Başında övü olan 21 kelime var. Övü ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde övü olan kelimeler listesine ya da sonu övü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında övü bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ÖVÜLEBİLMEK, ÖVÜNEBİLMEK, ÖVÜNEDURMAK
ÖVÜLEBİLME, ÖVÜNEBİLME, ÖVÜNEDURMA, ÖVÜNGENLİK
ÖVÜCÜLÜK
ÖVÜLMEK, ÖVÜNGEN, ÖVÜNMEK
ÖVÜLME, ÖVÜLÜŞ, ÖVÜNCE, ÖVÜNEK, ÖVÜNME, ÖVÜNTÜ, ÖVÜNÜŞ
ÖVÜCÜ, ÖVÜNÇ
ÖVÜŞ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖVÜLEBİLMEK
- ...
- ÖVÜNEDURMAK
- ...
- ÖVÜNEBİLMEK
- ...
- ÖVÜNGENLİK
-
-
[isim]
Çok övünme durumu
-
[isim]
Çok övünme durumu
- ÖVÜNEDURMA
- ...
- ÖVÜLEBİLME
- ...
- ÖVÜNEBİLME
- ...
- ÖVÜCÜLÜK
-
-
[isim]
Övücü olma durumu
-
[isim]
Övücü olma durumu
- ÖVÜLMEK
-
-
[nsz]
Övme işine konu olmak
- "Hani beklediğim övülmek, teşekkür filan olsa içim yanmaz" (Tarık Buğra)
-
[nsz]
Övme işine konu olmak
- ÖVÜNMEK
-
-
[-le]
Bir niteliği sebebiyle kendini yücelmiş sayarak bundan abartmalı bir biçimde söz etmek, iftihar etmek
- "Sonra oyuncakları ile övünen bir çocuk gibi gülümseyerek ilave ederdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Övünmek gibi olmasın, sesim güzeldir."
-
[nsz]
Kendi kendisini övmek
- "Yaptığı fedakârlıktan övünüyor diye kadına kızardık." (Aka Gündüz)
-
[-le]
Bir niteliği sebebiyle kendini yücelmiş sayarak bundan abartmalı bir biçimde söz etmek, iftihar etmek
- ÖVÜNGEN
-
-
[sıfat]
Çok övünen, farfara
-
[sıfat]
Çok övünen, farfara
- ÖVÜNEK
-
-
[isim]
Övünülecek şey, övünç kaynağı veya sebebi
- "İnsanoğlu işte şimdi yine başlıca dayanağı ve övüneği olan sağduyusu ve bilinci ile eli şakağında düşünüyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Övünülecek şey, övünç kaynağı veya sebebi
- ÖVÜNCE
-
-
[isim]
Övünmeye yol açan veya hak kazandıran şey, mefharet
-
[isim]
Övünmeye yol açan veya hak kazandıran şey, mefharet
- ÖVÜLME
-
-
[isim]
Övülmek işi
-
[isim]
Övülmek işi
- ÖVÜNME
-
-
[isim]
Övünmek işi, kıvanç, iftihar
- "Bu hatıralar sonradan birçok defa övünmeme vesile teşkil etmiştir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Övünmek işi, kıvanç, iftihar
- ÖVÜNÜŞ
- ...
- ÖVÜLÜŞ
-
-
[isim]
Övülme işi veya biçimi
-
[isim]
Övülme işi veya biçimi
- ÖVÜNTÜ
-
-
[isim]
Övünülecek tutum veya davranış
- "İstikbalini sağlamış olmanın o sinire batan, manasız güveni, budalaca övüntüsü..." (Haldun Taner)
-
[isim]
Övünülecek tutum veya davranış
- ÖVÜNÇ
-
-
[isim]
Övünme, kıvanç, iftihar
- "Bütün oba sevdalıları korumanın sevinci, övüncü içindeydi." (Yahya Kemal)
- "Sevgili eşini kaçırarak almış olmaktan büyük övünç duyardı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Övünme, kıvanç, iftihar
- ÖVÜCÜ
-
-
[sıfat]
Öven (kimse veya şey)
- "Bir romanın üzerine övücü saptayımlarda bulunmasına sevindim."
-
[sıfat]
Öven (kimse veya şey)