Sonunda ül olan 8 harfli 20 kelime var. ÜL ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ül olan kelimeler listesine ya da başında ül olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEMESSÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Benzeşme
-
Özümleme
-
[isim]
Benzeşme
- ÇÜRÜKÇÜL
-
-
Doğal olarak hayvan ve bitki kalıntılarının üzerinde yaşayan ve onların çürümesine yol açan (bitki ve organizmalar), saprofit
-
Doğal olarak hayvan ve bitki kalıntılarının üzerinde yaşayan ve onların çürümesine yol açan (bitki ve organizmalar), saprofit
- TEBEDDÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir durumdan başka bir duruma geçme, değişme
- "Onu deli ve meraklı bilen komşular, bu tebeddüle şaşıyorlardı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Bir durumdan başka bir duruma geçme, değişme
- PARTİKÜL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Parçacık
-
[isim]
Parçacık
- TEVEKKÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Herhangi bir işte elinden geleni yapıp daha sonrasını Allah'a bırakma
- "Bu tevekküle karışan bir memnuniyetsizliğin ifadesiydi." (Peyami Safa)
-
[isim]
Herhangi bir işte elinden geleni yapıp daha sonrasını Allah'a bırakma
- TEVESSÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başlama, girişme
-
[isim]
Başlama, girişme
- TEKEMMÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Olgunlaşma, yetkinleşme
-
[isim]
Olgunlaşma, yetkinleşme
- TAHAMMÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nesnenin, güçlü, zorlayıcı dış etkenlere karşı koyabilmesi, dayanması
- "Sanıyorum ki hep benim hatırım için bu hayata tahammül ediyor." (Ömer Seyfettin)
-
İnsanın kötü, güç durumlara karşı koyabilme gücü, kaldırma, katlanma
- "Bu gece kendi kendimle uğraşmaya tahammülüm yoktu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Nesnenin, güçlü, zorlayıcı dış etkenlere karşı koyabilmesi, dayanması
- DESTEGÜL
- ...
- MAJÜSKÜL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Büyük harf
-
[isim]
Büyük harf
- TEZELZÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sarsılma, sallanma
-
[isim]
Sarsılma, sallanma
- BÜTÜNCÜL
-
-
[sıfat]
Totaliter
-
[sıfat]
Totaliter
- TAHAVVÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir durumdan başka bir duruma geçme, değişme, değişkenlik, dönüşme, dönüşüm
- "Gençliğin karşısına çıkınca harika bir tahavvülle başı dikildi." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bir durumdan başka bir duruma geçme, değişme, değişkenlik, dönüşme, dönüşüm
- TEŞEKKÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belli bir varlık ve biçim kazanma
-
Kurulma
- "Kuvayımilliye teşekkül edinceye kadar şehri beklediler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Örgüt
- "Burada sözü geçen bu üç teşekkül hakkında bir açıklama yapmak isterim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Belli bir varlık ve biçim kazanma
- TEKEFFÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin sorumluluğunu üzerine alma, yükümlenme
-
Kefil olma
-
[isim]
Bir şeyin sorumluluğunu üzerine alma, yükümlenme
- TENEZZÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendi durumundan daha aşağıdaki bir işi, bir durumu kabul etme
- "... onlara eliniz eteğiniz sürünmez, tenezzül edip başınızı çevirmeyebilirsiniz." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Kendi durumundan daha aşağıdaki bir işi, bir durumu kabul etme
- TEZELLÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşağılanma
-
[isim]
Aşağılanma
- MİNÜSKÜL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Küçük harf
-
[isim]
Küçük harf
- TESELSÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zincirleme
- "Gelip geçici dâhilerin, birbirinin ayağını kaydırarak teselsül ettiklerini gördük." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Birbirine bağlı, birbiri ile ilgili şeylerin oluşturduğu dizi, sıra, silsile
- "Gözleri kamaştıran güneş aydınlığında bu sesler küçük kubbelerin bitmez tükenmez teselsülünü açar ve parıldatırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Birden fazla kimsenin bir borçtan dolayı sorumlu olması
-
[isim]
Zincirleme
- TAHAYYÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hayalde canlandırma, sembolleştirme
- "Kapıları yeşil sabahlara açılan sıcak tahayyüllerle dolu yaz geceleri..." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Başka ufuklar, başka hayaller tahayyül ediyorum, yeni bir dünyaya doğmuş gibi!" (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Hayalde canlandırma, sembolleştirme