Başında ça olan 6 harfli 68 kelime var. Ça ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ça olan kelimeler listesine ya da sonu ça ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ça bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇARDAK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tarla, bahçe vb. yerlerde ağaç dallarından örülmüş barınak
  2. Asma vb. bitkilerin dallarını sardırmak için direklerle yapılmış yer
    • "Evin bahçeye açılan tahta kapısının üstündeki çardakta koruklar sarkıyordu." (Oktay Rifat)
  3. Kameriye
    • "Çardağın boşluğuna girdiğimiz vakit durmuş, eliyle yanağımı sıkmış, çenemi okşamıştı." (Refik Halit Karay)

ÇARKÇI

  1. [isim] Kesici aletleri çarkla bileyen kimse, bileyici
  2. Vapurlarda makine bölümünü yöneten kimse
    • "Karısı bir deniz çarkçı subayının kızıdır." (Memduh Şevket Esendal)

ÇAÇAÇA

Kelime Kökeni : İspanyolca

  1. [isim] Meksika'dan yayılmış, hareketli, modern bir dans

ÇATMAK

  1. [-i] Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak
    • "Avlusunda silahlarını çatmış, ayaklarını germiş askerler var." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Kereste vb.ni birbirine tutturmak
  3. Bir şeyi yapmak için gerekli parçaları bir araya getirmek
    • "Koca bir nahiye titreştik, odunsuz yattık / O büyük mektebi gördün ya, kışın biz çattık." (Mehmet Akif Ersoy)
  4. Yükü hayvana iki yanlı yüklemek
  5. Başa yemeni, çatkı, yazma vb.ni bağlamak
  6. Kaşı, yüzü sertlik, öfke bildiren bir duruma sokmak
    • "Komiser o yana doğru geldiğinden polis kaşlarını çattı." (Haldun Taner)
  7. [-e] Üzücü, kızdırıcı veya şaşırtıcı olaylarla karşılaşmak
    • "Hacı Mustafa bağırıyor, ömründe böyle bir işe çatmadığını söylüyordu." (Refik Halit Karay)
  8. [-e] Yazıyla veya sözle sataşmak
    • "Böyle söyler de sonra yemek biraz azca çıkarsa yahut pek düzgün olmasa aşçıya çatacak gibi olur." (Memduh Şevket Esendal)
  9. [-e] Rastlamak, karşılaşmak
    • "Nerden çattım böylesi bir güzele..." (Cahit Sıtkı Tarancı)
  10. [nsz] Sırası gelmek, zamanı gelmek
    • "Bir karara varma zamanı gelip çatmıştı." (Cahit Uçuk)
  11. [-e] Gemiler birbirine çarpmak

ÇAVELA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Tutulan balıkların içine konduğu sepet, çavalye

ÇAĞMAK

  1. [-e] Güneş ışığı vurmak
    • "Ömrüm bir tepeye çağmış gün gibi." (Karacaoğlan)

ÇATILI

  1. [sıfat] Çatısı olan (yapı)
    • "Burası uzaktan beyaz çatılı, tenha bir köye benziyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. Çatılmış olan
  3. Başına çatkı bağlanmış olan

ÇAVDIR
...
ÇATICI

  1. [isim] Çatma işini yapan kimse
  2. Çatı işlerini yapan kimse

ÇARGAH
...
ÇARLIK

  1. [isim] Çar olma durumu
  2. Çarın yönetiminde bulunan devlet
    • "Rusya'da çarlık devrilmişti." (Tarık Buğra)

ÇAPRAZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Eğik olarak birbiriyle kesişen
    • "Mitralyözler onu çapraza almış, kızıl iğneleriyle gövdesini delik deşik ediyorlardı." (Atilla İlhan)
  2. İki taraflı, karşılıklı
    • "Çapraz ateş."
  3. [zarf] Eğik bir biçimde
    • "Boynuna çapraz astığı tüfeğini yokladı." (Samim Kocagöz)
  4. [isim] Bir tür olta iğnesi
  5. [isim] Kopça, düğme
  6. [isim] Güreşte rakibin koltuk altından kol geçirip sarma oyunu

ÇAVLAN

  1. [isim] Şelale
    • "Çavlan sesinden öte bir şey duyulmuyordu şimdi." (Cahit Uçuk)

ÇAPRAK

  1. [isim] Eyer örtüsü, şaprak

ÇAKILI

  1. [sıfat] Çivi, kazık vb. bir şeyle tutturulmuş
    • "Duvara çakılı büyük rakkaslı saati tamire götüren hademe, Reşat'ın omzuna adamakıllı bindirmiş." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Çakılmış, bir şeye bağlı
    • "Genç kadın forsaların çakılı bulunduğu oturak dairesini görmeyi merak ediyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
    • "O günkü sözleri çakılı kaldı bende." (Necati Cumalı)
  3. Yeri değişmez, sabit
    • "Çakılı top."

ÇAYELİ
...
ÇARDAŞ

Kelime Kökeni : Macarca

  1. [isim] İki veya dört zamanlı Macar halk dansı

ÇARKIT

  1. [sıfat] Eski, bozuk, sakat

ÇAYLAK

  1. [isim] Yırtıcılardan, uzun kanatlı, çengel gagalı, küçük kuşları ve fare gibi zararlı hayvanları avlayan, tavuk büyüklüğünde bir kuş (Milvus migrans)
  2. [sıfat] Toy, deneyimsiz, acemi (kimse)

ÇAPMAK

  1. [-i] Koşturmak
    • "Atını çaparak gitti."
  2. [nsz] Akın etmek, koşmak
    • "Yağı basar, uğru çapar, tek başıma barınamam, ölürüm." (Memduh Şevket Esendal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü