Başında çı olan 6 harfli 30 kelime var. Çı ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde çı olan kelimeler listesine ya da sonu çı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında çı bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇITÇIT
-
-
[isim]
Üzerinde dikili bulundukları şeyin iki kenarını üst üste getirerek birleştirmeye ve tutturmaya yarayan, iki parçadan yapılmış metal nesne, fermejüp, kopça
-
Mobilya kapaklarını, kapıları kilitleme ve sürgülemenin dışında kapalı tutmaya yarayan ve az bir kuvvetle açılıp kapanmasını sağlayan iki parçalı metal veya plastik araç
-
[isim]
Üzerinde dikili bulundukları şeyin iki kenarını üst üste getirerek birleştirmeye ve tutturmaya yarayan, iki parçadan yapılmış metal nesne, fermejüp, kopça
- ÇIMACI
-
-
[isim]
Vapur iskelelerinde çıma uzatan veya tutan işçi
- "Kimimiz dümen tutar mavnalarda / Kimimiz çımacıdır halat başında." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Vapur iskelelerinde çıma uzatan veya tutan işçi
- ÇIRPMA
-
-
[isim]
Çırpmak işi
-
Kumaşın kenarını kıvırıp dikmek için iğne, kenara göre çapraz tutularak ve çift kattan batırılıp tek kattan çıkarılarak yapılan dikiş biçimi
-
[isim]
Çırpmak işi
- ÇIVGAR
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Çift sürmekte veya araba çekmekte olan hayvanlara yardımcı olarak koşulan hayvan
-
[isim]
Çift sürmekte veya araba çekmekte olan hayvanlara yardımcı olarak koşulan hayvan
- ÇIPLAK
-
-
[sıfat]
Üstünde bulunması gereken giysi, örtü vb. bulunmayan, üryan, nü, cıbıl, cıbıldak
- "Kız, çıplak tabanlarını bozuk yolda şaplata şaplata köyün içerisine doğru uzaklaştı." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Saçsız (baş)
-
Üzerinde yeşillik olmayan (arazi)
- "Irmağın başında kocaman, çıplak bir tek kavak vardı." (Halide Edip Adıvar)
-
İçinde gerekli eşya bulunmayan
- "Ankara tepelerinin birinde, boz renkli bir binanın çıplak ve dar bir odasında onunla karşı karşıyayız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Soyunmuş durumda olan vücudun resmi, nü
-
Yoksul (kimse)
- "Askerliğini yapmamış, beş parasız, çıplak bir Cemal'in nesi vardı evlenilecek?" (Necati Cumalı)
-
Yalın, süssüz
- "Çıplak bir anlatım."
-
Olduğu gibi, apaçık
-
[sıfat]
Üstünde bulunması gereken giysi, örtü vb. bulunmayan, üryan, nü, cıbıl, cıbıldak
- ÇIMBAR
-
-
[isim]
Dokuma tezgâhındaki kumaşı germeye yarayan iki tarafı dişli araç
-
[isim]
Dokuma tezgâhındaki kumaşı germeye yarayan iki tarafı dişli araç
- ÇINGIL
-
-
[isim]
Ufak ve seyrek taneli üzüm salkımı
- "Bağ bozumundan sonra kütüklerde kalan tek taneli, güneşten ısınmış üzüm çıngılının tadını hiçbir salkımda bulamazsınız." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Ufak ve seyrek taneli üzüm salkımı
- ÇIRÇIL
-
-
[isim]
Gemilere fıçı, varil vb. yükü yükleme, boşaltma sırasında kullanılan iki tarafı kancalı sapan
-
[isim]
Gemilere fıçı, varil vb. yükü yükleme, boşaltma sırasında kullanılan iki tarafı kancalı sapan
- ÇILGIN
-
-
[sıfat]
Aşırı davranışlarda bulunan, deli, mecnun
- "Ömrümde ilk defa saat için çılgın gibi dövüştüm." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Şöyle az buçuk mürekkep yalamış bir insanı böylesine üç nutuk çılgına döndürür." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Çok büyük, aşırı, olağanüstü
- "Onların bu çılgın aşklarına karşı konulacak engel setlerinin hiç hükmü yoktur." (Kemal Tahir)
-
[sıfat]
Aşırı davranışlarda bulunan, deli, mecnun
- ÇITPIT
-
-
[isim]
Ayak altında ezilerek çıtır çıtır ses çıkaran bir tür patlangaç, çatapat
-
[isim]
Ayak altında ezilerek çıtır çıtır ses çıkaran bir tür patlangaç, çatapat
- ÇIRACI
- ...
- ÇIKICI
- ...
- ÇIVGIN
-
-
[isim]
Rüzgâr ve karla karışık yağan yağmur
-
Ağaç sürgünü, filiz
-
Şıvgın
-
[isim]
Rüzgâr ve karla karışık yağan yağmur
- ÇILBIR
-
-
[isim]
Kaynamış suyun içine kırılan yumurta piştikten sonra kevgirden geçirilip üzerine sarımsaklı yoğurt ve sos dökülerek hazırlanan bir tür yemek
-
[isim]
Kaynamış suyun içine kırılan yumurta piştikten sonra kevgirden geçirilip üzerine sarımsaklı yoğurt ve sos dökülerek hazırlanan bir tür yemek
- ÇIRPIŞ
-
-
[isim]
Çırpma
- "Kuştur desem ne kanat çırpışı var ne sesi." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[isim]
Çırpma
- ÇINTAR
- ...
- ÇIĞLIK
-
-
[isim]
Acı, ince ve keskin ses, feryat, figan
- "İki kardeş güzel güzel oynarken ne oldu ise birdenbire bir ağlama, bir çığlık başladı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Martılar acı çığlıklar atarak birbirlerinin ağzından balık kapıyorlar." (Haldun Taner)
- "Bir gün işte bu çalgı çalınırken küçük kız olanca kuvveti ile tepinmeye, çığlık basmaya başlamıştır." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Acı, ince ve keskin ses, feryat, figan
- ÇIKKIN
-
-
[sıfat]
Kabarık, şişkin
-
[sıfat]
Kabarık, şişkin
- ÇINGAR
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kavga, gürültü
- "Bu son rolü, ihtiyaten, büyük çıngarın kopacağı güne sakladı." (Nezihe Araz)
-
[isim]
Kavga, gürültü
- ÇINLAK
-
-
[sıfat]
Çınlaması, yankısı çok olan (yer)
-
[sıfat]
Çınlaması, yankısı çok olan (yer)