Sonunda ı olan 5 harfli 227 kelime var. I harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ı harfi olan kelimeler listesine ya da başında ı harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇARŞI
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Dükkânların bulunduğu alışveriş yeri
- "Elbet çarşıda bir kahve, bir çaycı dükkânı bulurum." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Her gün çarşı pazar dolaşarak ona küçük bir apartman hazırlamaya çalışıyoruz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Dükkânların bulunduğu alışveriş yeri
- ÇAYLI
-
-
[sıfat]
İçinde çay bulunan
-
[sıfat]
İçinde çay bulunan
- YAVSI
-
-
[isim]
Bir tür kene
-
[isim]
Bir tür kene
- ALTLI
-
-
[sıfat]
Altı olan
- "Düz altlı ev iskarpinlerini çıkararak ayaklarını çekti." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Altı olan
- MANTI
-
-
[isim]
İçine kıyma konularak küçük bohçalar biçiminde dürülen hamur parçaları
-
Bu hamur parçalarıyla hazırlanan yemek
-
[isim]
İçine kıyma konularak küçük bohçalar biçiminde dürülen hamur parçaları
- AYICI
-
-
[isim]
Ayı oynatmayı iş edinen kimse
-
Kaba saba kimse
-
[isim]
Ayı oynatmayı iş edinen kimse
- ADALI
-
-
[sıfat]
Ada halkından olan (kimse)
-
[sıfat]
Ada halkından olan (kimse)
- ÇATKI
-
-
[isim]
Uç uca, birbirine çatılan şeylerin bütünü
- "Tüfek çatkısı."
-
Sehpa
-
Alından geçerek başın çevresine çember gibi bağlanan bağ, kaşbastı
- "Alnında, başı ağrıdığı vakitlerdeki gibi beyaz tülbentten bir çatkı vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir işin bütününün veya parçalarının bir araya getirilmesinde uyulan yöntem
-
[isim]
Uç uca, birbirine çatılan şeylerin bütünü
- ZIHLI
-
-
[sıfat]
Zıhı olan
-
[sıfat]
Zıhı olan
- GAYRI
-
-
[sıfat]
Başka, diğer
-
[zarf]
Artık, bundan böyle
-
[sıfat]
Başka, diğer
- CANLI
-
-
Canı olan, diri, yaşayan
- "Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı." (Necati Cumalı)
-
Güçlü, etkili, hareketli, hayat dolu
- "Recep çok canlı bir adamdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Dikkat çekici, göz alıcı, parlak (renk)
-
[isim]
Yaşayıp yer değiştirebilen yaratık, hayvan
-
[isim]
Canlı yayın
-
Canı olan, diri, yaşayan
- SIYGI
-
-
[isim]
Hacim
- "Sayacağım adlar, vereceğim örnekler birkaç makale sıygısını doldurur, aşar, taşar bile..." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Hacim
- SAPKI
-
-
[isim]
Bir görevin ve özellikle bir fizyoloji görevinin ters bir yön alması
-
[isim]
Bir görevin ve özellikle bir fizyoloji görevinin ters bir yön alması
- ÇANCI
-
-
[isim]
Çan yapan veya satan kimse
-
Çan çalmakla görevli kimse
-
[isim]
Çan yapan veya satan kimse
- ÇALTI
-
-
[isim]
Diken, çalı
-
[isim]
Diken, çalı
- SANCI
-
-
[isim]
İç organlarda batar veya saplanır gibi duyulan, nöbetlerle azalıp çoğalan ağrı
- "Ani bir diş ağrısı gibi, manevi bir sancı ruhumu burmaya başladı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "İlk kum sancısının nasıl tuttuğunu nakledecekmiş." (Sermet Muhtar Alus)
-
Sıkıntı
-
[isim]
İç organlarda batar veya saplanır gibi duyulan, nöbetlerle azalıp çoğalan ağrı
- NALLI
- ...
- ZAĞLI
-
-
[sıfat]
Kılağılı
-
[sıfat]
Kılağılı
- KARLI
-
-
[sıfat]
Üstünde kar bulunan
- "Karlı dağ."
-
Kar yağan
- "Karlı hava."
-
[sıfat]
Üstünde kar bulunan
- KAVKI
-
-
[isim]
Kabuk
-
[isim]
Kabuk