Başında öğüt olan 17 kelime var. Öğüt ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde öğüt olan kelimeler listesine ya da sonu öğüt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında öğüt bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ÖĞÜTLEYEBİLMEK
ÖĞÜTLEYEBİLME
ÖĞÜTEBİLMEK
ÖĞÜTEBİLME, ÖĞÜTÜCÜLÜK
ÖĞÜTÇÜLÜK, ÖĞÜTLEMEK, ÖĞÜTÜLMEK
ÖĞÜTLEME, ÖĞÜTÜLME, ÖĞÜTÜLÜŞ
ÖĞÜTMEK, ÖĞÜTÜCÜ
ÖĞÜTÇÜ, ÖĞÜTME, ÖĞÜTÜŞ
ÖĞÜT
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖĞÜTLEYEBİLMEK
- ...
- ÖĞÜTLEYEBİLME
- ...
- ÖĞÜTEBİLMEK
- ...
- ÖĞÜTEBİLME
- ...
- ÖĞÜTÜCÜLÜK
- ...
- ÖĞÜTLEMEK
-
-
[-i]
Birine bir şeyi yapmasını veya yapmamasını söylemek, nasihat etmek
- "Güzel olanın yıkılmasını kimse öğütlemez." (Nurullah ataç)
-
[-i]
Birine bir şeyi yapmasını veya yapmamasını söylemek, nasihat etmek
- ÖĞÜTÜLMEK
-
-
[nsz]
Öğütme işine konu olmak
- "Un ortadan çekilince ekmeği süpürge tohumu ile öğütülmüş mısır koçanıyla yapmaya başlamışlardı." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[nsz]
Öğütme işine konu olmak
- ÖĞÜTÇÜLÜK
-
-
[isim]
Öğütçü olma durumu
-
[isim]
Öğütçü olma durumu
- ÖĞÜTÜLME
-
-
[isim]
Öğütülmek işi
-
[isim]
Öğütülmek işi
- ÖĞÜTLEME
-
-
[isim]
Öğütlemek işi, nasihat
-
[isim]
Öğütlemek işi, nasihat
- ÖĞÜTÜLÜŞ
-
-
[isim]
Öğütülme işi veya biçimi
-
[isim]
Öğütülme işi veya biçimi
- ÖĞÜTÜCÜ
-
-
[sıfat]
Öğütme özelliği olan
-
[isim]
Öğütme işini yapan makine
-
[isim]
Kâğıtçılıkta gerekli özelliklerdeki kâğıt veya karton hamuruna istenen bazı özellikleri kazandırmak için sulu ortamda elyaflı maddelerin işlenmesinde kullanılan diskli veya konik rotor ve statoru olan makine
-
[sıfat]
Öğütme özelliği olan
- ÖĞÜTMEK
-
-
[-i]
Bir araçla tane durumundaki nesneleri bir araçla ezerek un durumuna getirmek
- "Bu değirmen, günde ancak kırk elli çuval öğütebilirdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Ezmek, çiğnemek
-
[-i]
Bir araçla tane durumundaki nesneleri bir araçla ezerek un durumuna getirmek
- ÖĞÜTME
-
-
[isim]
Öğütmek işi
- "Bizim oralarda buğdaylarını öğütmeye gelip değirmende kalan köylülere nöbetçi derler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Öğütmek işi
- ÖĞÜTÜŞ
-
-
[isim]
Öğütme işi veya biçimi
-
[isim]
Öğütme işi veya biçimi
- ÖĞÜTÇÜ
-
-
[isim]
Öğüt veren kimse, nasihatçi
-
Vaiz
-
[isim]
Öğüt veren kimse, nasihatçi
- ÖĞÜT
-
-
[isim]
Bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz, nasihat
- "Bütün öğütlerine itaat ettiğim hâlde hiçbir şeye muvaffak olamıyorduk." (Aka Gündüz)
- "Ayağını denk al yavrum, ateşle oyun olmaz, diye öğüt verdi." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz, nasihat