Sonunda ırmak olan 9 harfli 61 kelime var. IRMAK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ırmak olan kelimeler listesine ya da başında ırmak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A I K M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

5 Harfli Kelimeler

IRMAK, KIRMA, RAKIM

4 Harfli Kelimeler

AKIM, ARIK, IRAK, KARI, MARK, RAKI

3 Harfli Kelimeler

AKI, ARI, ARK, IRA, IRK, KAM, KAR, KIR, RAM

2 Harfli Kelimeler

AK, AM, AR, IR, MA, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TAPTIRMAK

  1. [-i] Tapmasını sağlamak

VARDIRMAK

  1. [-i] Varmasına yol açmak, götürmek
    • "Hasan'la ilgilerini evlenme kertesine vardırmak için canla başla çalışan Mesture Hanım..." (Halide Edip Adıvar)

SALDIRMAK

  1. [-e] Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek
    • "Bugün şu dakikada onlar hâlâ düşmana saldırıyorlardı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. Bir şey veya kimse üzerine saldırı yapılmasına sebep olmak
  3. [-den] Gemi, kalkmak için yelken açıp başını gideceği yola çevirmek
  4. Yıkıcı ve sert eleştiriler yapmak
  5. Etkisiyle eritmek
    • "Asitler madenlere saldırır."

PAVKIRMAK

  1. [nsz] Tilki veya çakal ulumak
    • "Tok bir çakal toprakta debelenmekte, arada ince ve bembeyaz dişleriyle aya doğru pavkırmaktaydı." (Orhan Kemal)
  2. Ateş, alev alev yanmak
  3. Alev, bir yere doğru yönelmek
  4. Çok öfkelenmek

SIĞDIRMAK

  1. [-i] Bir şeyi bir kabın veya bir yerin içine aldırmak
    • "Kitapları çantaya sığdıramadım."

BASTIRMAK

  1. [-i] Basma işini yaptırmak
    • "Çok güçlüydü, bastırdı, omuzlarını yatağa yapıştırdı âdeta." (Tarık Dursun K)
  2. Zararlı bir olayı önlemek
    • "Yangını bastırmak."
  3. Durdurmak
    • "İsyanı bastırmak."
  4. Üstünlüğünü göstermek
    • "Şişman, kısa boylu bir yüzbaşı usulsüzlükte, şarlatanlıkta, inatta hepimizi bastırıyor." (Ömer Seyfettin)
  5. Bir kumaşın kenarını kıvırıp dikmek
  6. Gidermek
    • "Heyecanını bir türlü bastıramıyor." (Nezihe Araz)
  7. Hemen söylemek
    • "Cevabı bastırdı."
  8. [nsz] Ansızın birinin yanına gitmek
    • "Ama bir evi tek başına çeviren, o evin düzeninden sorumlu kadınlar ansızın bastıran konuktan her zaman tedirgin olurlar." (Oktay Rifat)
  9. [nsz] Birdenbire gerçekleşmek ve pek çok etki göstermek
    • "Tipi birdenbire bastırmış." (Sait Faik Abasıyanık)
  10. [-e] Baskı yapmak, üzerine iyice düşmek
    • "Köyün ihtiyarları da Feyziye'nin babasına bastırmışlar, onları bağışlatmışlar." (Erhan Bener)
  11. Kümes hayvanlarını kuluçkaya yatırmak

YIKTIRMAK

  1. [-i] Yıkma işini yaptırmak

SIÇTIRMAK
...
ÇILDIRMAK

  1. [nsz] Delirmek, aklını oynatmak
    • "Kendimi yalnız buluyorum. Kitaplarım olmasa çıldıracağım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Israrla istemek, büyük arzu göstermek
    • "Eminim, resminizi yapmak için çıldırıyor." (Halide Edip Adıvar)

KAYDIRMAK

  1. [-i] Kaymasını sağlamak, kaymasına yol açmak
    • "Kocakarı biraz telaşla yüzünden çarşafı kaydırıp yine örtünerek ..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

