Sonunda i olan 5 harfli 371 kelime var. İ harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde i harfi olan kelimeler listesine ya da başında i harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BAHRİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Denizle ilgili

TERKİ

  1. [isim] Eyerin arka bölümü
    • "Avluda terkiden yere atladığında öfkeden kudurmuştu." (Yahya Kemal)
    • "Sonra atlarının terkisine aldılar, benimle beraber kaçtılar." (Haldun Taner)
  2. Binek hayvanının sağrısı

İRADİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. İstençli

MERCİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Başvurulacak yer veya makam
    • "O devirlerde devletin yüksek kademeli mercilerine 'kapu' denirdi." (Samiha Ayverdi)

ŞEMSİ
...
BELKİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Olabilir ki, muhtemel olarak
    • "Belki de bu durumun kusuru bizde." (Burhan Felek)
  2. [bağlaç] Olsa olsa, ya ... ya ..., ihtimal
    • "Belki bir sabah vakti, belki bir gece yarısı / Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz." (Zeki Ömer Defne)

HAYDİ

  1. [ünlem] İsteklendirmek, çabukluk belirtmek için kullanılan bir söz, hadi
    • "Haydi! Sen git, beni yalnız bırak, bu akşam iyi değilim." (Atilla İlhan)
  2. Kabul ve onama bildiren bir söz
  3. Hafifseme, alay etme belirten bir söz
    • "Haydi oradan be maskara. Bunları başkasına anlat!" (Necati Cumalı)
  4. "Hoş görme" anlamında kullanılan bir söz
    • "Haydi gelmedi, bari bir haber göndereydi!"
  5. [zarf] Haydi haydi
    • "Ne kadar yaşayabilirdim? Altmış, yetmiş, doksan, haydi yüz sene." (Ömer Seyfettin)

LAFZİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Sözün söylenişine, yapısına ait, sözle ilgili

YELLİ

  1. [sıfat] Yeli çok olan, rüzgârlı
    • "Yelli bir tepe."
  2. Çok yellenen
  3. İşveli, fıkırdak

YETKİ

  1. [isim] Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet
    • "Büyük Millet Meclisi Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmişti." (Tarık Buğra)
    • "Türkiye Büyük Millet Meclisi soru, Meclis araştırması ... yollarıyla denetleme yetkisini kullanır." (Anayasa)
    • "İdam hükümlerini doğrudan doğruya yerine getirme yetkisini vermiştir." (Falih Rıfkı Atay)

SONKİ
...
CEBRİ
...
CİNSİ
...
MAHFİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Gizli, saklanmış
    • "Bu hatıra kalbin mahfi bir köşesinde saklanır." (Hüseyin Cahit Yalçın)

RAGBİ

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] On beşer kişilik iki takım arasında oval bir topla oynanan oyun

HİNDİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tavukgillerden, XV. yüzyılda evcilleştirilerek Amerika'dan bütün dünyaya yayılan, boyun ve başı çıplak, parlak, yeşil ve esmer tüylü kümes hayvanlarının en büyüğü (Meleagris gallopavo)
  2. [sıfat] Aptal, şaşkın

SİLKİ

  1. [isim] Uykuda sıçrama

TEKLİ

  1. [isim] Bir sanatçının tek eserini seslendirdiği kaset
  2. Tek yataklı otel odası

TERFİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Derece, makam bakımından yükselme
  2. Yükseltme
    • "Zafer üzerine orduda terfiler yapılmıştı." (Falih Rıfkı Atay)

ÜZERİ

  1. [isim] Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı
    • "Bunların üzerinden ustalıkla atlayarak gemiye doğru yürüdü." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Varlık, kimlik
    • "Bu sözler, Mebrure'nin üzerinde derin ve kuvvetli bir tesir bıraktı." (Peyami Safa)
  3. Bir şeyin görülen yanı, yüzü
  4. Bir şeyin dış yüzü, yüzey
  5. Giysi
  6. Vücut, beden
    • "Gece sıcak olduğu için üzerine yalnız ince bir pike örtü örttük." (Reşat Nuri Güntekin)
  7. Artan, geriye kalan bölüm
    • "Alışverişin üzeri."
  8. Bazı tamlamalarda zaman bildiren bir söz
    • "Sonra yine böyle durgun, yine sıcak, öğle üzerleri vardır, herkesin uykuya vardığı, araba seslerinin kesildiği, sokakların tenhalaştığı bomboş, çıplak öğle üzerleri." (Refik Halit Karay)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü