Sonunda ıp olan 22 kelime var. IP ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ıp olan kelimeler listesine ya da başında ıp olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
BASMAKALIP, BAŞMURAKIP
MUTAASSIP
MENAKIP, MURAKIP, TELETIP, TIPATIP
KIPKIP, MANSIP, ŞIPŞIP, ZIPZIP
IĞRIP, KALIP, KAYIP, NASIP, RATIP
AYIP, IRIP
ÇIP, ŞIP, TIP, ZIP
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BASMAKALIP
-
-
[sıfat]
Özgünlüğü olmayan, değişiklik göstermeyen, bilineni tekrarlayan, harcıâlem, klişe
- "Kimi daha da iyi söylenebilecek basmakalıp fikirleri piyesleştirdiğinden dem vurdu." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Özgünlüğü olmayan, değişiklik göstermeyen, bilineni tekrarlayan, harcıâlem, klişe
- BAŞMURAKIP
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Başdenetçi
-
[isim]
Başdenetçi
- MUTAASSIP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bağnaz
- "Mutaassıptır, okuduğu birkaç esere saplanmıştır." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Bağnaz
- MENAKIP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Menkıbeler
-
[isim]
Menkıbeler
- TELETIP
- ...
- MURAKIP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Denetçi
-
Tanrı'ya bağlanarak çile dolduran kimse
-
[isim]
Denetçi
- TIPATIP
-
-
[zarf]
Tastamam, eksiksiz, tamamen, her bakımdan uygun, upuygun, birbirinin aynı bir biçimde, tıpkı tıpkısına, tıpkısı tıpkısına
- "Amerikalı bir ailenin durumu nasıl oluyor da kendi durumuna tıpatıp uyuyordu?"
-
[zarf]
Tastamam, eksiksiz, tamamen, her bakımdan uygun, upuygun, birbirinin aynı bir biçimde, tıpkı tıpkısına, tıpkısı tıpkısına
- MANSIP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Makam, yüksek memuriyet
- "Paraya, pula, mevkiye, mansıba hiç mi hiç önem vermez." (Haldun Taner)
-
[isim]
Makam, yüksek memuriyet
- ŞIPŞIP
-
-
[isim]
Ökçesiz ve arkalıksız terlik, şıpıdık
-
[isim]
Ökçesiz ve arkalıksız terlik, şıpıdık
- ZIPZIP
-
-
[isim]
Bilye
- "Ben dünyadan bihaber bir çocuğum / Kayıp zıpzıplarımı arıyorum." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
Bir yerinden lastik bir bağla asılmış, içi talaş dolu hafif bir top olan çocuk oyuncağı
-
[isim]
Bilye
- KIPKIP
-
-
[sıfat]
Gözünü çok kırpan (kimse)
-
[sıfat]
Gözünü çok kırpan (kimse)
- KAYIP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kaybolma, yitme, yitim
- "Bizim yokuş son iki yılda çok kayıp vermişti. Cemal Nadir bu kayıpların en büyüğüydü." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Şu yeşil bu mor derken bizim futbol sevgisi gene kayıplara karıştı." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[sıfat]
Kaybolmuş olan, yitik, zayi
- "Kayıp eşya."
-
[isim]
Kaybolma, yitme, yitim
- RATIP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yaş, nemli
-
[sıfat]
Yaş, nemli
- IĞRIP
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir tür balık ağı, ırıp
- "Birinci Dünya Harbi'nde oldukça önemli ığrıp çevirenler olmuştu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Yalan, düzen
-
[isim]
Bir tür balık ağı, ırıp
- NASIP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Atama
-
[isim]
Atama
- KALIP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç
- "İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." (Peyami Safa)
- "Lakin sonra mandalın gürültüsü, kanadın gıcırtısını duyunca hemen yerine donmuş, yatmış, kalıp kesilmişti." (Refik Halit Karay)
- "Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler ise de fayda etmedi. Bir hafta sonra kalıbı dinlendirdi." (Memduh Şevket Esendal)
- "Aklı yerinde ama sabaha çıkamayacağına kalıbımı basarım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Biçki modeli, patron
-
[sıfat]
Genellikle küp biçiminde yapılmış olan
- "Bir kalıp peynir."
- "İki kalıp sabun."
-
Gösterişli görünüş
- "Kalıbına bakarsan aslan gibi."
-
Biçim, durum
- "Muayyen bir kalıba girecek insana benzemiyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç
- AYIP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toplumun ahlak kurallarına aykırı olan, utanılacak durum veya davranış
- "Getirilmenin sebebini bana sordun mu ayıp edersin!" (Kemal Tahir)
- "Daha ne sözler ki açıklayamam burada, ayıp kaçar." (Mehmet Seyda)
-
Kusur, eksiklik
- "Ayıptır söylemesi, akşam kuzu dolması yedik."
-
[sıfat]
Utanç veren
-
[isim]
Toplumun ahlak kurallarına aykırı olan, utanılacak durum veya davranış
- IRIP
-
-
[isim]
Iğrıp
- "Gideceksin ırıpların çalkantısında / Balıklar çıkacak yoluna karşıcı / Sevineceksin." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Iğrıp
- TIP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hastalıkları iyileştirmek, hafifletmek veya önlemek amacıyla başvurulan teknik ve bilimsel çalışmaların tümü, hekimlik, tababet
- "İlk önceleri tıp literatürüne dair bazı Fransızca kitaplar da getiriyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Hastalıkları iyileştirmek, hafifletmek veya önlemek amacıyla başvurulan teknik ve bilimsel çalışmaların tümü, hekimlik, tababet
- ZIP
-
-
[isim]
Zıplayan veya birdenbire fırlayan bir şeyin hareketi veya çıkardığı ses
-
[isim]
Zıplayan veya birdenbire fırlayan bir şeyin hareketi veya çıkardığı ses