KAZDIRMAK

  1. [-i] Kazma işini yaptırmak

HIÇKIRMAK

  1. [nsz] Boğazdan hıçkırık sesi çıkarmak
  2. İçini çekerek ağlamak

KALDIRMAK

  1. [-i] Bulunduğu yerden almak
    • "Örtüyü masanın üzerinden kaldır."
  2. Yukarı doğru hareket ettirmek
    • "Gözlerini yüzüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Yükseltmek
    • "Duvarı bir metre daha kaldırmalı."
  4. [nsz] Ürün toplamak, taşımak
    • "Harman kaldırmak."
  5. Çekmek, taşımak
    • "Bu araba bu yükü kaldırmaz."
  6. Bir kuruluşun çalışmasına son vermek, feshetmek, lağvetmek
    • "Meclis ... olağanüstü hâli kaldırabilir." (Anayasa)
  7. [-e] Hastayı hastaneye götürmek
    • "Yarasının dikişleri koptu dün öğleden sonra, Fransız Hastanesi'ne kaldırdılar." (Aka Gündüz)
  8. Tören yaparak ölüyü gömmek
  9. Toplamak
    • "Anası, kardeşi ile hep beraber sofrayı kaldırdılar." (Necati Cumalı)
  10. Alıp başka yere götürmek
  11. Uyandırmak
    • "Bir gece yanında mihman olduğum / Sabah oldu deyi kaldırdın beni." (Halk türküsü)
  12. Piyasadan çekmek
    • "İstifçilerin piyasadan kaldırdığı mallar."
  13. Elin ulaşamayacağı yere koymak, saklamak
    • "Vazoyu ortadan kaldıralım, çocuğun eline geçmesin."
  14. Kaçırmak
    • "Yakın köyden kaldırdığı bir yosmayı sarhoş etmekle meşguldü." (Sait Faik Abasıyanık)
  15. İyi etmek, iyileştirmek
    • "Bu ilaç onu yataktan kaldırdı."
  16. Bir şeyden çokça satın almak
  17. Tayin etmek, atamak
    • "Günün birinde bu müdürü başka, daha önemli bir yere kaldırdılar, buraya da bir başka müdür getirdiler." (Memduh Şevket Esendal)
  18. Yok etmek, ortadan silmek
    • "Yeryüzünden hayali kaldırın, dünya bir taş ve toprak yığınından ibaret kalır." (Orhan Seyfi Orhon)
  19. [nsz] Katlanmak, tahammül etmek
    • "Doğrusunu isterseniz onu çoktan kapı dışarı etmeliydim ama yüreğim kaldırmıyor, acıyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
  20. [nsz] Uygun gelmek, götürmek, yakışmak
    • "Bu kumaş fazla süs kaldırmaz."
  21. Çalmak, aşırmak

SINDIRMAK

  1. [-i] Kırmak, parçalamak
  2. Yenerek bozmak, mağlup etmek
  3. Sindirmek

SAYDIRMAK

  1. [-i] Sayma işini yaptırmak, sayısını buldurmak, sayı belirterek sonuç almak
  2. Sözünü dinletmek, saygı gösterilmesini sağlamak
    • "Şimdiye kadar hoşlandığı her kadına kendini sevdirmemişse bile saydırmıştır." (Memduh Şevket Esendal)

YAKTIRMAK

  1. [-i] Yakma işini yaptırmak

HAYKIRMAK

  1. [nsz] Telaş, şikâyet vb. sebeplerle yüksek sesle bağırmak
    • "Bana katil diye haykıracak zannettiğim çehrenin parlaklığına aynada bakamadım." (Halide Edip Adıvar)
  2. Çağırmak, seslenmek
    • "Kahkahayla karışık bir sesle merdivenden aşağı haykırdım." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Bir durum veya nitelik çok belirgin olarak görünmek

YAPTIRMAK

  1. [-i] Yapmasını sağlamak, yapmasına imkân vermek
    • "Uzatmayalım, yeni yaptırdığım smokini giydim." (Burhan Felek)

SAPTIRMAK

  1. [-i] Sapma işini yaptırmak

YILDIRMAK

  1. [-i] Gözdağı vermek
    • "Lüzumsuz taşkınlıklarla biz orta yaşlıların gözünü yıldırırlardı." (Reşat Nuri Güntekin)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü