Başında çı olan 8 harfli 49 kelime var. Çı ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde çı olan kelimeler listesine ya da sonu çı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında çı bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇIĞIRTMA

  1. [isim] Çığırtmak işi
  2. Basit, küçük, nefesli bir çalgı
    • "Bu lakırtıların arasında çığırtma gibi ince çocuk sesi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

ÇIRPMACI

  1. [isim] Çırpma işini yapan kimse

ÇIKARTIŞ
...
ÇIKRIKLI

  1. [sıfat] Çıkrığı olan
    • "Bahçede bir de çıkrıklı kuyu olacak." (Sait Faik Abasıyanık)

ÇIRAKLIK

  1. [isim] Çırak olma durumu, yamaklık
    • "Evimize yakın olan bu kahveye gide gele, kahveci çıraklığına başlayıverdim." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Çırağın yaptığı iş
    • "Bir şey söylemeden çıraklık vazifesini alırdı." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Çırağa verilen ücret
  4. Çırakların çalıştığı yer

ÇINGILLI
...
ÇIKRIKÇI

  1. [isim] Çıkrık yapıp satan kimse
  2. Elyaf fitillerini incelterek iplik veya elyaf yünü durumuna getiren ve boş makaralara saran bir makine

ÇIPLANMA
...
ÇIKIKLIK

  1. [isim] Çıkık olma durumu

ÇIĞIRMAK

  1. [-i] Çağırmak, seslenmek
  2. Türkü söylemek
    • "Gazi Rahman gene türküler çığıracaktır, eski türküleri çığıracaktır." (Tarık Buğra)

ÇIYANCIK
...
ÇILGINCA

  1. Deli gibi, delicesine, çılgıncasına
    • "Mademki Salvotore'yi o derece kıskandım, demek ki kendisine çılgınca âşıktım." (Refik Halit Karay)
  2. Aşırı bir biçimde
    • "Gençler, çocuklar, günün kahramanına çılgınca tezahürat yapıyorlar." (Haldun Taner)

ÇITLAMAK

  1. [nsz] "Çıt" sesi çıkarmak
    • "Ateş çıtlıyor."

ÇIKRALIK

  1. [isim] Çıkra ile örtülü yer

ÇITLAYIŞ

  1. [isim] Çıtlama işi veya biçimi

ÇIKARMAK

  1. Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
    • "Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı." (Ömer Seyfettin)
  2. [-i] Sonunu getirmek
    • "Bu para ile ayı çıkarırız."
  3. [-i] Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek
  4. [-i] Bulmak, ortaya koymak
    • "Yalanını çıkarmak. Yanlışını çıkarmak."
  5. [-i] Hatırlamak
    • "Adamı nereden tanıdığımı tam olarak çıkarmaya çalıştım." (Necati Cumalı)
  6. [nsz] Döküntülü bir hastalığa tutulmak
    • "Çiçek çıkarmak."
  7. [-i] Çok hoşlanmak
    • "Lezzetini çıkara çıkara hikâyesine devam ediyordu." (Refik Halit Karay)
  8. [-i] Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek
    • "Öfkesini benden çıkardı."
  9. [-i] Sağlamak, elde etmek
    • "Ekmeğini taştan çıkarmak."
  10. [-i] Gibi göstermek, bir davranış yüklemek
    • "Birini hırsız çıkarmak. Suçlu çıkarmak."
  11. Sindirim yolundan dışarı atmak
  12. İlgisini keserek uzaklaştırmak
  13. [-i] Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak
    • "İhtiyar hatun, onun ayakkabılarını ve ceketini çıkarıp çekilip gitmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
  14. [-i] Yayımlamak
    • "Gençlerin tenkitlerini gördü, yeni çıkardıkları edebiyat tarihlerini karıştırdı." (Orhan Seyfi Orhon)
  15. [-i] Gidermek
    • "Lekeyi çıkarmak."
  16. [nsz] Sebep olmak, yol açmak
    • "Bir dedektif bürosu açmış, hükûmet zorluk çıkardığından kapatmıştı." (Refik Halit Karay)
  17. [nsz] Yapmak, üretmek
    • "Bu terzi çok iş çıkarıyor."
  18. [-e] Sunmak
    • "Konuklara çerez çıkardı."
  19. [-e] Göstermek
    • "Sosyeteye bir ustabaşıyı kocam diye çıkaracaksın." (Memduh Şevket Esendal)
  20. [-i] Bir şeyi bir örneğe göre yapmak
    • "Yeni öğrendiği bir tangoyu piyanoda tek parmakla çıkarmaya çalışan İlhami..." (Haldun Taner)
  21. [nsz] Yollamak, göndermek
    • "Bir adam çıkarıp oğlunu yanına getirtti."
  22. [nsz] Yükü boşaltmak
    • "Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik." (Refik Halit Karay)
  23. [nsz] Resim yapmak
  24. [nsz] Fotoğraf çektirmek
  25. [-i] Söylemek
    • "Bu dedikoduyu ortaya mutlak bizim arkadaş çıkarmıştır." (Osman Cemal Kaygılı)
  26. [-i] Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek

ÇIMARİVA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Savaş gemilerinde tören için askerlerin küpeşte boyunca belirli aralıklarla dizilmesi için verilen komut

ÇIRPIŞMA

  1. [isim] Çırpışmak işi

ÇINGIRAK

  1. [isim] Küçük çan
    • "Sıcaktan o kadar bunalmıştık ki uğuldayan kulaklarımız, eski usul sac kapıya asılı iri çıngırağın sesini kavrayamadı." (Refik Halit Karay)
  2. İçindeki tanelerin hareketiyle ses çıkaran metal nesne
    • "Kollarını, çıngırağı tutmak istermiş gibi oynatıyor, ileriye geriye, iki yana." (Atilla İlhan)

ÇIFITLIK

  1. [isim] Hilekârlık, düzenbazlık

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü