Çıkmak

  1. [-den] İçeriden dışarıya varmak, gitmek
    • "Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık." (Falih Rıfkı Atay)
  2. [nsz] Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek
    • "Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı." (Atatürk)
  3. [nsz] Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak
    • "Çiçeği burnunda subay çıkar çıkmaz, ben size bir emir eri bulurum." (Haldun Taner)
  4. Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek
    • "Yeni evimizden çıkıp eski evimize taşındık." (Yusuf Ziya Ortaç)
  5. Süresi dolduğunda ayrılmak
    • "Daireden çıkmak. Hastaneden çıkmak. Cezaevinden çıkmak."
  6. [nsz] Yapılmak, yürümek
    • "Bu dairede işler kolay çıkmaz."
  7. Yetişecek ölçüde olmak
    • "Bu kumaştan bir palto çıkar mı?"
  8. Eksilmek
    • "Dörtten iki çıkarsa..."
  9. Meydana gelmek
    • "Uygunsuz dediğim vakalardan biri bir salon oyunu yüzünden çıkmıştır." (Reşat Nuri Güntekin)
  10. [nsz] Sıyrılmak, ayrılmak
    • "Bebeğin patiği çıktı."
  11. [nsz] Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak
    • "Borçlu çıkmak. Kârlı çıkmak. Alacaklı çıkmak."
  12. Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek
    • "Çok sonra öğrenecek bunu. Çok sonra, çocukluktan çıkıp kocaman adam olduktan sonra." (Tarık Dursun K)
  13. [-i] Bir şeyin yukarısına doğru yürümek
    • "Uzun, dik merdivenli bir yokuşu çıktık." (Refik Halit Karay)
  14. [-de] Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak
    • "Sularda bakteri çıktı."
  15. [-e] Yetkili birinin makamına iş için gitmek
    • "Başkana çıkmak."
  16. [-e] Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak
    • "Arkadaşa piyango çıkmış. Bize yine gezi çıktı. Bu işten size de bir şey çıkar."
  17. [-e] Gitmek, koyulmak
    • "Yola çıkmadan evvel eve gitmek, uyumak istedim." (Memduh Şevket Esendal)
  18. [nsz] Bir konu yetkililerce karara bağlanmak
  19. [-e] Birdenbire görünmek
    • "Neden hiçbir korsan filosu önümüze çıkamadı?" (Feridun Fazıl Tülbentçi)
  20. [-e] Mal olmak
    • "Bu ev dört milyara çıktı."
  21. [-e] Oyunda herhangi bir rolü oynamak
    • "Arsız ve aptal mahalle çocuğu rolüne çıkmıştı." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  22. [-e] Bir yere ulaşmak, varmak
    • "Karşı kaldırıma geçtiler, sağa sola saptılar, demir yoluna çıktılar." (Memduh Şevket Esendal)
  23. [-e] Karaya ayak basmak
    • "1919 senesi Mayısının on dokuzuncu günü Samsun'a çıktım." (Atatürk)
  24. [nsz] Yayılmak, duyulmak
    • "Başından beri gazetelerde enstitü hakkında havadisler çıkıyordu." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
  25. [nsz] Olmak, bulunmak, var olmak
    • "Bayramın son günü her iki kadının da işleri çıkmıştı." (Osman Cemal Kaygılı)
  26. [-e] Bir iddia ile ortalıkta görünmek
    • "Sen onun karşısına çapkın bir adam gibi çıktın." (Peyami Safa)
  27. [-den] Yayılmak
    • "Lağımdan pis kokular çıkıyor."
  28. [-e] Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek
    • "Güreşte ona çıkacak kimse yok."
  29. [-e] Bulaşmak
    • "Kravatın boyası gömleğe çıktı."
