyı göstermeyen, saygısı olmayan, hürmetsiz
- "Kimdir bilir misin? Vatanın ... Şimdi saygısız / Bir göz bu nazlı çehreye -Allah esirgesin- / Kem bir nazarla baksa tahammül eder misin?" (Tevfik Fikret)
-
[sıfat]
Gereken saygıyı göstermeyen, saygısı olmayan, hürmetsiz
- NAMAZSIZ
-
-
[sıfat]
Aybaşı durumunda olan (kadın)
-
Namaz kılmayan
-
[sıfat]
Aybaşı durumunda olan (kadın)
- İNSANSIZ
-
-
[sıfat]
İçinde insan bulunmayan
-
[sıfat]
İçinde insan bulunmayan
- İŞTAHSIZ
-
-
[sıfat]
Yemek yeme isteği olmayan, boğazsız
- "Hizmet erim sefertasıyla akşam yemeğini getirdi. İştahsızım. Yemeğin tadı tuzu yok." (Erhan Bener)
-
İsteksiz
-
[sıfat]
Yemek yeme isteği olmayan, boğazsız
- MARKASIZ
-
-
[sıfat]
Markası olmayan
-
[sıfat]
Markası olmayan
- NİŞANSIZ
-
-
[sıfat]
Belirleyici bir işareti, alameti, nişanı olmayan
- "Ve bütün seferden bize yine ve yalnız bir Türk çocuğunun isimsiz, nişansız mezarından başka bir şey kalmadı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Belirleyici bir işareti, alameti, nişanı olmayan
- YAĞIŞSIZ
-
-
[sıfat]
Yağışı olmayan, kurak
-
[sıfat]
Yağışı olmayan, kurak
- CONTASIZ
- ...
- HESAPSIZ
-
-
[sıfat]
Hesabı tutulmayan
-
Sayılamayacak kadar çok olan
- "Şimdiye kadar hesapsız vaatlerde bulundu ama hiçbirini tutmadı."
-
Önceden iyi düşünülmemiş, sonu belli olmayan
- "Hesapsız bir işe girişti."
-
Ölçüsüz, tutumsuz, savruk, müsrif
-
[sıfat]
Hesabı tutulmayan
- NASIRSIZ
-
-
[sıfat]
Nasırı olmayan
-
[sıfat]
Nasırı olmayan
- KIVAMSIZ
-
-
[sıfat]
Kıvamlı olmayan
-
[sıfat]
Kıvamlı olmayan
- FAYDASIZ
-
-
[sıfat]
Yararsız
- "Bir aralık evden savuşmak da aklına geldi ama faydasız buldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Yararsız
- ŞAPKASIZ
-
-
[sıfat]
Şapkası olmayan
- "Bu hiç kendine benzemez, dedi, şapkasız resmi yok mu?" (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Şapkası olmayan
- HASARSIZ
-
-
[sıfat]
Hasarı olmayan
-
[sıfat]
Hasarı olmayan
- ARACISIZ
- ...
- AYRIKSIZ
-
-
[zarf]
İstisnasız, bilaistisna
-
Hiçbir ayrığı olmadan, hiçbirini ayrık tutmaksızın
-
[zarf]
İstisnasız, bilaistisna
- KAPAKSIZ
-
-
[sıfat]
Kapağı olmayan
-
Görgüsüz, terbiyesiz
-
[sıfat]
Kapağı olmayan