Sonunda ı olan 4 harfli 89 kelime var. I harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ı harfi olan kelimeler listesine ya da başında ı harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇIKI
-
-
[isim]
Çıkın
- "Düğünün hamamı benden. Çerezi, çıkısı hepsi benden." (Abbas Sayar )
-
[isim]
Çıkın
- SASI
-
-
[sıfat]
Küf ve çürük gibi kokan
-
Kokuşmuş
-
Tatsız
-
[sıfat]
Küf ve çürük gibi kokan
- ASKI
-
-
[isim]
Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne
- "Giysi askısı."
-
Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ
-
Artırma, eksiltme vb. resmî iş ilanlarının ilgili daire duvarında belli bir zaman süresince asılı durması
-
Hastanelerde kırık kol veya bacakların asılarak tutturulduğu araç
-
Çay, kahve taşımaya yarar kahveci tepsisi, fener
-
Saklanmak için tavana asılmış dizi veya hevenk
- "Üzüm askısı. Ayva askısı."
-
Yeni yapılan yapıların çatısına, ev sahibi tarafından usta için veya düğün arabalarına düğün sahibi tarafından arabacı için armağan olarak asılan kumaş
-
Gelinin oturacağı yerin üstüne asılan süsler
- "Askı ... kalpakçılar başındaki hususi dükkânlardan ariyet kaldırılan ve düğün odasının münasip bir köşesine kurulan bir nevi dekor." (Refik Halit Karay)
-
Kadınların kullandığı altın dizisi veya zincirli mücevherat
-
Düğünlerde geline yakınları tarafından takılan hediye
-
İpek böceğinin kozasını sarması için yanına konulan çalı çırpı
-
Saz şairleri arasında yapılan deyiş yarışında üstün gelene verilmek için duvara asılan kumaş, tabanca vb. ödül
-
[isim]
Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne
- SAYI
-
-
[isim]
Sayma, ölçme, tartma vb. işlerin sonunda bulunan birimlerin kaç olduğunu bildiren söz, adet
- "Bir, beş, yüz, birer sayıdır."
- "Sayı hesabıyla bir galibiyeti bile öpüp de başımıza koyacaktık." (Haldun Taner)
-
Gazete, dergi vb. sürekli yayınların bir bütün oluşturan, değişik tarih, numara taşıyan baskılarından her biri, nüsha
- "Derginin son sayısında..."
- "Alır mıydım? Sevinir miydim? Yoksa mızıkçılık eder, -Olmaz, sayım suyum yok... Siz birlik olup bana oyun ettiniz -mi derdim." (Haldun Taner)
-
Bir spor karşılaşmasında karşılaşanlardan her birinin başarı derecesini tespit eden nicelik
-
[isim]
Sayma, ölçme, tartma vb. işlerin sonunda bulunan birimlerin kaç olduğunu bildiren söz, adet
- TANI
-
-
[isim]
Hastalığın ne olduğunu araştırıp ortaya koyma, tanılama, teşhis
-
[isim]
Hastalığın ne olduğunu araştırıp ortaya koyma, tanılama, teşhis
- ASLI
- ...
- ALÇI
-
-
[isim]
Alçı taşının pişirilip toz durumuna getirilmesinden elde edilerek yapılarda, sanatta, mimarlıkta ve dişçilikte kullanılan madde
-
[isim]
Alçı taşının pişirilip toz durumuna getirilmesinden elde edilerek yapılarda, sanatta, mimarlıkta ve dişçilikte kullanılan madde
- PAZI
-
-
[isim]
Ispanakgillerden yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki, yaban pancarı, yabani ıspanak (Beta vulgaris varcicla)
-
[isim]
Ispanakgillerden yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki, yaban pancarı, yabani ıspanak (Beta vulgaris varcicla)
- KATI
-
-
[sıfat]
Sert, yumuşak karşıtı
- "Bu hâl, onu ilk defa giyilen katı gömlek gibi sıkıyordu." (Falih Rıfkı Atay)
-
Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim
- "Katı yürekli. Katı davranış."
