Başında ü olan 5 harfli 52 kelime var. Ü harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ü harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ü harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ü bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÜFLEÇ

  1. [isim] Kaynak yapımında, metalleri kesme ve eritme işlemlerinde kullanılan, alev püskürten araç, hamlaç
  2. Laboratuvarlarda yüksek ısı elde edilen araç, hamlaç

ÜSKÜP
...
ÜNSÜZ

  1. [sıfat] Ünü olmayan, gösterişsiz, şöhretsiz
  2. [isim] Ses yolunda bir engele çarparak çıkan ses, sessiz, sessiz harf, konson, konsonant

ÜZERE

  1. [zarf] Amacıyla
    • "Müzakere bitince üç dört gün sonra gene evde buluşmak üzere ayrıldılar." (Peyami Safa)
  2. Şartıyla
    • "Akşama geri vermek üzere bu kitabı alabilirsiniz."
  3. Neredeyse
    • "Bu yangın kalbimizde başlıyorsa yani ümitsiz bir aşka düşmek üzere olduğumuzu hissedersek ne yapalım?" (Reşat Nuri Güntekin)
  4. [edat] Gibi
    • "Daha önce belirtildiği üzere."

ÜSTAT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bilim veya sanat alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse
    • "Koca üstat hemen rasttan bestelediği bir şarkıyı mırıldanmaya başladı." (Aka Gündüz)
  2. [ünlem] Genellikle erkekler arasında senli benli konuşmada kullanılan bir seslenme sözü
    • "Üstat! Nasılsınız?"

ÜZMEK

  1. [-i] Üzüntü vermek
    • "Onu biraz üzerim ama zekâsına da bayılırım." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir şeyi gerip çekerek gevşetmek, sürterek aşındırmak
    • "Odunlar eşeğin sırtını üzüyordu." (Halikarnas Balıkçısı)

ÜLKER
...
ÜRDÜN
...
ÜRKEK

  1. [sıfat] Çok ürken, korkuya çabuk kapılan
    • "Burasını yaramaz çocukların kapatıldığı ceza hücresi sandığım için ürkerek geri çekiliyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Çekingen
    • "Kız, benzi uçmuş, yarı ürkek, yarı yalvarışlı gülümsüyordu ona." (Tarık Buğra)

ÜLGER

  1. [isim] Kadife, şeftali vb.nin üzerinde bulunan ince tüy

ÜTÜLÜ

  1. [sıfat] Ütülenmiş, ütü ile buruşuklukları giderilmiş
    • "Ayağında beyaz, yeni ütülü bir pantolon, üstünde bir fildekoz var." (Peyami Safa)

ÜÇGEN

  1. [isim] Üç tepe noktası, üç açısı, üç kenarı olan geometri biçimi, müselles
    • "Tabanı otuz metre kadar tutan bir eşkenar üçgen biçimindedir." (Tarık Buğra)
  2. [sıfat] Bu biçimde olan

ÜZÜCÜ

  1. [sıfat] Üzüntü veren, acıklı
    • "Üzücü bir durum."

ÜSLUP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz
    • "Akşam içinde en büyük üstatların eserleri kadar mükemmel ve muhteşem olan tabiat bize bir eda ve üslup dersi verir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bir sanatçıya, bir çağa veya bir ülkeye özgü teknik, renk, biçimlendirme ve söyleyiş özelliği, biçem, stil
    • "Bu üslup ruhumun yazıma akseden hâletini gösteriyor." (Refik Halit Karay)
  3. Sanatçının görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliği veya bir türün, bir çağın kendine özgü anlatış biçimi, biçem, tarz, stil
    • "Üslup beyan aynıyla insandır." (Yahya Kemal Beyatlı)

ÜRKME

  1. [isim] Ürkmek durumu, tevahhuş

ÜSERA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Esirler, köleler
    • "Bulgarlara esir düşüp fedakâr emirberi Hasan Çavuşun marifetiyle üsera karargâhından firar edişi." (Haldun Taner)

ÜLSER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sindirim organlarında ve özellikle mide ile onikiparmak bağırsağında görülen yara, karha
    • "Midesindeki ülsere salık verilmiş birkaç kocakarı ilacı her zaman iyi gelmez." (Sait Faik Abasıyanık)

ÜĞRÜM

  1. [isim] Çoğunlukla ayın neden olduğu, yerin dönme ekseninin yaptığı koni hareketindeki dönemsel salınım, nütasyon

ÜLFET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alışma, kaynaşma
    • "Kendilerine bir kimse bulunamıyor ki ülfet etsinler." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Tanışma, görüşme
    • "Temiz ve metin bir insan olduğu ilk ülfetinden anlaşılırdı." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. Dostluk, ahbaplık
    • "Ülfet belalı şey fakat uzlet sıkıntılı / Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı." (Yahya Kemal Beyatlı)

ÜŞENÇ

  1. [isim] Üşenme, üşengeçlik
    • "Doğruyu aramanın üşenci ruhlara çöktü mü?" (Sait Faik Abasıyanık)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü