Başında ça olan 7 harfli 99 kelime var. Ça ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ça olan kelimeler listesine ya da sonu ça ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ça bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AÇ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇARKACI
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Osmanlı ordusunda öncü süvari birliğinde görevli asker
                    
                    
- "Davlumbazlar yeğde yeğde vuranda / Çarkacılar sağlı sollu dönende / Eğri kılıç ak gövdeyi bölende / Yiğidi doğuran ana, bin yaşa!" (Halk türküsü)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Osmanlı ordusunda öncü süvari birliğinde görevli asker
                    
                    
 - ÇAKISIZ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Çakısı olmayan
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Çakısı olmayan
                    
                    
 - ÇAYIRLI
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Çayırı olan
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Çayırı olan
                    
                    
 - ÇARIKÇI
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Çarık yapan veya satan kimse
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Çarık yapan veya satan kimse
                    
                    
 - ÇAÇARON
 - 
    
Kelime Kökeni : İtalyanca
- 
                        [sıfat]
                    
                        Karşısındakini susturacak biçimde ve çok konuşan, çenesi kuvvetli, geveze
                    
                    
- "Bir kaynanam var çaçaron ama artık işi bitmiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Karşısındakini susturacak biçimde ve çok konuşan, çenesi kuvvetli, geveze
                    
                    
 - ÇAVALYE
 - 
    
Kelime Kökeni : İtalyanca
- 
                        [isim]
                    
                        Çavela
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Çavela
                    
                    
 - ÇATISIZ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Çatısı olmayan, üstü açık (ev, kulübe)
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Çatısı olmayan, üstü açık (ev, kulübe)
                    
                    
 - ÇAKILLI
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Çakılı olan
                    
                    
- "Kumsal topraktan, dibi çakıllı suya girdi." (Cahit Uçuk)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Çakılı olan
                    
                    
 - ÇARKSIZ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Çarkı olmayan
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Çarkı olmayan
                    
                    
 - ÇALINMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Çalınmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Çalınmak işi
                    
                    
 - ÇALILIK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Çalısı çok olan yer
                    
                    
- "Bağ tarafında, çalılıkların arkasına gizlenmiştim." (Abdülhak Şinasi Hisar)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Çalısı çok olan yer
                    
                    
 - ÇALGICI
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Çalgı çalmayı kendine meslek edinmiş kimse
                    
                    
- "Gelin oyuna kalktığı zaman, çalgıcılara bin lira verdi." (Memduh Şevket Esendal)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Çalgı çalmayı kendine meslek edinmiş kimse
                    
                    
 - ÇAKALOZ
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Mermi olarak çakıl taşı atan bir tür top
                    
                    
 - 
                    
                        Bu topu kullanan topçu
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Mermi olarak çakıl taşı atan bir tür top
                    
                    
 - ÇAKINTI
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Şimşek çakması, parlaması
                    
                    
- "Alanları düşüncenin çakıntılarıyla aydınlanan kent / Genişletti varoşlarını genç ordularıyla eylemin." (Turan Oflazoğlu)
 
 - 
                    
                        Ani buluş, düşünce, beklenmeyen söz veya davranış
                    
                    
- "Sarhoşun bazı sevimli buluşları, delinin beklenmedik çakıntıları olabilir." (Haldun Taner)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Şimşek çakması, parlaması
                    
                    
 - ÇATIRTI
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Çatırdama sesi
                    
                    
- "Az sonra tutuşan çalıların çatırtısı sağanak sesini bastırmıştı." (Refik Halit Karay)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Çatırdama sesi
                    
                    
 - ÇANAKSI
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Çanağı andıran, çanağa benzeyen, çanak gibi
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Çanağı andıran, çanağa benzeyen, çanak gibi
                    
                    
 - ÇAPARIZ
 - 
    
Kelime Kökeni : Farsça
- 
                        [isim]
                    
                        İçinden çıkılamayacak kadar güç olan, karışık iş
                    
                    
 - 
                    
                        Demir zincirlerinin birbirine dolaşıp karışması
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        İçinden çıkılamayacak kadar güç olan, karışık iş
                    
                    
 - ÇAPASIZ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Çapalanmamış (yer)
                    
                    
 - 
                    
                        Çapası olmayan
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Çapalanmamış (yer)
                    
                    
 - ÇAPULCU
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Başkasının malını alan kimse, plaçkacı
                    
                    
- "Bütün çapulcu alayı başka kasabalara gittiler." (Sait Faik Abasıyanık)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Başkasının malını alan kimse, plaçkacı
                    
                    
 - ÇAMURLU
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Çamur bulaşmış, üstünde veya içinde çamur bulunan
                    
                    
- "Uzun sarı tüyleri biraz daha çamurlu, bacakları biraz daha berelenmiş." (Reşat Nuri Güntekin)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Çamur bulaşmış, üstünde veya içinde çamur bulunan