Sonunda çak olan 19 kelime var. ÇAK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde çak olan kelimeler listesine ya da başında çak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KARABURÇAK
AKBURÇAK, KIRIMÇAK
AYAKÇAK
BALÇAK, BARÇAK, BURÇAK, ÇAMÇAK, ÇAPÇAK, KAPÇAK, KIPÇAK, KOLÇAK
ALÇAK, BIÇAK, KAÇAK, KOÇAK, SAÇAK
UÇAK
ÇAK
A K Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ÇAK, KAÇ
2 Harfli Kelimeler
AÇ, AK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KARABURÇAK
-
-
[isim]
Baklagillerden, hayvan yemi ve gübre olarak kullanılan bir tür, küşne (Ervum ervilla)
-
[isim]
Baklagillerden, hayvan yemi ve gübre olarak kullanılan bir tür, küşne (Ervum ervilla)
- KIRIMÇAK
- ...
- AKBURÇAK
-
-
[isim]
Baklagillerden, burçağa yakın bir bitki cinsi (Lathyrus sativus)
-
[isim]
Baklagillerden, burçağa yakın bir bitki cinsi (Lathyrus sativus)
- AYAKÇAK
-
-
[isim]
Merdiven, merdiven basamağı
-
Dokuma tezgâhı ayaklığı
-
Çocukların, cambazların ayaklarına takıp yürüdükleri çifte sırık
-
[isim]
Merdiven, merdiven basamağı
- BARÇAK
-
-
[isim]
Kılıç kabzasının siperi
-
[isim]
Kılıç kabzasının siperi
- BURÇAK
-
-
[isim]
Baklagillerden, taneleri hayvan yemi olarak kullanılan yıllık bir yem bitkisi (Vicia ervilia)
-
Bu bitkinin mercimeğe benzeyen ve genellikle hayvan yemi olarak kullanılan tanesi
-
[isim]
Baklagillerden, taneleri hayvan yemi olarak kullanılan yıllık bir yem bitkisi (Vicia ervilia)
- ÇAMÇAK
-
-
[isim]
Ağaçtan oyularak yapılmış kulplu su kabı, çapçak
-
Köpüklenerek akma
-
[isim]
Ağaçtan oyularak yapılmış kulplu su kabı, çapçak
- KIPÇAK
- ...
- KAPÇAK
-
-
[isim]
Uzun saplı büyük kanca
-
[isim]
Uzun saplı büyük kanca
- KOLÇAK
-
-
[isim]
Yalnız başparmağı ayrı, diğer dört parmağı bir örülmüş yün eldiven
-
Koltuk veya iskemlenin kol konacak parçası
- "Pencerenin karşısında, kolçaklarından biri kopuk, sallanan iskemleye oturmuş, iki eliyle sağlam kolçağa sıkı sıkı sarılmıştı." (Ayla Kutlu)
-
Ceket veya gömlek kollarının kirlenmesine engel olmak için bilekten dirseğe kadar geçirilen eğreti kolluk
-
Kola geçirilen işaretli bağ, pazubent
- "Kızılay kolçağı."
-
Zırhın kola geçirilen parçası
-
[isim]
Yalnız başparmağı ayrı, diğer dört parmağı bir örülmüş yün eldiven
- BALÇAK
-
-
[isim]
Kabza
-
Kabzanın demir siperi
-
[isim]
Kabza
- ÇAPÇAK
-
-
[isim]
Çamçak
-
Ağzı açık fıçı
- "Elimi çapçağa daldırdım, karidesi bıyığından yakaladım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Çamçak
- KOÇAK
-
-
Yürekli (erkek)
-
Eli açık, cömert
-
Yürekli (erkek)
- KAÇAK
-
-
Bağlı bulunduğu yerden veya yasadan kaçan, uzaklaşan
- "Vapurda bir de kaçak Rus ailesi var." (Aka Gündüz)
-
Yasaca yapılması yasak olan veya yapılması için gerekli izin alınmayan
- "Kaçak kat."
-
Yasaca belirtilmiş gerekli gümrük ve vergileri ödenmeden bir yere sokulan veya bir yerden çıkarılan
- "Öyle olduğu hâlde kaçak sigaramla hâli unutmaya çalışıyordum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Bir kaptan, bir borudan sızan gaz veya sıvı, bir telden kaçan akım
- "Bu odada kaçak var."
-
[isim]
Gizlice kaçırılmış olan mal veya madde
- "Şu âlâ kaçaktan birer sigara sarar mısınız?" (Sermet Muhtar Alus)
-
[zarf]
Yasalara, kurallara uymayarak, gizlice
- "Bütün harp müddetince babası ile İsviçre'de kaçak yaşadı." (Aka Gündüz)
-
Bağlı bulunduğu yerden veya yasadan kaçan, uzaklaşan
- SAÇAK
-
-
[isim]
Bazı giyim eşyalarında veya döşemeliklerde kumaş kenarlarına dikilen süslü iplikten püskül
- "Perdenin saçağı."
-
Görünüşü bu püskülü andıran
- "Bak gene bir tutam saçak tütün kalmadı. bana yalnız tozları kalıyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Havlu, halı vb.nin kenarı boyunca sarkan püskül
-
Bir yapının herhangi bir bölümünü güneş ve yağmurdan koruması için, o bölümden dışa taşkın ve altı boşta olarak yapılan örtü
-
Bir gaz ortama yerleştirilen ve yüksek bir potansiyel verilen ve nesnenin yüzeyinde oluşan ışık olayı
-
[isim]
Bazı giyim eşyalarında veya döşemeliklerde kumaş kenarlarına dikilen süslü iplikten püskül
- BIÇAK
-
-
[isim]
Bir sap ve çelik bölümden oluşan kesici araç
- "Ekmek bıçağı. Sebze bıçağı."
- "Köy delikanlılarının bıçak çekmeye elleri bile değmedi." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bu tatlı sohbetin arasında kapı çalındı, lakırtıları bıçak gibi kesildi." (Halide Edip Adıvar)
-
Çeşitli kesme işlerinde kullanılan keskin ağızlı araç
- "Basımevi bıçağı."
-
[isim]
Bir sap ve çelik bölümden oluşan kesici araç
- ALÇAK
-
-
[sıfat]
Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı
- "Alçak tavanlı bir oda."
-
Aşağı olan, yüksek olmayan (yer)
-
Kısa (boy)
- "Alçak boylu bir adam."
-
Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain
- "Vatan hizmetinden kaçanlar alçaktır."
-
[sıfat]
Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı
- UÇAK
-
-
[isim]
Kanatlarının altına havanın yaptığı basınç yardımıyla yükselip ilerleyebilen motorlu hava taşıtı, tayyare
-
[isim]
Kanatlarının altına havanın yaptığı basınç yardımıyla yükselip ilerleyebilen motorlu hava taşıtı, tayyare
- ÇAK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Yırtık, yarık
-
[sıfat]
Yırtık, yarık