Sonunda ırmak olan 9 harfli 61 kelime var. IRMAK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ırmak olan kelimeler listesine ya da başında ırmak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A I K M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
IRMAK, KIRMA, RAKIM
4 Harfli Kelimeler
AKIM, ARIK, IRAK, KARI, MARK, RAKI
3 Harfli Kelimeler
AKI, ARI, ARK, IRA, IRK, KAM, KAR, KIR, RAM
2 Harfli Kelimeler
AK, AM, AR, IR, MA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YIĞDIRMAK
-
-
[-i]
Yığma işini yaptırmak
-
[-i]
Yığma işini yaptırmak
- KAPTIRMAK
-
-
[-i]
Bir şeyin ele geçirilmesine, kapılmasına yol açmak
-
Vücudun herhangi bir organı, bir kaza sonucunda makine tarafından ezilmek veya koparılmak
-
Yanlış bir davranış sonucu birine uygun imkânı sağlamak, fırsat vermek
-
Elinden kaçırmak
- "Hadiye de beş yıl önce kocasını daha genç bir aktrise kaptırdı." (Necati Cumalı)
-
[-i]
Bir şeyin ele geçirilmesine, kapılmasına yol açmak
- YAZDIRMAK
-
-
[isim]
Yazma işini yaptırmak
-
[isim]
Yazma işini yaptırmak
- SARDIRMAK
-
-
[-i]
Sarma işini yaptırmak
-
Sürekli olarak bir konuyu düşünmek
-
[-i]
Sarma işini yaptırmak
- CAYDIRMAK
-
-
[-i]
Cayma işini yaptırmak
-
[-i]
Cayma işini yaptırmak
- KASTIRMAK
- ...
- FIŞKIRMAK
-
-
[-den]
Gaz veya sıvılar bir yerden basınç etkisiyle yukarıya doğru birdenbire ve hızla çıkmak
- "Suya en başköşeyi ayırmalarının nedeni de iyi suyun, hemen hemen memleketimizin dört bucağından fışkırmasıdır." (Salâh Birsel)
-
Bitkiler toplu hâlde, gür olarak yetişmek
- "Kaldırım taşları arasından fışkırmış otların bütün sokağı bürüyeceği muhakkak!" (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bir şey bir yerde bol bol görülmek
- "Ölümsüzlerden fışkıran ışık, karanlıkları bir anda dağıttı." (Cemil Meriç)
-
[-den]
Gaz veya sıvılar bir yerden basınç etkisiyle yukarıya doğru birdenbire ve hızla çıkmak
- ÇIMKIRMAK
-
-
[nsz]
Kuş, pislemek
-
[nsz]
Kuş, pislemek
- PISTIRMAK
- ...
- KIRDIRMAK
-
-
[-i]
Kırma işini yaptırmak
- "Kalemindeki odacıya aylığını kırdırırmış." (Sermet Muhtar Alus)
-
[-i]
Kırma işini yaptırmak
- TAPTIRMAK
-
-
[-i]
Tapmasını sağlamak
-
[-i]
Tapmasını sağlamak
- KIYDIRMAK
-
-
[-i]
Kıyma işini yaptırmak
-
[-i]
Kıyma işini yaptırmak
- KAYDIRMAK
-
-
[-i]
Kaymasını sağlamak, kaymasına yol açmak
- "Kocakarı biraz telaşla yüzünden çarşafı kaydırıp yine örtünerek ..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-i]
Kaymasını sağlamak, kaymasına yol açmak
- ARTTIRMAK
-
-
[-i]
Artırma işi yapılmak
-
Yükseltmek
-
[-i]
Artırma işi yapılmak
- BANDIRMAK
-
-
[-i]
Banmak
-
Üzüm salkımlarını, inciri çabuk kuruması ve renginin parlak olması için küllü veya potaslı ılık suya daldırıp çıkarmak
-
[-i]
Banmak
- YAPTIRMAK
-
-
[-i]
Yapmasını sağlamak, yapmasına imkân vermek
- "Uzatmayalım, yeni yaptırdığım smokini giydim." (Burhan Felek)
-
[-i]
Yapmasını sağlamak, yapmasına imkân vermek
- TATTIRMAK
-
-
[-i]
Tatma işini yaptırmak, tadına baktırmak
- "Ben sana mutlaka aşımdan tattıracağım." (Ömer Seyfettin)
-
Duyurmak, hissettirmek
- "Bunların o insanların hayatında tuttuğu yeri ve onlara kaç zevki birden nasıl tattırdığını anlatır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[-i]
Tatma işini yaptırmak, tadına baktırmak
- HAYKIRMAK
-
-
[nsz]
Telaş, şikâyet vb. sebeplerle yüksek sesle bağırmak
- "Bana katil diye haykıracak zannettiğim çehrenin parlaklığına aynada bakamadım." (Halide Edip Adıvar)
-
Çağırmak, seslenmek
- "Kahkahayla karışık bir sesle merdivenden aşağı haykırdım." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bir durum veya nitelik çok belirgin olarak görünmek
-
[nsz]
Telaş, şikâyet vb. sebeplerle yüksek sesle bağırmak
- DALDIRMAK
-
-
[-i]
Dalma işini yaptırmak, dalmasına sebep olmak
- "İnce parmaklarını kocasının saçlarına daldırarak yumuşak bir sesle yalvardı." (Peyami Safa)
-
Dalmak
-
[-i]
Dalma işini yaptırmak, dalmasına sebep olmak
- KIZDIRMAK
-
-
[-i]
Kızmasına neden olmak, kızmasını sağlamak
-
Isıtmak
-
Öfkelenmesine neden olmak, öfkelendirmek, sinirlendirmek
- "Onları kızdıracak bir kötülük mü yaptın?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-i]
Kızmasına neden olmak, kızmasını sağlamak