Başında ıs olan 7 harfli 31 kelime var. Is ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ıs olan kelimeler listesine ya da sonu ıs ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ıs bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ISTAMPA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Ağaç, metal vb. üzerine oyulduktan sonra bir yere basılan biçim
-
Bu tür biçim veya resimleri basmaya yarayan kalıp, damga, mühür
-
İçinde, mühür, damga vb.ni mürekkeplemeye yarayan çuha bulunan kutu
- "Sol elinin başparmağını ıstampada mürekkepleyip pulun üstüne bastırdılar." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Ağaç, metal vb. üzerine oyulduktan sonra bir yere basılan biçim
- ISPAVLİ
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemilerde kullanılan bir çeşit kalın sicim
-
[isim]
Gemilerde kullanılan bir çeşit kalın sicim
- ISLANIŞ
-
-
[isim]
Islanma işi veya biçimi
-
[isim]
Islanma işi veya biçimi
- ISITMAK
-
-
[-i]
Sıcak duruma getirmek
- "Bak buraya, dedim, mangalda çay var, istersen ısıtır, içersin." (Memduh Şevket Esendal)
-
Çekici, olumlu, hoş bir duruma getirmek
- "Orada kapkaranlık, soğuk geceleri ısıtan bir aydınlık vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Sıcak duruma getirmek
- ISTIRAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Acı
-
Üzüntü, sıkıntı, keder
- "İyi bir şoför her çeşit ıstıraba katlanmalıdır." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Acı
- ISLAMAK
-
-
[-i]
Islatmak
- "Su kenarında davulcu mendilini ıslayarak tıraşlı kafasına yapıştırdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Islatmak
- ISIRTMA
-
-
[isim]
Isırtmak işi
- "Evde bacağımı ısırtmaya çalışırken, köpek kızıp neferin elini ısırmaz mı?" (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Isırtmak işi
- ISLATIŞ
-
-
[isim]
Islatma işi veya biçimi
-
[isim]
Islatma işi veya biçimi
- ISRARLI
-
-
[sıfat]
Üstünde durulan, çok istenen
- "Florinalı Nâzım'ın ısrarlı davetini kıramamış, evine gitmişti." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Üstünde durulan, çok istenen
- ISPARTA
- ...
- ISLATMA
-
-
[isim]
Islatmak işi
-
[isim]
Islatmak işi
- ISTIRAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zorunluluk
-
[isim]
Zorunluluk
- ISKATÇI
-
-
[isim]
Iskat verilen kimse
- "Cenazenin levazımına, hazırlanmasına, ıskatçılara para verdiği için ağırca davranıyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Iskat verilen kimse
- ISTILAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Terim
-
Herkesin anlamadığı özel anlamda kullanılan söz
-
[isim]
Terim
- ISIRGAN
-
-
[isim]
Isırgangillerden, her tarafı sert tüylerle kaplı, tüyleri kırıldığında karınca asidi denilen çok kaşındırıcı bir madde çıkartan bir ot (Urtica)
- "Sanki bir ecza kutusu şu ısırgana benzeyen koyu yeşil ot." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Isırgangillerden, her tarafı sert tüylerle kaplı, tüyleri kırıldığında karınca asidi denilen çok kaşındırıcı bir madde çıkartan bir ot (Urtica)
- ISIRICI
-
-
[sıfat]
Isıran, dişlerini batıran
-
Dalayan, kaşındıran (kumaş, yün)
-
Sert, soğuk (rüzgâr)
- "Gölün ortasında bulunuyorduk, ısırıcı bir rüzgâr da çıkmıştı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Isıran, dişlerini batıran
- ISLAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, düzeltme veya iyileştirme, reform
- "Kadıncağıza paşadan kalan aylık her yeni devlet ıslahatında kırılıp küçülüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, düzeltme veya iyileştirme, reform
- ISFAHAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde dügâh perdesindeki makamlardan biri
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde dügâh perdesindeki makamlardan biri
- ISITICI
-
-
[isim]
Bir nesnenin, genellikle bir akışkanın sıcaklığını, kullanmadan önce arttırmaya yarayan alet
-
[isim]
Bir nesnenin, genellikle bir akışkanın sıcaklığını, kullanmadan önce arttırmaya yarayan alet
- ISKARTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bazı iskambil oyunlarında kullanılması gerekmediğinden bir yana bırakılan kâğıtlar
- "Sekiz balya tütününden bir ya da iki balyasını ıskartaya ayırabileceklerini aklından geçirmeye başladı eksperlerin." (Necati Cumalı)
- "Orada, kim bilir neden ve nasıl, işe yaramaz diye ıskartaya çıkardığı bir sürü film tepeleme yığılı." (Atilla İlhan)
-
Herhangi bir nedenle değerini yitirmiş mal
- "Fakat öyle ki ıskartaya verdiği fiyat da öbür firmaların verdiği fiyattan yüksekti." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bazı iskambil oyunlarında kullanılması gerekmediğinden bir yana bırakılan kâğıtlar