Başında öğ olan 7 harfli 17 kelime var. Öğ ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde öğ olan kelimeler listesine ya da sonu öğ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında öğ bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖĞÜRLÜK
-
-
[isim]
Öğür olma durumu
-
[isim]
Öğür olma durumu
- ÖĞLENDE
-
-
[zarf]
Öğle vakti
-
[zarf]
Öğle vakti
- ÖĞLEYİN
-
-
[zarf]
Öğle vakti
- "Her zaman öğleyin gelir, akşama doğru kalkardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Öğle vakti
- ÖĞLENCİ
-
-
[isim]
İkili öğretim yapan okullarda öğleden sonra ders gören öğrenci, sabahçı karşıtı
-
[isim]
İkili öğretim yapan okullarda öğleden sonra ders gören öğrenci, sabahçı karşıtı
- ÖĞRENME
-
-
[isim]
Öğrenmek işi
- "Benim kafam böyle bir öğrenme usulüne de yaratılıştan müsait değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Öğrenmek işi
- ÖĞÜRMEK
-
-
[nsz]
Kusarken veya kusacak gibi olurken "öğürtü" sesi çıkarmak
- "Elini göğsüne bastırarak üst üste öğürdü." (Peyami Safa)
-
Böğürmek
-
[nsz]
Kusarken veya kusacak gibi olurken "öğürtü" sesi çıkarmak
- ÖĞLENKİ
- ...
- ÖĞRENİŞ
-
-
[isim]
Öğrenme işi veya biçimi
-
[isim]
Öğrenme işi veya biçimi
- ÖĞRENCE
- ...
- ÖĞRETİŞ
-
-
[isim]
Öğretme işi veya biçimi
-
[isim]
Öğretme işi veya biçimi
- ÖĞRETME
-
-
[isim]
Öğretmek işi
-
[isim]
Öğretmek işi
- ÖĞÜRTME
-
-
[isim]
Öğürtmek işi veya biçimi
-
[isim]
Öğürtmek işi veya biçimi
- ÖĞÜTÜCÜ
-
-
[sıfat]
Öğütme özelliği olan
-
[isim]
Öğütme işini yapan makine
-
[isim]
Kâğıtçılıkta gerekli özelliklerdeki kâğıt veya karton hamuruna istenen bazı özellikleri kazandırmak için sulu ortamda elyaflı maddelerin işlenmesinde kullanılan diskli veya konik rotor ve statoru olan makine
-
[sıfat]
Öğütme özelliği olan
- ÖĞRETİM
-
-
[isim]
Belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi, tedris, tedrisat, talim
- "Ben bizzat bölükte ilköğretim hocalığı yaptım." (Falih Rıfkı Atay)
-
Öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme işi
-
[isim]
Belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi, tedris, tedrisat, talim
- ÖĞÜTMEK
-
-
[-i]
Bir araçla tane durumundaki nesneleri bir araçla ezerek un durumuna getirmek
- "Bu değirmen, günde ancak kırk elli çuval öğütebilirdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Ezmek, çiğnemek
-
[-i]
Bir araçla tane durumundaki nesneleri bir araçla ezerek un durumuna getirmek
- ÖĞRENİM
-
-
[isim]
Herhangi bir meslek, sanat veya iş için gerekli bilgi, beceri ve alışkanlıkların elde edilmesi amacıyla yapılan çalışma, tahsil
- "Öğrenimini bitirmeye bir yıl kala Türkiye'deki büyük fabrika sahiplerinden çağrılar alıyormuş." (Melih Cevdet Anday)
-
[isim]
Herhangi bir meslek, sanat veya iş için gerekli bilgi, beceri ve alışkanlıkların elde edilmesi amacıyla yapılan çalışma, tahsil
- ÖĞRENCİ
-
-
[isim]
Öğrenim görmek amacıyla ders alan kimse, talebe, şakirt
-
Bir bilim veya sanat yetkilisinin gözetimi ve yol göstericiliği altında belli bir konuda çalışan kimse
- "Kant'ın öğrencisi."
-
Özel ders alan kimse
-
[isim]
Öğrenim görmek amacıyla ders alan kimse, talebe, şakirt