Başında ö olan 5 harfli 63 kelime var. Ö harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ö harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ö harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ö bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖZSEL
-
-
[sıfat]
Öz ile ilgili
-
[sıfat]
Öz ile ilgili
- ÖĞREK
-
-
[isim]
At sürüsü
-
[isim]
At sürüsü
- ÖTÜCÜ
-
-
[sıfat]
Güzel öten, ötüşü güzel olan
-
[sıfat]
Güzel öten, ötüşü güzel olan
- ÖPMEK
-
-
[-i]
Sevgi, saygı, bağlılık, teşekkür belirtmek amacıya dudaklarını bir şeye veya birine değdirmek
- "Prenses karşıdan gelip yanağımı öptü." (Aka Gündüz)
-
[-i]
Sevgi, saygı, bağlılık, teşekkür belirtmek amacıya dudaklarını bir şeye veya birine değdirmek
- ÖNLÜK
-
-
[isim]
Yemek yaparken giysinin önü kirlenmesin diye giyilen, boyundan askılı ve bele bağlanan örtü
- "Önünde önlük bağlı, kırk yaşlarında kadar bir kadın geldi." (Memduh Şevket Esendal)
-
İlköğretimin ilk beş yılında öğrencilerin giydiği bir örnek giysi
-
Bir iş yaparken giysinin kirlenmesini önlemek için bele takılan veya giyilen örtü, giyecek
-
Küçük çocuklara yemek yedirirken üstlerini korumak için boyunlarına bağlanan örtü
-
[isim]
Yemek yaparken giysinin önü kirlenmesin diye giyilen, boyundan askılı ve bele bağlanan örtü
- ÖLÇÜM
-
-
[isim]
Ölçme işi
-
Ölçülerek elde edilen sonuç
- "Bu alanın ölçümü iki kilometrekaredir."
-
Ölçümleme sonucu, takdir
-
[isim]
Ölçme işi
- ÖVÜCÜ
-
-
[sıfat]
Öven (kimse veya şey)
- "Bir romanın üzerine övücü saptayımlarda bulunmasına sevindim."
-
[sıfat]
Öven (kimse veya şey)
- ÖRGÜN
-
-
[sıfat]
Bir işi gerçekleştirmek amacıyla türlü ve düzenli görevler yapan organlardan oluşan
-
[sıfat]
Bir işi gerçekleştirmek amacıyla türlü ve düzenli görevler yapan organlardan oluşan
- ÖLÇME
-
-
[isim]
Ölçmek işi
-
[isim]
Ölçmek işi
- ÖNDER
-
-
[isim]
Gücü, ünü ve toplumsal yeri dolayısıyla, belli zaman ve durumlar içinde, ilişkili bulunduğu küme veya toplumun tutum, davranış ve etkinliklerini değiştirip yönetme yeteneğini gösteren kimse, lider, şef
-
[isim]
Gücü, ünü ve toplumsal yeri dolayısıyla, belli zaman ve durumlar içinde, ilişkili bulunduğu küme veya toplumun tutum, davranış ve etkinliklerini değiştirip yönetme yeteneğini gösteren kimse, lider, şef
- ÖVMEK
-
-
[-i]
Birinin veya bir şeyin iyiliklerini, üstünlüklerini söyleyerek değerini yüceltmek, methetmek, sena etmek, yermek karşıtı
-
[-i]
Birinin veya bir şeyin iyiliklerini, üstünlüklerini söyleyerek değerini yüceltmek, methetmek, sena etmek, yermek karşıtı
- ÖTÜRÜ
-
-
[zarf]
Bir şeyden dolayı, bir şey yüzünden, dolayı, naşi
- "Sonunda biz bu hareketimizden ötürü on bir ay hapse mahkûm olduk." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Bir şeyden dolayı, bir şey yüzünden, dolayı, naşi
- ÖLÇÜŞ
-
-
[isim]
Ölçme işi veya biçimi
-
[isim]
Ölçme işi veya biçimi
- ÖRTÜŞ
-
-
[isim]
Örtme işi veya biçimi
-
[isim]
Örtme işi veya biçimi
- ÖTMEK
-
-
[nsz]
Kuş veya böcekler, değişik tonda ses çıkarmak
- "Gelmiş o yaylanın baharı / öter bülbüller hoştur avazı." (Âşık Veysel)
-
Herhangi bir nesne sürekli ses çıkarmak
-
Üflemeli çalgıların sesi çıkmak
- "Bu boru ötmüyor."
-
Anlamsız, boş konuşmak
- "Onlar saçma sapan ötüp dururken, ben içimden şöyle düşünüyordum." (Refik Halit Karay)
-
Sarhoş kusmak
-
[nsz]
Kuş veya böcekler, değişik tonda ses çıkarmak
- ÖZDEK
-
-
[isim]
Kullanılmaya, harcamaya uygun, taşınması kolay eşya, ayniyat
-
İş yerlerinde eşya ve malzeme işleriyle ilgilenen bölüm, ayniyat
-
Duyularla algılanabilen, bölünebilen, ağırlığı olan nesne, madde
-
İnsanın çalışmasıyla bir amaç uğruna biçim verdiği veya yararlandığı doğal cisimler, nesneler
-
[isim]
Kullanılmaya, harcamaya uygun, taşınması kolay eşya, ayniyat
- ÖZGÜR
-
-
[sıfat]
Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, şarta bağlı olmayan, serbest, hür
- "Muallim Naci'den önceki çevirmenler de çok özgür bir çeviriden yanadırlar." (Salâh Birsel)
-
Yönetim bakımından yabancı bir gücün etkisi altında bulunmayan, başka bir yönetime bağlı olmayan, bağımsız, hür (ulus, ülke)
-
Kendi kendine hareket etme, davranma, karar verme gücü olan
-
Tutuklu olmayan, hür
-
Başkasının kölesi olmayan, hür
-
Siyasi bir güç tarafından denetlenmeyen, engellenmeyen
- "Özgür basın. Özgür girişim."
-
[sıfat]
Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, şarta bağlı olmayan, serbest, hür
- ÖRTME
-
-
[isim]
Örtmek işi
-
Baş örtüsü
-
Üstü kapalı, önü açık yer
- "Damın örtmesinin altında hasta koyunlara bakıyordu bir adamla beraber." (Yahya Kemal)
-
[isim]
Örtmek işi
- ÖBÜRÜ
-
-
[zamir]
Öteki, öbür kişi veya şey, diğeri, öbürkü
-
[zamir]
Öteki, öbür kişi veya şey, diğeri, öbürkü
- ÖKSÜZ
-
-
Anası veya hem anası hem babası ölmüş olan (çocuk)
- "Nihayet iki saat uzakta bir köyde öksüz bir kız bulundu." (Ömer Seyfettin)
-
Kimsesiz
- "Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "O güne kadar yalnızlığımı pek o kadar duymamıştım, birden öksüz kaldım." (Refik Halit Karay)
-
Anası veya hem anası hem babası ölmüş olan (çocuk)