Sonunda üm olan 8 harfli 15 kelime var. ÜM ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde üm olan kelimeler listesine ya da başında üm olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEKELLÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Söyleme, konuşma
-
[isim]
Söyleme, konuşma
- TEVEHHÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuruntuya düşme
-
[isim]
Kuruntuya düşme
- KÖRDÜĞÜM
-
-
[isim]
Çözülemeyen, ilmiksiz düğüm
-
Çözülmesi hemen hemen imkânsız olan sorun
- "Bu misalin neticesini iyi tahlil etmek fikrimce bizim çözemediğimiz kördüğümü çözmek demektir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Çözülemeyen, ilmiksiz düğüm
- TEVERRÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Verem olma
-
[isim]
Verem olma
- TEYEMMÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Su bulunmayan yerde su niyetiyle toprak, kum vb. şeylerle abdest alma
- "Ya kuma yüzükoyun devrilip ettiğin halt ne idi, teyemmüm mü?" (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Su bulunmayan yerde su niyetiyle toprak, kum vb. şeylerle abdest alma
- TAKADDÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öncelik
- "İşgale takaddüm eden günlerde çevirdikleri fırıldakları..." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Öncelik
- TEBESSÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gülümseme
- "O şimdilik dudağında acı bir tebessümle yalnız bana bakıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Gülümseme
- TERENNÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güzel ve alçak sesle şarkı söyleme
- "Can acısıyla terennüm eder gibi ay ay ay! diye feryada başlıyorsunuz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kuş şakıma, ötme
- "Şurada sizi baştan başa terennüm eden bir şiir yazdım." (Aka Gündüz)
-
Anlatma, ifade etme
-
[isim]
Güzel ve alçak sesle şarkı söyleme
- TESELLÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Verilen bir şeyi alma, teslim alma
-
[isim]
Verilen bir şeyi alma, teslim alma
- TAHAKKÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Baskı, zorbalık, hükmetme
- "Sen böyle karı tahakkümü altında mı kalacaksın?" (Memduh Şevket Esendal)
- "O, işbaşına geldiği zaman etrafındakilere böyle tahakküm ederdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Baskı, zorbalık, hükmetme
- TEFEHHÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlama
-
[isim]
Anlama
- TAHACCÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyüme
- "Belediye bu tahaccümün önüne geçebilmek için 'sevgi yumağı projesi'ni hayata geçiriyor." (İlker Sarıer)
-
[isim]
Büyüme
- TAZALLÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sızlanma, yanıp yıkılma, ağlaşma, yakınma
- "Bu mektup ... manasız edebiyatlar ve tazallümlerden sonra şu satırlarla bitiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Sızlanma, yanıp yıkılma, ağlaşma, yakınma
- TECESSÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Boyut kazanma, cisimlenme
-
Görünmeye başlama, belirme
-
Göz önüne gelme, canlanma
- "Olay olduğu gibi gözümün önünde tecessüm ediyor."
-
[isim]
Boyut kazanma, cisimlenme
- SÜRDÜRÜM
-
-
[isim]
Abonman
-
[isim]
Abonman