Başında çevirme olan 4 kelime var. Çevirme ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde çevirme olan kelimeler listesine ya da sonu çevirme ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında çevirme bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ÇEVİRMENLİK
ÇEVİRMEK, ÇEVİRMEN
ÇEVİRME
E E M R V Ç İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
7 Harfli Kelimeler
ÇEVİRME
6 Harfli Kelimeler
ÇEVRİM, EVİRME, İÇERME
5 Harfli Kelimeler
ÇEVRE, ÇEVRİ, ERİME, EVRİM, MERİÇ, VEREM, VERİM, VERME
4 Harfli Kelimeler
ÇERİ, EMEÇ, EMİR, ERİM, ERME, EVİÇ, EVRE, İÇME, İÇRE, İVME, MERİ, REMİ, VERE, VERİ, VİRE
3 Harfli Kelimeler
ÇİM, ÇİR, EVÇ, MEÇ, MİR
2 Harfli Kelimeler
ÇE, EM, ER, EV, İÇ, İM, ME, Mİ, RE, VE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇEVİRMENLİK
-
-
[isim]
Çevirmen olma durumu, çeviricilik, dilmaçlık, tercümanlık, mütercimlik
-
Çevirmenin görevi
-
[isim]
Çevirmen olma durumu, çeviricilik, dilmaçlık, tercümanlık, mütercimlik
- ÇEVİRMEN
-
-
[isim]
Bir yazıyı veya konuşmayı bir dilden başka bir dile çeviren kimse, çevirici, dilmaç, tercüman, mütercim
- "Çevirmen güncel çalışmaları nedeniyle bu romandan sık sık uzaklaşmak durumunda kalıyordu." (Selim İleri)
-
[isim]
Bir yazıyı veya konuşmayı bir dilden başka bir dile çeviren kimse, çevirici, dilmaç, tercüman, mütercim
- ÇEVİRMEK
-
-
[-i]
Bir şeyin yönünü değiştirmek
- "Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Öteki yüzünü görünür duruma getirmek
- "Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Döndürerek hareket ettirmek
- "Resimleri albüme yapıştırırken kocası da radyonun düğmesini çevirdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yönetmek, idare etmek
- "Eteği belinde, bütün evi o çeviriyor." (Haldun Taner)
-
Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek
- "Arkadaşı bizi çevirip evine götürdü."
-
Geri göndermek
- "Kendisine yollanan parayı çevirmiş."
-
Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek
-
Çevrilemek, tevil etmek
- "Sözü işine geldiği gibi çevirdi."
-
[-den]
Çeviri yapmak
- "Romanlar, hikâyeler yazar; yahut Fransızcadan çevirirmiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak
- "Bağı duvarla çevirmek."
-
[-i]
Bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek
- "Evlerini otele çevirdiler."
-
[-den]
Bir durumdan başka duruma geçmek
-
[nsz]
Kâğıt oyunu oynamak
-
[nsz]
Hile, dolap, dalavere vb. dürüst olmayan davranışlar ortaya koymak
- "Bendenize şikâyetlerin yapılmaması, iş çevirmek isteyenlerin muvaffak olamayacaklarını bilmeleri neticesidir." (Atatürk)
-
[-i]
Kötü bir duruma getirmek
- "Adamı maskaraya çevirmek."
-
[-i]
Bir şeyin yönünü değiştirmek
- ÇEVİRME
-
-
[isim]
Çevirmek işi, tedvir
-
Kuzu, oğlak vb. hayvanların şişte, kor üzerinde çevrilerek pişirilmişi
- "Değirmende, daha sabahtan gönderilip hazırlanan yağlı bir oğlak çevirmesini tam kıvamında buldular." (Refik Halit Karay)
-
Çeviri
- "Fransızcadan çevirme bir eser."
-
Uzaktan dolaşıp düşmanın yan gerilerine düşerek onu istemediği bir durumda dövüşmek zorunda bırakma, sarma, muhasara
-
Bir müzik parçasındaki aralığın veya bir cümle parçasının tiz sesini pese, pes sesini tize dönüştürmek işi
-
[isim]
Çevirmek işi, tedvir