Başında ü olan 7 harfli 79 kelime var. Ü harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ü harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ü harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ü bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÜRKÜNTÜ
-
-
[isim]
Ürkme duygusu, tevahhuş
- "Işıltılı gözlerinde en ufak bir ürküntü yoktu." (Nezihe Araz)
- "Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor / Lakin vatandan ayrılışın ıstırabı zor" (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Ürkme duygusu, tevahhuş
- ÜŞÜTMEK
-
-
[-i]
Üşümesine sebep olmak
- "Havanın üşütecek kadar serin olmasına göre sabah yakın." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Üşüyüp hasta olmak, soğuk almak
-
[nsz]
Delirmek, aklını yitirmek
-
[-i]
Üşümesine sebep olmak
- ÜZERLİK
-
-
[isim]
Sedef otugillerden, yaprakları almaşık, çiçekleri beyaz renkte, susama benzeyen tohumları acı olan, halk hekimliğinde tedavi amaçlı, tütsü olarak kullanılan bir bitki (Peganum harmala)
- "Miniminiyken o da benim gibi üzerlikle tütsülenmiştir." (Refik Halit Karay)
-
Bu bitkinin tohumlarından yapılan nazarlık veya süs olarak kullanılan eşya
-
[isim]
Sedef otugillerden, yaprakları almaşık, çiçekleri beyaz renkte, susama benzeyen tohumları acı olan, halk hekimliğinde tedavi amaçlı, tütsü olarak kullanılan bir bitki (Peganum harmala)
- ÜMİTSİZ
-
-
[sıfat]
Umutsuz
- "Ümitsiz bir tavırla gazetelerini yatağının üstüne fırlattı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Umutsuz
- ÜSLUPLU
-
-
[sıfat]
Üslubu olan
- "On dokuzuncu asırda aşk, ömrünü üsluplu salonlarda geçirir oldu." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Üslubu olan
- ÜTOPİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ütopyacı
- "Geleceği çok pembe görüyorsa ütopist derler insana." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ütopyacı
- ÜCRETLİ
-
-
[isim]
Ücretle çalıştırılan kimse
- "Bu saydığım bayram günleri bizim gibi ücretlilerin aylığını artırır." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Ücret karşılığı yapılan
-
[isim]
Ücretle çalıştırılan kimse
- ÜÇTELLİ
-
-
[isim]
Üç teli olan saz
-
[isim]
Üç teli olan saz
- ÜNLETME
-
-
[isim]
Ünletmek işi veya durumu
-
[isim]
Ünletmek işi veya durumu
- ÜŞENMEK
-
-
[nsz]
Kendinde bir gevşeklik duyarak bir işi yapmaya isteği olmamak, erinmek
- "Demek sen şimdi bu iş için üşenmeden Bursa'ya gideceksin?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Kendinde bir gevşeklik duyarak bir işi yapmaya isteği olmamak, erinmek
- ÜSTENCİ
-
-
[isim]
Yüklenici
-
[isim]
Yüklenici
- ÜZERİNE
-
-
[zarf]
Üstüne
- "Üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma şerefim üzerine ant içerim." (Anayasa)
- "Üzerimize çöken şimşekli, yıldırımlı havanın bana verdiği helecanı yeniden duyuyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Korku, su içen bir ceylana saldıran kurt gibi üzerime çullandı."
- "Aldım eve getirdim kuşu. Başka zaman olsa üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi uyurdum. Gece uyku girmedi gözüme. Arada bir uyanıp kuşa baktım." (Tarık Dursun K)
-
Hakkında
- "Dil üzerine bir yazı."
- "Söylediklerini hepimiz ayrı ayrı üzerimize almıştık, susuyor ve sıkılıyorduk." (Ömer Seyfettin)
-
...-den dolayı
- "Onun gelmesi üzerine ortalık düzeldi. Bu söz üzerine herkes rahat etti."
- "Fakat haydi beni boşadınız. Almanya'da sevdiğiniz bir başka kadını üzerime aldınız neyse." (Ömer Seyfettin)
-
...-den sonra
- "Bunca hazırlık üzerine yola çıkmamak insanı üzer."
-
[zarf]
Üstüne
- ÜSLENME
-
-
[isim]
Üslenmek işi
-
[isim]
Üslenmek işi
- ÜVEYMEK
-
-
[nsz]
Güvercin, kumru vb. kuşlar, göğüslerinden ötmek
-
[nsz]
Güvercin, kumru vb. kuşlar, göğüslerinden ötmek
- ÜFLEYİŞ
- ...
- ÜRETMEK
-
-
[nsz]
Aynı türden canlıları çoğaltmak
- "Tavuk üretmek."
-
Ekonomik bir etkinlik sonucu ürün elde etmek
- "Petrol üretmek. Çimento üretmek."
-
Oluşturmak, yaratmak, meydana getirmek
- "Şiir üretmek."
-
[nsz]
Aynı türden canlıları çoğaltmak
- ÜNSİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Alışkanlık
-
Alışkanlık
- ÜTÜLMEK
-
-
[nsz]
Oyunda, yenilmek, kaybetmek
-
[nsz]
Oyunda, yenilmek, kaybetmek
- ÜRKEKÇE
-
-
[sıfat]
Ürkek
-
[zarf]
Ürkek bir biçimde
- "Önce ürkekçe sokuldular yanımıza, sonra gençlerin bunalımlarını anlattılar." (Tomris Uyar)
-
[sıfat]
Ürkek
- ÜNLENİŞ
- ...