Sonunda üz olan 7 harfli 24 kelime var. ÜZ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde üz olan kelimeler listesine ya da başında üz olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÜPEDÜZ
-
-
[zarf]
Çok düz ve doğru bir biçimde, dümdüz olarak
-
Yalın, basit, süssüz, sade bir biçimde
- "Bir lakırtıyı düpedüz söylemek dururken, daha çok beğenilsin diye dolambaçlı yollardan söylediniz mi, çok kere manasız manasız şeyler meydana çıkıyor." (Orhan Veli Kanık)
-
Başka bir amaç gütmeden, açıktan açığa, açıkçası, gerçekten
- "Daha başkaları vardı ki bunlar düpedüz korkuyorlardı." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Çok düz ve doğru bir biçimde, dümdüz olarak
- MÜLKSÜZ
- ...
- ÜZGÜSÜZ
-
-
[sıfat]
Üzgü vermeyen, eziyetsiz
-
[sıfat]
Üzgü vermeyen, eziyetsiz
- ÖRTÜSÜZ
-
-
[sıfat]
Örtüsü olmayan
-
Örtülmemiş
- "İşte yalının penceresinde yengemin örtüsüz başı renkli bir demet..." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Açık seçik, gizlenmeyen
- "En ciddileri bile cıvıtan meclis, örtüsüz telmihlere, taşkın hareketlere de müsamaha etmeye başlamıştı." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Örtüsü olmayan
- KABADÜZ
- ...
- BÜYÜSÜZ
-
-
[sıfat]
Büyüsü olmayan
-
[sıfat]
Büyüsü olmayan
- FAULSÜZ
-
-
[sıfat]
Faulü olmayan, faul yapmayan
-
[zarf]
Faul yapmadan
- "Daha o yaşta, sert, hızlı fakat faulsüz oynardı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Faulü olmayan, faul yapmayan
- TECAVÜZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hücum etme, saldırma, saldırı, saldırış
- "Çekler bir Alman tecavüzü karşısında mutlaka silaha sarılacaklardır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bu adam, canımı sıkacak bazı şeyler söyledi; sonra eliyle tecavüz etti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Namusuna saldırma, sarkıntılık
-
Başkasının hakkına el uzatma
- "Burada kadınlar erkeğe tecavüz ediyorlar." (Aka Gündüz)
-
Aşma, ötesine geçme
-
[isim]
Hücum etme, saldırma, saldırı, saldırış
- ÜZÜMSÜZ
-
-
[sıfat]
İçinde üzüm olmayan
-
[sıfat]
İçinde üzüm olmayan
- ÖLÜMSÜZ
-
-
[sıfat]
Hiçbir zaman ölmeyecek olan, ebedî, layemut
- "Nerede o süngü takmış birliğinin önünde ölümsüz gibi saldıran genç subay?" (Atilla İlhan)
-
Hiç unutulmayacak, daima anılacak olan, ebedî
-
[sıfat]
Hiçbir zaman ölmeyecek olan, ebedî, layemut
- TEBARÜZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belirme, görünme
- "Senelerden beri bildiğimiz ve aramızda konuştuğumuz şeylerin hiç yalan olmadığı tebarüz etti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Belirme, görünme
- ARKEBÜZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
XV. yüzyılda Fransa'da kullanılmaya başlanan, taşınabilir ateşli silah
-
[isim]
XV. yüzyılda Fransa'da kullanılmaya başlanan, taşınabilir ateşli silah
- ÖTÜMSÜZ
-
-
Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan, titreşimsiz ses veren (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, tonsuz, sedasız, sert
-
Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan, titreşimsiz ses veren (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, tonsuz, sedasız, sert
- FÖTRSÜZ
- ...
- ÖDÜNSÜZ
-
-
[sıfat]
Ödün niteliğinde olmayan, ödün vermeksizin yapılan, ivazsız
-
Ödün vermeyen (kimse)
-
[sıfat]
Ödün niteliğinde olmayan, ödün vermeksizin yapılan, ivazsız
- ÖLÇÜSÜZ
-
-
[sıfat]
Ölçülmemiş, ölçüsü alınmamış olan
-
[zarf]
Nereye varacağı düşünülmeksizin, yerli yersiz
- "Ölçüsüz konuşmak."
-
Pek çok, aşırı, gelişigüzel, rastgele
- "Şüphe yok ki ölçüsüz bir para israfı bu borçları daha çoğaltacak, hiç azaltmayacaktı." (Peyami Safa)
-
Ölçüsü olmayan, vezinsiz
-
[sıfat]
Ölçülmemiş, ölçüsü alınmamış olan
- ÜRKÜSÜZ
-
-
[sıfat]
Ürkü vermeyen
-
[sıfat]
Ürkü vermeyen
- ÖRGÜSÜZ
-
-
[sıfat]
Örgüsü olmayan
-
[sıfat]
Örgüsü olmayan
- ÖMÜRSÜZ
-
-
[sıfat]
Ömrü kısa olan
-
Kısa süren, yararsız
-
[sıfat]
Ömrü kısa olan
- SÜRÜSÜZ
- ...