Başında ıs olan 7 harfli 31 kelime var. Is ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ıs olan kelimeler listesine ya da sonu ıs ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ıs bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ISLANMA
-
-
[isim]
Islanmak işi veya durumu
-
[isim]
Islanmak işi veya durumu
- ISIRMAK
-
-
[-i]
Dişleri arasına alıp sıkmak
- "Dolu bir kadeh içti ve meze yerine alt dudağını ısırdı." (Aka Gündüz)
- "Isıracak köpek dişlerini göstermezmiş zaten, ne zaman iyisini gördük?" (Emine Işınsu)
-
[nsz]
Dişleriyle koparmak
- "Koparın bir tane de ısırın bakın..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Rüzgâr sert esmek, keskin bir biçimde etkilemek
- "Ayaz insanın yüzünü ısırıyordu." (Tarık Buğra)
-
Kumaş dalamak, kaşındırmak
-
[-i]
Dişleri arasına alıp sıkmak
- ISLATMA
-
-
[isim]
Islatmak işi
-
[isim]
Islatmak işi
- ISPANAK
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Ispanakgillerden, yapraklarından sebze olarak yararlanılan bir bitki (Spinacia oleracea)
-
[isim]
Ispanakgillerden, yapraklarından sebze olarak yararlanılan bir bitki (Spinacia oleracea)
- ISTIRAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Acı
-
Üzüntü, sıkıntı, keder
- "İyi bir şoför her çeşit ıstıraba katlanmalıdır." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Acı
- ISTIRAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zorunluluk
-
[isim]
Zorunluluk
- ISTILAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Terim
-
Herkesin anlamadığı özel anlamda kullanılan söz
-
[isim]
Terim
- ISLIKLI
-
-
[sıfat]
Islık çıkaran
-
Islık gibi çıkan
-
[sıfat]
Islık çıkaran
- ISITICI
-
-
[isim]
Bir nesnenin, genellikle bir akışkanın sıcaklığını, kullanmadan önce arttırmaya yarayan alet
-
[isim]
Bir nesnenin, genellikle bir akışkanın sıcaklığını, kullanmadan önce arttırmaya yarayan alet
- ISPARTA
- ...
- ISTAMPA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Ağaç, metal vb. üzerine oyulduktan sonra bir yere basılan biçim
-
Bu tür biçim veya resimleri basmaya yarayan kalıp, damga, mühür
-
İçinde, mühür, damga vb.ni mürekkeplemeye yarayan çuha bulunan kutu
- "Sol elinin başparmağını ıstampada mürekkepleyip pulun üstüne bastırdılar." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Ağaç, metal vb. üzerine oyulduktan sonra bir yere basılan biçim
- ISIRICI
-
-
[sıfat]
Isıran, dişlerini batıran
-
Dalayan, kaşındıran (kumaş, yün)
-
Sert, soğuk (rüzgâr)
- "Gölün ortasında bulunuyorduk, ısırıcı bir rüzgâr da çıkmıştı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Isıran, dişlerini batıran
- ISIRGIN
-
-
[isim]
İsilik
-
[isim]
İsilik
- ISINMAK
-
-
[nsz]
Sıcak duruma gelmek
- "Havalar ısınınca bizim ahbaplar ayaklandılar." (Burhan Felek)
-
Üşümesini gidermek
- "Hele işini biraz bırak da şöyle sobanın yanına otur, biraz ısın, dinlen..." (Refik Halit Karay)
-
Yadırgamaz olmak, hoşlanır olmak, alışmak, benimsemek
- "Bunca çabamıza karşın halkımızın Batı müziğine ısınamadığını söyledi." (Necati Cumalı)
-
Var olan gerginlik sona ermek
- "Çaylar dağıldıktan sonra ortalık oldukça ısındı." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Sıcak duruma gelmek
- ISPAVLİ
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemilerde kullanılan bir çeşit kalın sicim
-
[isim]
Gemilerde kullanılan bir çeşit kalın sicim
- ISRARCI
- ...
- ISLAMAK
-
-
[-i]
Islatmak
- "Su kenarında davulcu mendilini ıslayarak tıraşlı kafasına yapıştırdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Islatmak
- ISRARLI
-
-
[sıfat]
Üstünde durulan, çok istenen
- "Florinalı Nâzım'ın ısrarlı davetini kıramamış, evine gitmişti." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Üstünde durulan, çok istenen
- ISIRGAN
-
-
[isim]
Isırgangillerden, her tarafı sert tüylerle kaplı, tüyleri kırıldığında karınca asidi denilen çok kaşındırıcı bir madde çıkartan bir ot (Urtica)
- "Sanki bir ecza kutusu şu ısırgana benzeyen koyu yeşil ot." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Isırgangillerden, her tarafı sert tüylerle kaplı, tüyleri kırıldığında karınca asidi denilen çok kaşındırıcı bir madde çıkartan bir ot (Urtica)
- ISITMAK
-
-
[-i]
Sıcak duruma getirmek
- "Bak buraya, dedim, mangalda çay var, istersen ısıtır, içersin." (Memduh Şevket Esendal)
-
Çekici, olumlu, hoş bir duruma getirmek
- "Orada kapkaranlık, soğuk geceleri ısıtan bir aydınlık vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Sıcak duruma getirmek