Başında ö olan 5 harfli 63 kelime var. Ö harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ö harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ö harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ö bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÖLÇÜM

  1. [isim] Ölçme işi
  2. Ölçülerek elde edilen sonuç
    • "Bu alanın ölçümü iki kilometrekaredir."
  3. Ölçümleme sonucu, takdir

ÖNLEM

  1. [isim] Kötü veya yanlış bir şeyi önleyecek yol, tedbir

ÖLMEZ

  1. [sıfat] Ölümsüz, kalıcı olan
    • "Her kim ki olursa bu sırra mazhar / Dünyaya bırakır ölmez bir eser." (Âşık Veysel)
  2. Çok dayanıklı, kolay eskimeyen

ÖREKE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Eğrilmekte olan yün, keten vb. şeylerin tutturulduğu, bir ucu çatal değnek

ÖTÜRÜ

  1. [zarf] Bir şeyden dolayı, bir şey yüzünden, dolayı, naşi
    • "Sonunda biz bu hareketimizden ötürü on bir ay hapse mahkûm olduk." (Sait Faik Abasıyanık)

ÖRÜLÜ

  1. [sıfat] Örülmüş olan
    • "Üçüncü itiraz, aruza, bütün yüksek şiirimizin örülü olduğunu görüp de sadık kalmak isteyenlerden geliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)

ÖRÜCÜ

  1. [isim] Örme işi yapan kimse
  2. Kumaş ve örgülerdeki yırtıkları, delikleri onaran kimse veya bu işlerin yapıldığı yer
  3. Duvar yapan veya onaran kimse, yapı ustası

ÖNCÜL

  1. [isim] Bir çıkarımın öncüller kümesini oluşturan önermelerden herhangi biri, mukaddem
    • "Top top olmuş güzellerin sürüsü / Öncül olmuş çeker gider birisi." (Halk türküsü)
  2. Bir tasımda sonucu hazırlayan ilk iki önermeden her biri, mukaddem
  3. Bir bilimsel çalışmada işe koyulurken, araştırmaya konu edilmeksizin doğru sayılan önerme
  4. Kılavuz, öncü

ÖRTÜK

  1. [sıfat] Örtülü, kapalı

ÖZGÜN

  1. [sıfat] Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal
    • "Eskinin doğa ile uyuşan, özgün yapılarını yıkıp yerine yabancı, öykünme, yaratıcılıktan yoksun yapılar dikerek çirkinleştirdik." (Necati Cumalı)
  2. Bir buluş sonucu olan, nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan
    • "Özgün biçim."
  3. Çeviri olmayan, asıl olan (metin)

ÖDÜNÇ

  1. [isim] İleride geri verilmek veya alınmak şartıyla alınan veya verilen şey
    • "Kısa ve uzun vadeli hiçbir ödünç alma imkânı yoktu." (Falih Rıfkı Atay)

ÖDLEK

  1. [sıfat] Korkak, tabansız, yüreksiz
    • "Oda arkadaşım geceleri bir tavşan gibi ödlekti." (Haldun Taner)

ÖRMEK

  1. [-i] İplik, yün, tel, saz vb.ni birbirine dolayarak işlemek veya tezgâhta dokumak
    • "Balık ağı örerken, ağları tamir ederken okur o!" (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Kumaşlardaki delikleri elde iplikle besleyerek kapatmak
    • "Paltonun sırtını güve yemişti de ben örmüştüm." (Burhan Felek)
  3. Saç, yele vb. şeylerin tellerini birkaç bölüme ayırıp birbirine geçirmek yolu ile dağınıklıktan kurtarmak
    • "Kız saçlarını örmüş."
  4. Duvar yapmak veya onarmak
    • "Bu duvarı iki günde ördüler."
  5. Estetik kaygıyla, duygulu biçimde bir güzelliği ortaya koymak
    • "Bu yeni zevke göre, şiir ve nesir örenler yok." (Yahya Kemal Beyatlı)
  6. Müzik, edebiyat vb.nde bir özelliği oluşturmak, ortaya koymak
    • "Yaşadıkça kendi kabuğunu yetiştiren sümüklü böcek gibi talihimizi biz kendimiz öreriz." (Abdülhak Şinasi Hisar)

ÖRDEK

  1. [isim] Perde ayaklılardan, evcil ve yabani türleri bulunan su kuşu (Anas)
    • "Üç ördek onları görünce paytak paytak kaçıştılar." (Haldun Taner)
  2. Yataktan kalkamayacak durumdaki erkek hastaların içine idrarlarını yaptıkları kap, lazımlık, oturak
  3. Otobüs ve minibüs sürücülerinin yollardan aldıkları yolcular için kullandıkları bir söz
  4. Hile ile para sızdırılacak kimse, enayi

ÖLÇÜT

  1. [isim] Bir yargıya varmak veya değer vermek için başvurulan ilke, kıstas, mısdak, kriter
    • "Geç kalmış bile olsak biz Batı'ya, Batı'nın uygarlık ölçü ve ölçütlerine çoktan uymuşuz." (Tarık Dursun K)

ÖZEME

  1. [isim] Özemek işi veya durumu

ÖZERK

  1. [sıfat] Ayrı bir yasaya bağlı olarak kendi kendini yönetme yetkisi olan (kuruluş, devlet vb.), muhtar, otonom

ÖDEME

  1. [isim] Ödemek işi, tediye

ÖZDEK

  1. [isim] Kullanılmaya, harcamaya uygun, taşınması kolay eşya, ayniyat
  2. İş yerlerinde eşya ve malzeme işleriyle ilgilenen bölüm, ayniyat
  3. Duyularla algılanabilen, bölünebilen, ağırlığı olan nesne, madde
  4. İnsanın çalışmasıyla bir amaç uğruna biçim verdiği veya yararlandığı doğal cisimler, nesneler

ÖZENÇ

  1. [isim] İstek
  2. İmrenme

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü