Başında ö olan 6 harfli 99 kelime var. Ö harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ö harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ö harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ö bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÖVGÜCÜ

  1. [isim] Birini veya bir şeyi öven kimse
  2. Birini gereği yokken veya aşırı olarak öven kimse

ÖBÜRKÜ

  1. [zamir] Öbürü

ÖNERGE

  1. [isim] Meclis, kongre vb. resmî bir toplantıda, herhangi bir konu veya sorunla ilgili olarak bir öneride bulunmak için üyelerden biri veya birçoğu tarafından başkanlığa verilen, oya konularak karar verilmesi istenen yazılı kâğıt, takrir

ÖZVERİ

  1. [isim] Bir amaç uğruna veya gerçekleştirilmesi istenen herhangi bir şey için kendi çıkarlarından vazgeçme, fedakârlık
    • "Özveri, kadında ille çocuk doğurmakla da başlamaz." (Haldun Taner)

ÖRTÜLÜ

  1. [sıfat] Örtüsü olan
    • "Orta yaşlı, başı örtülü bir kadın yanımda duruyor." (Refik Halit Karay)
  2. Örtülmüş, bir şey ile kaplanmış
    • "Yerler yemyeşil ve ıslak bir çimenle örtülü." (Ahmet Haşim)
  3. [zarf] Açıklama yapmadan, belli belirsiz bir biçimde, müphem

ÖPÜLÜŞ
...
ÖĞLEYE
...
ÖTÜRME

  1. [isim] Ötürmek işi veya durumu

ÖZELİK

  1. [isim] Herhangi bir durumu gösterebilme yeteneği

ÖLÜNME

  1. [isim] Ölünmek işi veya durumu

ÖDEGEÇ
...
ÖZLEME

  1. [isim] Özlemek işi, iştiyak

ÖRÜMCE

  1. [isim] Örümcek

ÖSTAKİ

  1. [isim] Östaki borusu

ÖLÜLÜK

  1. [isim] Cansız kalma durumu, cansızlık
    • "Kış müthiş olacak, kar yolları kapayacak, bembeyaz ovada ölülük uzayıp gidecek." (Sait Faik Abasıyanık)

ÖNAYAK

  1. [sıfat] Bir işte öncü, işi yürüten (kimse)
    • "Bu işte de önayak olmuş ve neler becermiş." (Reşat Nuri Güntekin)

ÖDEMİŞ
...
ÖKÇELİ

  1. [sıfat] Ökçesi olan veya ökçesi yüksek olan, topuklu
    • "Ayaklarında kalın ökçeli kauçuk pabuçlar." (Atilla İlhan)

ÖĞRETİ

  1. [isim] Bilimde bir düzenli görüşü oluşturan ilke ve dogmaların bütünü, meslek, doktrin
    • "Öğretisini başkalarına iletebilmekten umudunu kestiği anlar bile oluyordu." (Haldun Taner)
  2. Belli bir anlayışa, düşünceye dayalı olan ilke veya ilkeler dizisi, doktrin
    • "Bunlar Çinli düşünürün kitaplarını yaktıkları gibi öğretilerini izleyenleri de öldüreceklerdir." (Salâh Birsel)

ÖTÜŞME

  1. [isim] Ötüşmek işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü