Sonunda ık olan 6 harfli 135 kelime var. IK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ık olan kelimeler listesine ya da başında ık olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ACIMIK

  1. [isim] Mavikantaron

TIĞLIK

  1. [isim] İçine tığ konulan kutu veya kap

ALIŞIK

  1. [sıfat] Herhangi bir duruma alışmış olan
    • "Merdivenden gayet zarif ve alışık bir eda ile çıkmaya hazırlandığı belliydi." (Refik Halit Karay)
    • "Kayıkları olmayanlar mahalledeki en alışık oldukları kira sandallarına haber gönderirler." (Abdülhak Şinasi Hisar)

ÇARPIK

  1. Düzgünlüğünü yitirerek eğrilmiş, doğru karşıtı
    • "İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu." (Çetin Altan)
  2. Kötü
    • "Oraya özellikle çarpık vasıfları olanları toplarlarmış." (Haldun Taner)
  3. Gerektiği gibi olmayan, düzgün olmayan
  4. [zarf] Aksi, ters, huysuz bir biçimde
    • "Nedense Makbule, bu davetten çarpık dönüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)

VARLIK

  1. [isim] Var olma durumu, mevcudiyet, yokluk karşıtı
    • "Bir millet, varlığını, her şeyden çok dilinde yaşatır." (Orhan Veli Kanık)
  2. Var olan her şey
    • "Canlı varlıklar."
  3. Para, mal, mülk, zenginlik, variyet
  4. Önemli, yararlı, değerli şey
    • "Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar." (Anayasa)
  5. Ömür, hayat
    • "Bütün sevgileri atıp içimden / Varlığımı yalnız ona verdim ben." (Ahmet Kutsi Tecer)
  6. Kalıcı olan, gelip geçici olmayan şey

ANALIK

  1. [isim] Anne olma durumu
  2. Anne olma duygusu
  3. Anne yerini tutan veya anne kadar yakınlık gösteren kadın
  4. Anaca davranış
  5. Üvey ana
    • "Benim analığımın yetiştiği konak da çok çok büyükmüş." (Refik Halit Karay)

ARALIK

  1. [isim] İki şey arasındaki açıklık, mesafe
    • "İki masa arasında bir metre aralık var."
  2. Sıra, vakit
    • "O aralık açıkgözün biri de ayağımdan çıkan potini almış savuşmuş." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Uygun, elverişli durum, fırsat
  4. Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor
  5. Yılın otuz bir gün süren, son ayı, ilk kânun, kânunuevvel
  6. Ayakyolu
  7. Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas
  8. [sıfat] Yarı açık, tam kapanmamış
  9. Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre
  10. Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık
  11. Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk
    • "Portenin beş çizgisi arasında dört aralık vardır."
  12. Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık

CIRMIK

  1. [isim] Tırnak izi

BALÇIK

  1. [isim] İçinde çeşitli organik maddeler bulunan, genellikle killi, koyu, yapışkan çamur, mil
    • "Yolları ve tarlaları görünce bir balçık ve çamur gölünü yarmak zorunda olduğumuzu anlamıştım." (Samiha Ayverdi)
  2. Güçlük çıkartan
  3. İçindeki kil oranı yüksek, yağlı, su geçirmez, koyu toprak

HASLIK
...
MANTIK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Doğru düşünme sanatı ve bilimi
    • "Akılla, mantıkla açıklanmayacak durumlar vardır dünyada." (Necati Cumalı)
  2. Doğru düşünmenin yolu ve yöntemi
    • "Ali Rıza bey gerçi bir vakit bu mantığa kulak vermiyor göründü." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Düşüncenin ve düşüncenin varlık biçimlerinin, ögelerinin, türlerinin, olanaklarının, yasalarının ve düşünce bağlamlarının bilimi

YAĞLIK

  1. [isim] Büyük mendil, çevre
    • "Osmanlı kadınlığının göz nurunu, el emeğini, üstün zevkini yüzyıllardan beri yiğitçe taşımış, işlemeli, yağlıklar, dantelalar, oyalar..." (Kemal Tahir)

APAÇIK

  1. [sıfat] Çok açık, çok belirgin
    • "Apaçık bir yalanla kızı yanından uzaklaştırıyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

TIRSIK
...
BALTIK
...
YASTIK

  1. [isim] Başın altına koymak veya sırtı dayamak için kullanılan, içi yün, pamuk, kuş tüyü, ot vb.yle doldurulmuş küçük minder
    • "Pencerenin önünde uzun yüksekçe bir sedirle ot yastıkları var." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bu biçimde yapılmış ve türlü işlerde kullanılan şey
    • "İğne yastığı. Ütü yastığı."
  3. Fide yetiştirmek için ince toprak ve gübreden hazırlanmış yüksekçe yer
  4. Yapılarda, makinelerde bazı bölümlerin üzerine dayandığı parça

KIRTIK
...
DALCIK

  1. [isim] Ana dalın kollarından her biri, küçük dal

ÇIĞLIK

  1. [isim] Acı, ince ve keskin ses, feryat, figan
    • "İki kardeş güzel güzel oynarken ne oldu ise birdenbire bir ağlama, bir çığlık başladı." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Martılar acı çığlıklar atarak birbirlerinin ağzından balık kapıyorlar." (Haldun Taner)
    • "Bir gün işte bu çalgı çalınırken küçük kız olanca kuvveti ile tepinmeye, çığlık basmaya başlamıştır." (Halide Edip Adıvar)

FINDIK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kayıngillerden, kuzey yarım kürenin ılık yerlerinde ve yurdumuzun genellikle Doğu Karadeniz bölgesinde yetişen, boyu 6-7 m, yaygın tepeli bir ağaççık (Corylus avellana)
  2. Bu ağaççığın sert bir kabuk içinde bulunan yağlı, nişastalı ürünü
  3. Hileli zar

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü