Sonunda il olan 8 harfli 40 kelime var. İL ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde il olan kelimeler listesine ya da başında il olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ERKEKÇİL
-
-
[sıfat]
Erkeğe düşkün
-
[sıfat]
Erkeğe düşkün
- MÜVEKKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birini kendine vekil olarak seçen erkek
-
[isim]
Birini kendine vekil olarak seçen erkek
- YEMYEŞİL
-
-
[sıfat]
Her yanı yeşil, çok yeşil
-
[sıfat]
Her yanı yeşil, çok yeşil
- OTOMOBİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Motorlu, dört tekerlekli kara taşıtı
- "Otomobiller, atlar, arabalar coşkun bir sel uğultusu ile geçiyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Motorlu, dört tekerlekli kara taşıtı
- ÇETREFİL
-
-
[sıfat]
Karışıklığı dolayısıyla, anlaşılması veya sonuca bağlanması güç
- "Çetrefil siyasete aklım ermez." (Atilla İlhan)
-
Yapı ve ses kurallarına aykırı kullanılan (dil)
- "Onun çetrefil bir dili var."
-
Sarp, engelli ve engebeli (yer)
- "Bu engebeli, orasından burasından kayalıklı sel yataklarıyla kesilmiş çetrefil arazide, yönlerini bulmalarını kolaylaştıracak bir harita..." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Karışıklığı dolayısıyla, anlaşılması veya sonuca bağlanması güç
- MÜSTAKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kullanış yönünden başka bir yapı ile bağlantısı olmayan, bağımsız
- "Müstakil ev."
-
Kullanış yönünden belli kişi veya kişiler için ayrılmış olan
- "Daireye on yıl, yirmi yıl sonra girenlerin her biri başköşelere kurulsun, müstakil oda sahipleri olsun ve hatta sana emirler versin..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Kullanış yönünden başka bir yapı ile bağlantısı olmayan, bağımsız
- MÜMESSİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temsilci
- "Her sandala böyle bütün devrin mümessili bir hanımefendi oturtulmuş gibi..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Temsilci
- ANAERKİL
-
-
[sıfat]
Ana erki temeline dayanan, maderşahi, matriarkal
-
[sıfat]
Ana erki temeline dayanan, maderşahi, matriarkal
- YEMİŞÇİL
-
-
[sıfat]
Yemişle beslenen
-
[sıfat]
Yemişle beslenen
- ESPADRİL
- ...
- MUSTATİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dikdörtgen
- "O siyah ağaç gövdesi, o mustatilin içine ne kadar güzel oturmuş." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Dikdörtgen
- SİLİSÇİL
-
-
[sıfat]
Silisli yerde yetişen (bitki)
-
[sıfat]
Silisli yerde yetişen (bitki)
- BİTKİCİL
- ...
- ZIRCAHİL
-
-
[sıfat]
Çok cahil
-
[sıfat]
Çok cahil
- KIRTIPİL
-
-
[sıfat]
Değersiz, bayağı, yarım yamalak
- "O, kırtıpil yazarların adlarını anmamakla, onları kötülediğine inanır." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Değersiz, bayağı, yarım yamalak
- KARANFİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karanfilgillerden, güzel renkli çiçekler açan bir süs bitkisi (Dianthus caryophyllus)
-
Mersingillerden, Molük adalarında, Filipinler'de ve Hindistan'da yetişen ve yaprakları sürekli yeşil kalan bir ağaç (Caryophyllus aromaticus)
-
Bu ağacın karanfil yağı elde edilen ve baharat olarak kullanılan, ağız kokusunu gideren, acımsı, koyu renkli, küçük çivi biçimindeki tomurcuğu
- "Yengemin verdiği karanfili dişlerimle ezip emerek odaya giriyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Karanfilgillerden, güzel renkli çiçekler açan bir süs bitkisi (Dianthus caryophyllus)
- KLOROFİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Güneş ışığını soğurarak bitkilerde karbon özümlemesini sağlayan ve bitkilere yeşil renklerini veren madde
- "Yeşil alanların, parkların, koruların klorofili kirli havayı süzer, temizler." (Haldun Taner)
-
[isim]
Güneş ışığını soğurarak bitkilerde karbon özümlemesini sağlayan ve bitkilere yeşil renklerini veren madde
- GENİZSİL
-
-
[sıfat]
Geniz özelliği taşıyan, nazal
-
[sıfat]
Geniz özelliği taşıyan, nazal
- İSKANDİL
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Denizin derinliğini ölçme
-
Bu iş için kullanılan araç
- "Evde kimsenin olmadığını telefonla iskandil ediyorlarmış diyor Bedri." (Oktay Rifat)
-
İşin içyüzünü öğrenme, bilgi toplama, sorup soruşturma
- "İstanbul'daki ilk günlerinde yaptığı iskandiller, umduğunun tersine olarak burada geçimini kolay sağlayamayacağını göstermişti." (Haldun Taner)
-
[isim]
Denizin derinliğini ölçme
- ANGLOFİL
- ...