  30. [-i] Binaya kat eklemek
    • "Evin ikinci katını çıkmadan havalar bozuldu."
  31. [-e] Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak
    • "Bu kahveden sıkıldın, ötekine çıkarsın, anladın mı?" (Memduh Şevket Esendal)
  32. [nsz] Niteliği sonradan anlaşılmak
    • "Eyvah, bu da ötekiler gibi soysuz çıktı. İstemem artık gözüm görmesin, soğudum, iğrendim. Atın evimden dışarı." (Reşat Nuri Güntekin)
  33. [nsz] Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak
    • "Akıllı çıktı da arkadaşına uymadı."
  34. [nsz] Yerinden oynamak
    • "Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
  35. [nsz] Görünür veya belli bir durumda bulunmak
    • "Tencerenin bakırı çıktı. Zayıflıktan kemikleri çıkmış."
  36. [nsz] Oluşmak, olmak
    • "Fırtına çıkmak. Soğuk çıkmak."
  37. [nsz] Piyasaya sürülmek
  38. [nsz] Bitmek, büyümek, sürmek
    • "Ekinler çıkmaya başladı. Bıyığı çıktı."
  39. [nsz] Verilmek
    • "Maaş çıkmak. Emir çıkmak."
  40. [nsz] Ay veya mevsim geçmek
    • "Mart çıktı. Kış çıktı."
  41. [nsz] Yeni yetişip satışa sunulmak
    • "Erik çıkmış. Çilek daha çıkmadı."
  42. [nsz] Yükselmek, artmak
    • "Fiyatlar çıktı."
  43. [nsz] Artırmak, fiyatı yükseltmek
  44. [nsz] Sesini yükseltmek
  45. [nsz] Büyük abdest bozmak
  46. [nsz] Giderilmek, yok olmak
    • "Leke çıktı."
  47. Unutmak
    • "O söz benim hatırımdan çıkmadı."
  48. [nsz] Ay, güneş görünmek
    • "Hava açılmış, ay çıkmıştı." (Refik Halit Karay)
    • "Güneş seni ısıtmak için çıkıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  49. [nsz] Yayımlanmak
    • "Yeni çıkmış Fransızca bir iki kitap bulunurdu." (Yusuf Ziya Ortaç)
  50. [nsz] Gelmek
    • "Çok geçmeden haber çıkacağını kadınlık insiyakiyle derhâl sezmişti." (Refik Halit Karay)
  51. [-den] Gerçekleşmek
    • "İnsanın her gördüğü rüya çıkmaz ya!" (Memduh Şevket Esendal)
  52. [nsz] Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak
    • "Arabanın direksiyonu çıkmak."
  53. [-den] Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek
    • "Ev, ev olmaktan çıktı."
  54. [-le] Flört etmek
    • "Sevim, senden başka bir kızla çıkmadım." (Atilla İlhan)
  55. [-e] Erişmek, görmek
    • "Aklı başında ama sabaha çıkamayacağına kalıbımı basarım." (Sait Faik Abasıyanık)
  56. Harcamak zorunda kalmak
    • "Paradan çıkmak. Bin liradan çıktım."
  57. [-i] Vermeye katlanmak
    • "Çık bakalım paraları!"

Kelime Anlamı Kaynağı : Türk Dil Kurumu (TDK) Güncel Türkçe Sözlüğü

Şunlara da göz atmak isteyebilirsiniz:

Çıkmak kelimesi baş harfi ç son harfi k olan bir kelime.Başında ç sonunda k olan kelimenin birinci harfi ç , ikinci harfi ı , üçüncü harfi k , dördüncü harfi m , beşinci harfi a , altıncı harfi k . Başı ç sonu k olan 6 harfli kelime.

A I K K M Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

6 Harfli Kelimeler

ÇIKMAK

5 Harfli Kelimeler

ÇAKIM, ÇIKAK, ÇIKMA, KAÇIK, KAKIÇ, KAKIM, KAMÇI

4 Harfli Kelimeler

AÇIK, AÇIM, AÇKI, AKIM, ÇAKI, ÇIMA, KAÇI

3 Harfli Kelimeler

AÇI, AKI, ÇAK, ÇAM, KAÇ, KAK, KAM, KIÇ, MAÇ

2 Harfli Kelimeler

AÇ, AK, AM, MA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.