Sonunda ırmak olan 9 harfli 61 kelime var. IRMAK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ırmak olan kelimeler listesine ya da başında ırmak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A I K M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
IRMAK, KIRMA, RAKIM
4 Harfli Kelimeler
AKIM, ARIK, IRAK, KARI, MARK, RAKI
3 Harfli Kelimeler
AKI, ARI, ARK, IRA, IRK, KAM, KAR, KIR, RAM
2 Harfli Kelimeler
AK, AM, AR, IR, MA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAKTIRMAK
-
-
[-i]
Bakmasına yol açmak, bakmasını sağlamak
- "Hastayı meşhur doktorlara baktırıyoruz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Bakmasına yol açmak, bakmasını sağlamak
- ÇIMKIRMAK
-
-
[nsz]
Kuş, pislemek
-
[nsz]
Kuş, pislemek
- YARDIRMAK
-
-
[-i]
Yarma işini yaptırmak
-
[-i]
Yarma işini yaptırmak
- YAĞDIRMAK
-
-
[-i]
Yağmasını sağlamak
-
[nsz]
Bir şeyi aralıksız ve çok sayıda atmak, indirmek, savurmak
- "Taş yağdırmak. Kurşun yağdırmak."
-
[nsz]
Vermek, söylemek
- "Cemal Paşa, çılgın, Adana'ya, Afyon'a şiddetle emirler yağdırıyordu." (Falih Rıfkı Atay)
-
[-e]
Bol miktarda vermek, sağlamak
- "Bu fabrika piyasaya kumaş yağdırdı."
-
[nsz]
Çok sayıda ortaya koymak, sürmek
- "Çorbada tuzum bulunsun diyen para, eşya yağdırmıştı." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Yağmasını sağlamak
- KIZDIRMAK
-
-
[-i]
Kızmasına neden olmak, kızmasını sağlamak
-
Isıtmak
-
Öfkelenmesine neden olmak, öfkelendirmek, sinirlendirmek
- "Onları kızdıracak bir kötülük mü yaptın?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-i]
Kızmasına neden olmak, kızmasını sağlamak
- SAYDIRMAK
-
-
[-i]
Sayma işini yaptırmak, sayısını buldurmak, sayı belirterek sonuç almak
-
Sözünü dinletmek, saygı gösterilmesini sağlamak
- "Şimdiye kadar hoşlandığı her kadına kendini sevdirmemişse bile saydırmıştır." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Sayma işini yaptırmak, sayısını buldurmak, sayı belirterek sonuç almak
- KAYDIRMAK
-
-
[-i]
Kaymasını sağlamak, kaymasına yol açmak
- "Kocakarı biraz telaşla yüzünden çarşafı kaydırıp yine örtünerek ..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-i]
Kaymasını sağlamak, kaymasına yol açmak
- KISTIRMAK
-
-
[-i]
İki şey arasında bırakarak sıkıştırmak
- "Parmağını kapıya kıstırdı."
-
Kaçamayacak bir duruma getirmek
- "Hırsızı çatı arasına kıstırdılar."
-
[-i]
İki şey arasında bırakarak sıkıştırmak
- SIĞDIRMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi bir kabın veya bir yerin içine aldırmak
- "Kitapları çantaya sığdıramadım."
-
[-i]
Bir şeyi bir kabın veya bir yerin içine aldırmak
- KARDIRMAK
-
-
[-i]
Karma işini yaptırmak
-
[-i]
Karma işini yaptırmak
- ARTTIRMAK
-
-
[-i]
Artırma işi yapılmak
-
Yükseltmek
-
[-i]
Artırma işi yapılmak
- TAPTIRMAK
-
-
[-i]
Tapmasını sağlamak
-
[-i]
Tapmasını sağlamak
- SARDIRMAK
-
-
[-i]
Sarma işini yaptırmak
-
Sürekli olarak bir konuyu düşünmek
-
[-i]
Sarma işini yaptırmak
- SATTIRMAK
-
-
[-i]
Satma işini yaptırmak veya satma zorunda bırakmak
-
[-i]
Satma işini yaptırmak veya satma zorunda bırakmak
- BASTIRMAK
-
-
[-i]
Basma işini yaptırmak
- "Çok güçlüydü, bastırdı, omuzlarını yatağa yapıştırdı âdeta." (Tarık Dursun K)
-
Zararlı bir olayı önlemek
- "Yangını bastırmak."
-
Durdurmak
- "İsyanı bastırmak."
-
Üstünlüğünü göstermek
- "Şişman, kısa boylu bir yüzbaşı usulsüzlükte, şarlatanlıkta, inatta hepimizi bastırıyor." (Ömer Seyfettin)
-
Bir kumaşın kenarını kıvırıp dikmek
-
Gidermek
- "Heyecanını bir türlü bastıramıyor." (Nezihe Araz)
-
Hemen söylemek
- "Cevabı bastırdı."
-
[nsz]
Ansızın birinin yanına gitmek
- "Ama bir evi tek başına çeviren, o evin düzeninden sorumlu kadınlar ansızın bastıran konuktan her zaman tedirgin olurlar." (Oktay Rifat)
-
[nsz]
Birdenbire gerçekleşmek ve pek çok etki göstermek
- "Tipi birdenbire bastırmış." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-e]
Baskı yapmak, üzerine iyice düşmek
- "Köyün ihtiyarları da Feyziye'nin babasına bastırmışlar, onları bağışlatmışlar." (Erhan Bener)
-
Kümes hayvanlarını kuluçkaya yatırmak
-
[-i]
Basma işini yaptırmak
- TAKTIRMAK
-
-
[-i]
Takma işini yaptırmak
- "Çocukken ön dudaklarından fırlayan iri dişi söktürmüş, yerine iki altın diş taktırmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Takma işini yaptırmak
- ÇATTIRMAK
-
-
[-i]
Çatma işini yaptırmak
-
[-i]
Çatma işini yaptırmak
- SINDIRMAK
-
-
[-i]
Kırmak, parçalamak
-
Yenerek bozmak, mağlup etmek
-
Sindirmek
-
[-i]
Kırmak, parçalamak
- KAZDIRMAK
-
-
[-i]
Kazma işini yaptırmak
-
[-i]
Kazma işini yaptırmak
- YILDIRMAK
-
-
[-i]
Gözdağı vermek
- "Lüzumsuz taşkınlıklarla biz orta yaşlıların gözünü yıldırırlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Gözdağı vermek