-
Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı olan
-
Sıvıların ve gazların tersine, içinde bulunduğu kabın veya üstünde bulunduğu yerin biçimini almayan, sulp
-
[zarf]
Çok, aşırı derecede
- "Susadım ol dem hararetten katı / Sundular bir cam dolusu şerbeti." (Süleyman Çelebi)
-
[sıfat]
Sert, yumuşak karşıtı
- KAYI
- ...
- SIZI
-
-
[isim]
Hafif ve ince ağrı
- "Eli yarama dokunur dokunmaz bütün sızılarım birden diniverecek." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Ruhsal acı, ıstırap
- "Depremlerin acısını sızısını belirtmek de adı sanı bilinmez köylü şairlere düşer." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[isim]
Hafif ve ince ağrı
- GACI
-
-
[isim]
Kadın, dost, sevgili, metres
-
Torik yavrusu
-
[isim]
Kadın, dost, sevgili, metres
- GIDI
- ...
- GIGI
-
-
[isim]
Çocuk dilinde çene altı
- "Çocuğun gıgısını okşayarak..."
-
[isim]
Çocuk dilinde çene altı
- KIĞI
-
-
[isim]
Kığ
-
[isim]
Kığ
- AYRI
-
-
[sıfat]
Yerleri bir olmayan
- "Beraber misiniz, ayrı mısınız?"
- "Bizim ayrımız gayrımız var mı? Parayı ha sen vermişsin ha ben."
-
Başka, başka türlü
- "Bu ayrı konu."
- "Düşüncelerimiz çok ayrı düşüyor."
-
[zarf]
Yalnız, tek başına
-
[sıfat]
Yerleri bir olmayan
- YATI
-
-
[isim]
Gidilen yerde geceyi geçirme
- "Yatıya bekleriz."
-
[isim]
Gidilen yerde geceyi geçirme
- AVCI
-
-
[isim]
Avı kendine iş edinen kimse
- "Avcı, elinde ipi silkeleyerek yavaş yavaş ağını çekiyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Avcılara özgü şey
- "Avcı çantası. Avcı giysisi."
-
[sıfat]
Başka hayvanları yakalamakta usta olan (hayvan)
- "Avcı kuş. Avcı kedi."
-
Bir şeyi büyük bir istekle izleyen ve bulup ortaya çıkaran, tanıtan kimse
- "Yıldız avcısı."
-
[isim]
Avı kendine iş edinen kimse
- ÇATI
-
-
[isim]
Bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü
- "Sık ağaçlar arasında yalnız üst katının çatısı görünen kırmızı aşı boyalı bir eski eve doğru yürüyorlardı." (Ömer Seyfettin)
-
Birbirine çatılmış, çakılmış şeylerin bütünü
-
Yapının tavanı ile damı arasındaki kullanılan yer
-
İnsan ve hayvanda iskeletin kuruluşu
-
Barınılan, sığınılan yer
-
Belli bir maksada yönelik kimselerin oluşturduğu birlik
-
Özne, nesne durumlarına göre, belirli çatı eklerinin fiil kök veya gövdelerine getirilen türev, bina: Sevinmek (sev-in-), sevdirmek (sev-dir-), sevindirmek (sev-in-dir-) gibi
-
Hikâye, roman, piyes vb. edebî türlerde olay kuruluşu, kurgu
- "Halit Ziya Uşaklıgil'in, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun, Reşat Nuri Güntekin'in romanlarındaki sağlam çatıyı onunkilerde bulamazdınız." (Haldun Taner)
-
Bir yapıyı örten ve eğik yüzeyleri olan damın tahtadan iç yapısı
-
[isim]
Bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü
- ATLI
-
-
[sıfat]
Atı olan
- "Atlı araba."
-
[isim]
Ata binmiş kimse, süvari
- "Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik / Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Binek atı kullanan (asker veya asker sınıfı)
- "Biraz sonra da atlı jandarma yetişti." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Atı olan