Sonunda ın olan 5 harfli 42 kelime var. IN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ın olan kelimeler listesine ya da başında ın olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BASIN

  1. [isim] Gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütünü, matbuat
    • "Bütün bildiklerimizden öteye İstanbul basını bize ne öğretebilirdi?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Bu tür iş yerlerinde görevli kimselerin tümü

BATIN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Karın
  2. Kuşak
    • "O, dördüncü batından dedesi oluyor."

ILGIN

  1. [isim] Ilgıngillerden, Akdeniz bölgesinde yetişen bir ağaç veya ağaççık cinsi (Tamarix)

SAĞIN

  1. [sıfat] Doğruluk kuralına uygun olan
  2. Sözün anlatılmak istenene tam karşılık olması, tam uygun düşmesi niteliği, sahih
    • "Sağın anlatım."

HARIN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir şeyden huylanıp yürümeyen, geri geri giden (hayvan)
  2. Hain, huysuz
  3. Obur

YARIN

  1. [isim] Bugünden sonra gelecek ilk gün
    • "Yarın paydosu biraz erken çalarız, ödeşiriz." (Haldun Taner)
    • "Yarından tezi yok, gitmeniz için icap edenleri yapmaya başlamalısınız." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Gelecek, ilerideki zaman
    • "İnsan daima yarını düşünmeli."
  3. [zarf] Bugünden sonra gelecek ilk günde
    • "Yarın geleceğim."

KAYIN

  1. [isim] Kayıngillerin örnek bitkisi olan, 30-40 m boyunda, 2 m çapında, kışın yapraklarını döken, kerestesi beyaz ve değerli olan bir orman ağacı (Fagus orientalis)
  2. [sıfat] Bu ağaçtan yapılmış

KADIN

  1. [isim] Erişkin dişi insan, erkek veya adam karşıtı
    • "Yanlarında, kendileriyle ahbaplık edecek dostlar, hizmetlerine koşacak kadınlar veya erkekler görmek isterler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Evlenmiş kız
  3. [sıfat] Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri olan
  4. Hizmetçi bayan
  5. Bayan
    • "Hintli kadın toplantıyı renklendirmek için herkesin kendisine bazı şeyler sormasını teklif ediyordu." (Burhan Felek)

ANGIN

  1. [sıfat] Ünlü, anılmış, meşhur

AKŞIN

  1. [sıfat] Kıllarında ve gözlerinde, bazen de derisinde doğuştan boya maddesi bulunmadığı için her yanı ak olan (hayvan veya insan), çapar, albinos

SIĞIN

  1. [isim] Alageyik

SAYIN

  1. [sıfat] Konuşma ve yazışmalarda saygı belirtisi olarak kişi adlarının önüne getirilen söz, saygıdeğer, muhterem

ZIBIN

  1. [isim] Bebeklere iç çamaşırı olarak giydirilen, ince pamukludan kısa ve kollu giysi
  2. Kolsuz giysi

YALIN

  1. [isim] Alev

AZGIN

  1. [sıfat] Azmış olan, azılı
    • "Azgın hayvanın yularını kavrayarak başını alabildiğine havaya kaldırdı." (Haldun Taner)
  2. Çabuk iltihaplanan, yarası hemen kapanmayan (ten)
  3. Çok yaramaz (çocuk)
  4. Cinsel istekleri aşırı olan
  5. Coşmuş, taşmış
    • "Azgın su."
  6. Gözü hiçbir şeyden yılmayan

IŞKIN

  1. [isim] Bir ravent türü
    • "Kuşburnunu budarlar / Işkın sürmesin diye." (Halk türküsü)

ARGIN

  1. [sıfat] Yorgun, zayıf, bitkin
    • "Bir beyaz taycağız bakımsız, argın." (Ömer Seyfettin)
  2. Beceriksiz

BAĞIN

  1. [isim] İnşaatta veya kazı sırasında toprağın çökmesini önlemek için yerleştirilen parça veya dayak

KIYIN

  1. [isim] Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, zulüm

KARIN

  1. [isim] İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi
    • "Şuursuz bir acele ile mahmuzlarını atının karnına vurdu." (Ömer Seyfettin)
    • "Yoğurtçuda çalışanlar bu türlü karın doyuranları çok görmüşlerdi." (Necati Cumalı)
    • "Felaket bununla bitmemiş, üç ay sonra karnı büyümeye başlamış." (Halide Edip Adıvar)
  2. Döl yatağı, rahim
    • "Fakat karnındaki çocuk da bu insanüstü erkeğin bir parçasıydı." (Halide Edip Adıvar)
    • "Fakat öpüşmek, sevişmek karın doyurmuyor." (Ömer Seyfettin)
  3. Bazı şeylerde şiş ve içi boş bölüm
    • "Geminin karnı. Şişenin karnı."
  4. Mide
    • "Karnım aç, elim ayağım donmuş gibi." (Halide Edip Adıvar)
  5. İç, gönül, akıl, kafa
    • "Ben senin karnındakini ne bileyim?"
  6. Ahlaki açıdan kabul edilemeyen şeyleri kabullenme
  7. Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan duraklı dalgalarda en büyük genlikte titreşen noktalar

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü