Başında çal olan 8 harfli 20 kelime var. Çal ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde çal olan kelimeler listesine ya da sonu çal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında çal bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ÇAL
2 Harfli Kelimeler
AÇ, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇALKAMAK
-
-
Çalkalamak
- "Dişim ağrıyor, rakı ile ağzımı çalkadım." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Tahıl elemek
-
Çalkalamak
- ÇALIŞKAN
-
-
[sıfat]
Gayretli, çalışmayı seven, faal
- "Bundan başka saygılı, temiz ve çalışkan bir kızdı." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Gayretli, çalışmayı seven, faal
- ÇALIŞTAY
-
-
[isim]
Bilim adamlarının ve uzmanların bir konuda ön hazırlık yapmak üzere katıldığı inceleme ve değerlendirme toplantısı
-
[isim]
Bilim adamlarının ve uzmanların bir konuda ön hazırlık yapmak üzere katıldığı inceleme ve değerlendirme toplantısı
- ÇALIŞMAK
-
-
[nsz]
Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak
- "Bu eser için üç yıl çalıştım."
- "Çalışıp çabaladı, sonunda bana da tahlilci bir zihniyet aşıladı." (Halide Edip Adıvar)
-
Herhangi bir iş üzerinde olmak
-
İşi veya görevi olmak, bulunmak
- "Kışları onun mandırasında çalışıyor." (Haldun Taner)
-
Makine veya aletler işe yarar durumda olmak veya işlemekte bulunmak
-
[-e]
Bir şeyi yapmak için gereken çarelere başvurmak, o şeyi gerçekleştirmek için kendini zorlamak, çaba harcamak
- "Olduğundan fazla yaşlı görünmeye çalıştığını sezdim." (Refik Halit Karay)
-
[-e]
Bir şeyi öğrenmek veya yapmak için emek vermek
- "Dar ve sapa yollardan hızla yürümeye çalışıyorduk." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[nsz]
Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak
- ÇALKANMA
-
-
[isim]
Çalkanmak işi
- "Mehtap âlemiyle bütün Boğaziçi'nin çalkanmasına rağmen bu gecenin bir saz gecesi olacağını mutlaka herkes işitmiş olamazdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Çalkanmak işi
- ÇALDIRIŞ
-
-
[isim]
Çaldırma işi veya biçimi
-
[isim]
Çaldırma işi veya biçimi
- ÇALDIRAN
- ...
- ÇALIMLIK
-
-
Yoğurt veya maya çalmaya yetecek kadar
-
Yoğurt veya maya çalmaya yetecek kadar
- ÇALKATMA
-
-
[isim]
Çalkatmak işi
-
[isim]
Çalkatmak işi
- ÇALGISAL
-
-
[sıfat]
Sözsüz
-
[sıfat]
Sözsüz
- ÇALINMAK
-
-
[nsz]
Çalma işine konu olmak
- "Kapı kapanalı daha üç beş dakika olmadan tekrar çalınmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
İnme inmek
-
[nsz]
Çalma işine konu olmak
- ÇALDIRMA
-
-
[isim]
Çaldırmak işi
-
[isim]
Çaldırmak işi
- ÇALKANIŞ
-
-
[isim]
Çalkanma işi veya biçimi
-
[isim]
Çalkanma işi veya biçimi
- ÇALKANTI
-
-
[isim]
Deniz ve gölde dalgalanma
-
Çalkanmış şey
- "Yumurta çalkantısı."
-
Kalbur yardımıyla ayrılan çer çöp
-
Coşku
- "Lodos rüzgârı es esebildiğine / Dinmesin gönlümdeki çalkantı." (Behçet Necatigil)
-
Kargaşa ve bunalımın yol açtığı düzensiz, karışık, sıkıntılı durum
- "Beraat etmen büyük çalkantı yaratır basında." (Çetin Altan)
-
[isim]
Deniz ve gölde dalgalanma
- ÇALKAYIŞ
-
-
[isim]
Çalkama işi veya biçimi
-
[isim]
Çalkama işi veya biçimi
- ÇALIMSIZ
-
-
[sıfat]
Çalımı olmayan, gösterişsiz
-
[sıfat]
Çalımı olmayan, gösterişsiz
- ÇALARMAK
-
-
[nsz]
Ekinler veya meyveler olmaya, olgunlaşmaya yüz tutmak
-
[nsz]
Ekinler veya meyveler olmaya, olgunlaşmaya yüz tutmak
- ÇALAPAÇA
-
-
[zarf]
Zorla yürüterek, sürükleye sürükleye
-
[zarf]
Zorla yürüterek, sürükleye sürükleye
- ÇALGISIZ
-
-
[sıfat]
Çalgısı olmayan
-
[sıfat]
Çalgısı olmayan
- ÇALTILIK
-
-
[isim]
Çaltısı çok olan yer
-
[isim]
Çaltısı çok olan yer