Başında ıs olan 7 harfli 31 kelime var. Is ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ıs olan kelimeler listesine ya da sonu ıs ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ıs bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ISITICI
-
-
[isim]
Bir nesnenin, genellikle bir akışkanın sıcaklığını, kullanmadan önce arttırmaya yarayan alet
-
[isim]
Bir nesnenin, genellikle bir akışkanın sıcaklığını, kullanmadan önce arttırmaya yarayan alet
- ISINMAK
-
-
[nsz]
Sıcak duruma gelmek
- "Havalar ısınınca bizim ahbaplar ayaklandılar." (Burhan Felek)
-
Üşümesini gidermek
- "Hele işini biraz bırak da şöyle sobanın yanına otur, biraz ısın, dinlen..." (Refik Halit Karay)
-
Yadırgamaz olmak, hoşlanır olmak, alışmak, benimsemek
- "Bunca çabamıza karşın halkımızın Batı müziğine ısınamadığını söyledi." (Necati Cumalı)
-
Var olan gerginlik sona ermek
- "Çaylar dağıldıktan sonra ortalık oldukça ısındı." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Sıcak duruma gelmek
- ISTIRAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Acı
-
Üzüntü, sıkıntı, keder
- "İyi bir şoför her çeşit ıstıraba katlanmalıdır." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Acı
- ISIALAN
-
-
[sıfat]
Oluşumu sırasında ısı alan (birleşme, tepkime), endotermik
-
[sıfat]
Oluşumu sırasında ısı alan (birleşme, tepkime), endotermik
- ISIRGAN
-
-
[isim]
Isırgangillerden, her tarafı sert tüylerle kaplı, tüyleri kırıldığında karınca asidi denilen çok kaşındırıcı bir madde çıkartan bir ot (Urtica)
- "Sanki bir ecza kutusu şu ısırgana benzeyen koyu yeşil ot." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Isırgangillerden, her tarafı sert tüylerle kaplı, tüyleri kırıldığında karınca asidi denilen çok kaşındırıcı bir madde çıkartan bir ot (Urtica)
- ISKARÇA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Kalabalık liman
-
Bir limanın gemilerle dolu olması durumu
-
Bir şeyi tıka basa doldurma
-
[isim]
Kalabalık liman
- ISLANMA
-
-
[isim]
Islanmak işi veya durumu
-
[isim]
Islanmak işi veya durumu
- ISTAKOZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Istakozlardan, suda yaşayan, birinci ayak çifti güçlü iki kıskaç durumunda gelişmiş bulunan, beyaz eti için avlanan, iri bir böcek (Homarus vulgaris)
-
[isim]
Istakozlardan, suda yaşayan, birinci ayak çifti güçlü iki kıskaç durumunda gelişmiş bulunan, beyaz eti için avlanan, iri bir böcek (Homarus vulgaris)
- ISLANIŞ
-
-
[isim]
Islanma işi veya biçimi
-
[isim]
Islanma işi veya biçimi
- ISRARCI
- ...
- ISTAMPA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Ağaç, metal vb. üzerine oyulduktan sonra bir yere basılan biçim
-
Bu tür biçim veya resimleri basmaya yarayan kalıp, damga, mühür
-
İçinde, mühür, damga vb.ni mürekkeplemeye yarayan çuha bulunan kutu
- "Sol elinin başparmağını ıstampada mürekkepleyip pulun üstüne bastırdılar." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Ağaç, metal vb. üzerine oyulduktan sonra bir yere basılan biçim
- ISPARTA
- ...
- ISPANAK
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Ispanakgillerden, yapraklarından sebze olarak yararlanılan bir bitki (Spinacia oleracea)
-
[isim]
Ispanakgillerden, yapraklarından sebze olarak yararlanılan bir bitki (Spinacia oleracea)
- ISLATMA
-
-
[isim]
Islatmak işi
-
[isim]
Islatmak işi
- ISIRICI
-
-
[sıfat]
Isıran, dişlerini batıran
-
Dalayan, kaşındıran (kumaş, yün)
-
Sert, soğuk (rüzgâr)
- "Gölün ortasında bulunuyorduk, ısırıcı bir rüzgâr da çıkmıştı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Isıran, dişlerini batıran
- ISPAVLİ
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemilerde kullanılan bir çeşit kalın sicim
-
[isim]
Gemilerde kullanılan bir çeşit kalın sicim
- ISITMAK
-
-
[-i]
Sıcak duruma getirmek
- "Bak buraya, dedim, mangalda çay var, istersen ısıtır, içersin." (Memduh Şevket Esendal)
-
Çekici, olumlu, hoş bir duruma getirmek
- "Orada kapkaranlık, soğuk geceleri ısıtan bir aydınlık vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Sıcak duruma getirmek
- ISLAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, düzeltme veya iyileştirme, reform
- "Kadıncağıza paşadan kalan aylık her yeni devlet ıslahatında kırılıp küçülüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, düzeltme veya iyileştirme, reform
- ISIRTMA
-
-
[isim]
Isırtmak işi
- "Evde bacağımı ısırtmaya çalışırken, köpek kızıp neferin elini ısırmaz mı?" (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Isırtmak işi
- ISLAMAK
-
-
[-i]
Islatmak
- "Su kenarında davulcu mendilini ıslayarak tıraşlı kafasına yapıştırdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Islatmak